OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

tahayyül etmek hayal etmek. tahayyülât (A.) [ تﻼﻴﺨﺕ ] hayal etmeler, hayale dalışlar. tahayyülî (A.) [ ﯽﻠﻴﺨﺕ ] hayalî. tahayyür (A.) [ ﺮﻴﺤﺕ ] hayranlık. tahayyür etmek hayran kalmak, şaşakalmak. tahcîr (A.) [ ﺮﻴﺠﺤﺕ ] çit çekme. tahdîd (A.) [ ﺪیﺪﺤﺕ ] sınırlandırma. tahdîd edilmek sınırlandırılmak. tahdîd etmek sınırlandırmak. tahdîdât (A.) [ تاﺪیﺪﺤﺕ ] sınırlandırmalar, kısıtlamalar. tahfîf (A.) [ ﻒﻴﻔﺨﺕ ] hafifletme. tahfîf etmek hafifletmek. tâhir (A.) [ ﺮهﺎﻃ ] temiz. tahkik (A.) [ ﻖﻴﻘﺤﺕ ] araştırma, gerçeği arama. tahkik edilmek araştırılmak. tahkik etmek araştırmak. tahkîkat (A.) [ تﺎﻘﻴﻘﺤﺕ ] araştırmalar. tahkim (A.) [ ﻢﻴﮑﺤﺕ ] sağlamlaştırma. tahkim edilmek sağlamlaştırılmak. tahkim etmek sağlamlaştırmak. tahkîmât (A.) [ تﺎﻤﻴﮑﺤﺕ ] 1.sağlamlaştırmalar. 2.sağlamlaştırılmış yer. tahkîr (A.) [ ﺮﻴﻘﺤﺕ ] küçümseme, aşağılama. tahkîr edilmek aşağılanmak. 444

tahkîr etmek aşağılamak. tahkîrâmiz (A.-F.) [ ﺰﻴﻡﺁ ﺮﻴﻘﺤﺕ ] aşağılayıcı. tahkiye etmek anlatmak, hikaye etmek. tahlîf (A.) [ ﻒﻴﻠﺤﺕ ] 1.and içirme. 2.and içme. tahlîf etmek halef bırakmak. tahlîl (A.) [ ﻞﻴﻠﺤﺕ ] ayrıştırma, çözümleme, analiz. tahlil etmek değerlendirme yapmak, analiz yapmak. tahlîlât (A.) [ تﻼﻴﻠﺤﺕ ] analizler, tahliller. tahlîs (A.) [ ﺺﻴﻠﺨﺕ ] kurtarma. tahlit (A.) [ ﻂﻴﻠﺨﺕ ] karıştırma. tahliye (A.) [ ﻪﻴﻠﺨﺕ ] 1.boşaltma. 2.salıverme. tahliye edilmek 1.boşaltılmak. 2.salıverilmek. tahliye etmek 1.boşaltmak. 2.salıvermek. tahmîl (A.) [ ﻞﻴﻤﺤﺕ ] 1.yükleme. 2.sorumluluk verme. tahmînen (A.) [ ﺎﻨﻴﻤﺨﺕ ] tahminle, aşağı yukarı. tahmînî (A.) [ ﯽﻨﻴﻤﺨﺕ ] tahmin edilen. tahmîr (A.) [ ﺮﻴﻤﺨﺕ ] 1.mayalandırma. 2.yoğurma. tahmis (A.) [ ﺲﻴﻤﺨﺕ ] 1.beşleme. 2.beş dizeye çıkarma. tahnit (A.) [ ﻂﻴﻨﺤﺕ ] ilaçlama. tahrib (A.) [ ﺐیﺮﺨﺕ ] yıkma, harap etme. tahrîb edilmek yıkılmak, bozulmak, harap edilmek. tahrîb etmek yıkmak, bozmak, harap etmek. tahrîbât (A.) [ تﺎﺒیﺮﺨﺕ ] yıkmalar, yıkımlar. 445

tahayyül etmek hayal etmek.<br />

tahayyülât (A.) [ تﻼﻴﺨﺕ ] hayal etmeler, hayale dalışlar.<br />

tahayyülî (A.) [ ﯽﻠﻴﺨﺕ ] hayalî.<br />

tahayyür (A.) [ ﺮﻴﺤﺕ ] hayranlık.<br />

tahayyür etmek hayran kalmak, şaşakalmak.<br />

tahcîr (A.) [ ﺮﻴﺠﺤﺕ ] çit çekme.<br />

tahdîd (A.) [ ﺪیﺪﺤﺕ ] sınırlandırma.<br />

tahdîd edilmek sınırlandırılmak.<br />

tahdîd etmek sınırlandırmak.<br />

tahdîdât (A.) [ تاﺪیﺪﺤﺕ ] sınırlandırmalar, kısıtlamalar.<br />

tahfîf (A.) [ ﻒﻴﻔﺨﺕ ] hafifletme.<br />

tahfîf etmek hafifletmek.<br />

tâhir (A.) [ ﺮهﺎﻃ ] temiz.<br />

tahkik (A.) [ ﻖﻴﻘﺤﺕ ] araştırma, gerçeği arama.<br />

tahkik edilmek araştırılmak.<br />

tahkik etmek araştırmak.<br />

tahkîkat (A.) [ تﺎﻘﻴﻘﺤﺕ ] araştırmalar.<br />

tahkim (A.) [ ﻢﻴﮑﺤﺕ ] sağlamlaştırma.<br />

tahkim edilmek sağlamlaştırılmak.<br />

tahkim etmek sağlamlaştırmak.<br />

tahkîmât (A.) [ تﺎﻤﻴﮑﺤﺕ ] 1.sağlamlaştırmalar. 2.sağlamlaştırılmış yer.<br />

tahkîr (A.) [ ﺮﻴﻘﺤﺕ ] küçümseme, aşağılama.<br />

tahkîr edilmek aşağılanmak.<br />

444

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!