OsmanliTurkcesiSozlugu
OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu
âdbedest (F.) [ﺖﺱﺪﺑدﺎﺑ] eli boş, züğürt. bâdbîz (F.) [ﺰﻴﺑدﺎﺑ] yelpaze. bâde (F.) [ﻩدﺎﺑ] 1.içki. 2.şarap. bâdefürûş (F.) [شوﺮﻓ ﻩدﺎﺑ] meyhaneci. bâdehâr (F.) [راﻮﺧ ﻩدﺎﺑ] içki içen. bâdekeş (F.) [ﺶﮐ ﻩدﺎﺑ] şarap içen. bâdenûş (F.) [شﻮﻥ ﻩدﺎﺑ] içki içen. bâdî (A.) [یدﺎﺑ] sebep olan, yol açan. bâdî olmak sebep olmak, yol açmak. bâdire (A.) [ﻩردﺎﺑ] tehlikeli olay, felaket. bâdiye (A.) [ﻪیدﺎﺑ] çöl. bâğ (F.) [غﺎﺑ] bahçe, bağ. bağal (F.) [ﻞﻐﺑ] koltuk. bâğbân (F.) [نﺎﺒﻏﺎﺑ] bahçıvan. bâğçe (F.) [ﻪﭽﻏﺎﺑ] bahçe. bağçevan (F.) [ناﻮﭽﻏﺎﺑ] bahçıvan. bağteten (A.) [ ﺔ ﺘﻐﺑ] ansızın, birdenbire. bâh (A.) [ﻩﺎﺑ] cinsel güç. bahâ (F.) [ﺎﻬﺑ] değer, kıymet. bâhaber (F.-A.) [ﺮﺒﺧﺎﺑ] haberli, haberdar. bahâdar (F.) [رادﺎﻬﺑ] kıymetli. bahâdır (F.) [ردﺎﻬﺑ] yiğit. bahâne (F.) [ﻪﻥﺎﻬﺑ] 1.bahane. 2.sebep. 40
ahânecû (F.) [ﻮﺝ ﻪﻥﺎﻬﺑ] bahaneci. bahâr (F.) [رﺎﻬﺑ] 1.ilkbahar. 2.bahar. 3.baharat. bahârî (F.) [یرﺎﻬﺑ] ilkbahar ile ilgili. bahâyim (A.) [ﻢیﺎﻬﺑ] dört ayaklı hayvanlar. bahîl (A.) [ﻞﻴﺨﺑ] cimri. bâhired (F.) [دﺮﺧﺎﺑ] akıllı. bâhis (A.) [ﺚﺣﺎﺑ] bahseden, söz eden. bahis (A.) [ﺚﺤﺑ] 1.konu. 2.tartışma. bahr -i siyâh [ﻩﺎﻴﺱ ﺮﺤﺑ] Karadeniz. bahr (A.) [ﺮﺤﺑ] deniz. bahr -i ahdar [ﺮﻀﺣا ﺮﺤﺑ] Hint Okyanusu. bahr -i ahmer [ﺮﻤﺣا ﺮﺤﺑ] Kızıldeniz. bahr -i hazer [رﺰﺧ ﺮﺤﺑ] Hazar Denizi. bahr -i kulzum [مﺰﻠﻗ ﺮﺤﺑ] Kızıldeniz. bahr -i muhît-i atlasî [ﯽﺴﻠﻃا ﻂﻴﺤﻡ ﺮﺤﺑ] Atlas Okyanusu. bahr -i muhît-i kebîr [ ﺮﻴﺒﮐ ﻂﻴﺤ ﻡ ﺮﺤﺑ] Büyük Okyanus. bahr -i mutavassıt [ﻂﺱﻮﺘﻡ ﺮﺤﺑ] Akdeniz. bahs (A.) [ﺚﺤﺑ] 1.konu. 2.tartışma. bahs edilmek ele alınmak, söz edilmek. bahs etmek ele almak, söz etmek. bahş (F.) [ﺶﺨﺑ] bağışlayan. bahş edilmek 1.bağışlanmak. 2.verilmek. bahş etmek 1.bağışlamak. 2.vermek. 41
- Page 1 and 2: OSMANLI TÜRKÇESİ SÖZLÜĞÜ Pro
- Page 3 and 4: a’sâb (A.) [بﺎﺼﻋا] sinir
- Page 5 and 6: abes (A.) [ﺚﺒﻋ] saçma, abes.
- Page 7 and 8: âcil (A.) [ﻞﺝﺎﻋ] acil. âc
- Page 9 and 10: adhâ (A.) [ﯽﺤﺽا] kurbanlar.
- Page 11 and 12: afv (A.) [ﻮﻔﻋ] bağışlama,
- Page 13 and 14: ahdüpeymân (A.-F.) [نﺎﻤﻴ
- Page 15 and 16: ahlâkiyat (A.) [تﺎﻴﻗﻼﺧ
- Page 17 and 18: ahyâl (A.) [لﺎﻴﺧا] yılkı
- Page 19 and 20: âkır (A.) [ﺮﻗﺎﻋ] 1.kısı
- Page 21 and 22: akûrâne (A.-F.) [ﻪﻥارﻮﻘ
- Page 23 and 24: âlemârâ (A.-F.) [ارﺁ ﻢﻝ
- Page 25 and 26: amd (A.) [ﺪﻤﻋ] kasıt. amden
- Page 27 and 28: ânât (A.) [تﺎﻥﺁ] anlar. an
- Page 29 and 30: ârî (F.) [یرﺁ] evet. ârif (A
- Page 31 and 32: asker (A.) [ﺮﮑﺴﻋ] asker, er
- Page 33 and 34: âşüfte (F.) [ﻪﺘﻔﺵﺁ] 1.
- Page 35 and 36: âtiyüzzikr (A.) [ﺮﮐﺬﻝا
- Page 37 and 38: ayş (A.) [ﺶﻴﻋ] yaşama, keyi
- Page 39: â (F.) [ﺎﺑ] 1.ile. 2.sahip. ba
- Page 43 and 44: âlîn (F.) [ﻦﻴﻝﺎﺑ] 1.ba
- Page 45 and 46: âzû (F.) [وزﺎﺑ] 1.kol. 2.g
- Page 47 and 48: ednigâh (F.) [ﻩﺎﮕﻥﺪﺑ]
- Page 49 and 50: elâgat (A.) [ﺖﻏﻼﺑ] kusursu
- Page 51 and 52: erd (A.) [دﺮﺑ] soğuk. berde (
- Page 53 and 54: esende (F.) [ﻩﺪﻨﺴﺑ] yeter
- Page 55 and 56: ezir (A.) [رﺬﺑ] tohum. bezirg
- Page 57 and 58: îhayat (F.-A.) [تﺎﻴﺣ ﯽﺑ
- Page 59 and 60: ilmünâvebe (A.) [ﻪﺑوﺎﻨ
- Page 61 and 62: îsebat (F.-A.) [تﺎﺒﺛ ﯽﺑ
- Page 63 and 64: undan mâada (T.-A.) [dan+m] bundan
- Page 65 and 66: ütûn (A.) [نﻮﻄﺑ] 1.karınl
- Page 67 and 68: câmedân (F.) [ناد ﻪﻡﺎﺝ
- Page 69 and 70: cebâbire (A.) [ﻩﺮﺑﺎﺒﺝ]
- Page 71 and 72: celîl (A.) [ﻞﻴﻠﺝ] ulu. cel
- Page 73 and 74: cerâhat (A.) [ﺖﺣاﺮﺝ] yara
- Page 75 and 76: cevr etmek haksızlık etmek, üzme
- Page 77 and 78: cihannüma (F.) [ﺎﻤﻥ نﺎﻬ
- Page 79 and 80: cumhûr (A.) [رﻮﻬﻤﺝ] 1.hal
- Page 81 and 82: cüz’î (A.) [ﯽﺋﺰﺝ] çok
- Page 83 and 84: çâlpâre (F.) [ﻩرﺎﭘرﺎچ
- Page 85 and 86: çendan (F.) [ناﺪﻨچ] o kadar
- Page 87 and 88: çun (F.) [نﻮچ] 1.gibi. 2.madem
- Page 89 and 90: dâhilî (A.) [ﯽﻠﺧاد] iç i
ahânecû (F.) [ﻮﺝ ﻪﻥﺎﻬﺑ] bahaneci.<br />
bahâr (F.) [رﺎﻬﺑ] 1.ilkbahar. 2.bahar. 3.baharat.<br />
bahârî (F.) [یرﺎﻬﺑ] ilkbahar ile ilgili.<br />
bahâyim (A.) [ﻢیﺎﻬﺑ] dört ayaklı hayvanlar.<br />
bahîl (A.) [ﻞﻴﺨﺑ] cimri.<br />
bâhired (F.) [دﺮﺧﺎﺑ] akıllı.<br />
bâhis (A.) [ﺚﺣﺎﺑ] bahseden, söz eden.<br />
bahis (A.) [ﺚﺤﺑ] 1.konu. 2.tartışma.<br />
bahr -i siyâh [ﻩﺎﻴﺱ ﺮﺤﺑ] Karadeniz.<br />
bahr (A.) [ﺮﺤﺑ] deniz.<br />
bahr -i ahdar [ﺮﻀﺣا ﺮﺤﺑ] Hint Okyanusu.<br />
bahr -i ahmer [ﺮﻤﺣا ﺮﺤﺑ] Kızıldeniz.<br />
bahr -i hazer [رﺰﺧ ﺮﺤﺑ] Hazar Denizi.<br />
bahr -i kulzum [مﺰﻠﻗ ﺮﺤﺑ] Kızıldeniz.<br />
bahr -i muhît-i atlasî [ﯽﺴﻠﻃا ﻂﻴﺤﻡ ﺮﺤﺑ] Atlas Okyanusu.<br />
bahr -i muhît-i kebîr [ ﺮﻴﺒﮐ ﻂﻴﺤ ﻡ ﺮﺤﺑ]<br />
Büyük Okyanus.<br />
bahr -i mutavassıt [ﻂﺱﻮﺘﻡ ﺮﺤﺑ] Akdeniz.<br />
bahs (A.) [ﺚﺤﺑ] 1.konu. 2.tartışma.<br />
bahs edilmek ele alınmak, söz edilmek.<br />
bahs etmek ele almak, söz etmek.<br />
bahş (F.) [ﺶﺨﺑ] bağışlayan.<br />
bahş edilmek 1.bağışlanmak. 2.verilmek.<br />
bahş etmek 1.bağışlamak. 2.vermek.<br />
41