OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

temeshur (A.) [ ﺮﺨﺴﻤﺕ ] maskaralık. temeshur etmek maskaralık etmek. temessüh etmek şekil değiştirmek. temessük etmek sımsıkı tutunmak, sarılmak. temessül etmek 1.cisimlenmek. 2.benzeşmek. 3.özümlemek. temettü (A.) [ ﻊﺘﻤﺕ ] kazanç, kâr. temevvüc (A.) [ جﻮﻤﺕ ] dalgalanma. temevvüc etmek dalgalanmak. temevvül (A.) [ لﻮﻤﺕ ] zenginlik. temeyyüz (A.) [ ﺰﻴﻤﺕ ] kendini gösterme, sivrilme, ayrıcalık kazanma. temeyyüz etmek kendini göstermek. temhîl etmek süre tanımak. temîn (A.) [ ﻦﻴﻡﺄﺕ ] 1.gerçekleştirme, sağlama. 2.gerçekleştirilme, sağlanma. 3.emin kılma, güvence verme. temîn edilmek 1.sağlanmak, gerçekleştirilmek. 2.güvenci verilmek, emin kılınmak. temîn etmek güvence vermek, kesin konuşmak. temînât (A.) [ تﺎﻨﻴﻡﺄﺕ ] güvence parası. temînen (A.) [ ﺎﻨﻴﻡﺄﺕ ] sağlanarak, temin edilerek. temkîn (A.) [ ﻦﻴﮑﻤﺕ ] 1.ihtiyatlı davranma. 2.sağlamlık. 3.ağırbaşlılık. temlîk (A.) [ ﮏﻴﻠﻤﺕ ] mülk verme, mülk edindirme. temr (A.) [ ﺮﻤﺕ ] hurma. temrîn (A.) [ ﻦیﺮﻤﺕ ] alıştırma, egzersiz. temsîl (A.) [ ﻞﻴﺜﻤﺕ ] 1.tiyatro oyunu. 2.sözgelişi. 3.özümseme. 478

temsîlât (A.) [ تﻼﻴﺜﻤﺕ ] tiyatro oyunları. temyîz (A.) [ ﺰﻴﻴﻤﺕ ] 1.ayırdetme. 2.seçme. ten (F.) [ ﻦﺕ ] 1.vücut, beden. 2.dış yüz. tena’um (A.) [ ﻢﻌﻨﺕ ] bolluk içinde yaşama. tenâfür (A.) [ ﺮﻓﺎﻨﺕ ] 1.birbirinden nefret etme. 2.kulağa hoş gelmeyen sözcükleri sık sık kullanma. tenahnuh (A.) [ ﺢﻨﺤﻨﺕ ] boğazını temizleme. tenâkus (A.) [ ﺺﻗﺎﻨﺕ ] eksilme, azalma. tenâkus etmek eksilmek, azalmak. tenâkuz (A.) [ ﺾﻗﺎﻨﺕ ] çelişki. tenâkür (A.) [ ﺮﮐﺎﻨﺕ ] antipati. tenâsân (F.) [ نﺎﺱﺁ ﻦﺕ ] canının kıymetini bilen, rahatına düşkün. tenâsur (A.) [ ﺮﺹﺎﻨﺕ ] yardımlaşma. tenâsüb (A.) [ ﺐﺱﺎﻨﺕ ] 1.uygunluk. 2.orantı. tenâsüh (A.) [ ﺦﺱﺎﻨﺕ ] ruhun bedenler arası göçü. tenâsül (A.) [ ﻞﺱﺎﻨﺕ ] üreme, üreyiş. tenâsülî (A.) [ ﯽﻠﺱﺎﻨﺕ ] üreyiş ile ilgili. tenâvüb (A.) [ بوﺎﻨﺕ ] dönüşüm. tenâzur (A.) [ ﺮﻇﺎﻨﺕ ] bakışma, bıkışım, simetri. tenâzurî (A.) [ یﺮﻇﺎﻨﺕ ] bakışık, simetrik. tenbân (F.) [ نﺎﺒﻨﺕ ] don. tenbel (F.) [ ﻞﺒﻨﺕ ] tembel. tenbîh (A.) [ ﻪﻴﺒﻨﺕ ] 1.uyandırma. 2.uyarı, tembih. 479

temsîlât (A.) [ تﻼﻴﺜﻤﺕ ] tiyatro oyunları.<br />

temyîz (A.) [ ﺰﻴﻴﻤﺕ ] 1.ayırdetme. 2.seçme.<br />

ten (F.) [ ﻦﺕ ] 1.vücut, beden. 2.dış yüz.<br />

tena’um (A.) [ ﻢﻌﻨﺕ ] bolluk içinde yaşama.<br />

tenâfür (A.) [ ﺮﻓﺎﻨﺕ ] 1.birbirinden nefret etme. 2.kulağa hoş gelmeyen sözcükleri<br />

sık sık kullanma.<br />

tenahnuh (A.) [ ﺢﻨﺤﻨﺕ ] boğazını temizleme.<br />

tenâkus (A.) [ ﺺﻗﺎﻨﺕ ] eksilme, azalma.<br />

tenâkus etmek eksilmek, azalmak.<br />

tenâkuz (A.) [ ﺾﻗﺎﻨﺕ ] çelişki.<br />

tenâkür (A.) [ ﺮﮐﺎﻨﺕ ] antipati.<br />

tenâsân (F.) [ نﺎﺱﺁ ﻦﺕ ] canının kıymetini bilen, rahatına düşkün.<br />

tenâsur (A.) [ ﺮﺹﺎﻨﺕ ] yardımlaşma.<br />

tenâsüb (A.) [ ﺐﺱﺎﻨﺕ ] 1.uygunluk. 2.orantı.<br />

tenâsüh (A.) [ ﺦﺱﺎﻨﺕ ] ruhun bedenler arası göçü.<br />

tenâsül (A.) [ ﻞﺱﺎﻨﺕ ] üreme, üreyiş.<br />

tenâsülî (A.) [ ﯽﻠﺱﺎﻨﺕ ] üreyiş ile ilgili.<br />

tenâvüb (A.) [ بوﺎﻨﺕ ] dönüşüm.<br />

tenâzur (A.) [ ﺮﻇﺎﻨﺕ ] bakışma, bıkışım, simetri.<br />

tenâzurî (A.) [ یﺮﻇﺎﻨﺕ ] bakışık, simetrik.<br />

tenbân (F.) [ نﺎﺒﻨﺕ ] don.<br />

tenbel (F.) [ ﻞﺒﻨﺕ ] tembel.<br />

tenbîh (A.) [ ﻪﻴﺒﻨﺕ ] 1.uyandırma. 2.uyarı, tembih.<br />

479

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!