OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

pâlânduz (F.) [ زود نﻻﺎﭘ ] semerci. pâmâl (F.) [ لﺎﻡﺎﭘ ] ezilmek, çiğnenmek. pâmâl olmak ezilmek, çiğnenmek, ayaklar altında kalmak. pâpûş (F.) [ شﻮﭘﺎﭘ ] pabuç. paralamak parçalamak, parça parça etmek. paralanmak parça parça olmak. pârçe (F.) [ ﻪچرﺎﭘ ] parça. pâre (F.) [ ﻩرﺎﭘ ] parça. pâre pâre (F.) 1.parça parça. 2.paramparça. pârelenmek parça parça olmak. pars (F.) [ سرﺎﭘ ] İran, Pers ülkesi. pars (F.) [ سرﺎﭘ ] panter. pârsâ (F.) [ ﺎﺱرﺎﭘ ] sofu. pârsî (F.) [ ﯽﺱرﺎﭘ ] farsça. pâsban (F.) [ نﺎﺒﺱﺎﭘ ] bekçi, gece bekçisi. pâş (F.) [ ش ﺎﭘ ] saçan, serpen. pây (F.) [ یﺎﭘ ] 1.ayak. 2.dip. pâyân (F.) [ نﺎیﺎﭘ ] son. pâyânsız (F.-T.) sonsuz, bitmez tükenmez, engin. pâybend (F.) [ ﺪﻨﺒیﺎﭘ ] 1.ayak bağı. 2.engel. pâybûsî (F.) [ ﯽﺱﻮﺒیﺎﭘ ] ayak öpme. pâydâr (F.) [ راﺪیﺎﭘ ] kalıcı, sağlam, sürekli, devamlı. pâye (F.) [ ﻪیﺎﭘ ] 1.rütbe, derece. 2.basamak. 362

pâyende (F.) [ ﻩﺪﻨیﺎﭘ ] 1.kalıcı, sürekli. 2.payanda, destek. pâyidar (F.) [ راﺪیﺎﭘ ] kalıcı, sağlam, sürekli, devamlı. pâyin (F.) [ ﻦﻴیﺎﭘ ] aşağı. pâyitaht (F.) [ ﺖﺨﺘیﺎﭘ ] başkent. pâyîz (F.) [ ﺰﻴیﺎﭘ ] güz. pâykûb (F.) [ بﻮﮑیﺎﭘ ] dans eden. pâzâr (F.) [ رازﺎﺑ ] 1.çarşı, pazar. 2.alışveriş. pazar eylemek alışveriş yapmak. peder (F.) [ رﺪﭘ ] baba. pederâne (F.) [ ﻪﻥارﺪﭘ ] babaca. pederî (F.) [ یرﺪﭘ ] 1.babalık. 2.babaya ait, baba tarafı. pederşâhî (F.) [ ﯽهﺎﺵرﺪﭘ ] ataerkil. pehlevân (F.) [ ناﻮﻠﻬﭘ ] 1.yiğit. 2.pehlivan. pehlivan bk. pehlevân. pehlû (F.) [ ﻮﻠﻬﭘ ] böğür, yan. pehn (F.) [ ﻦﻬﭘ ] geniş. pehnâver (F.) [ روﺎﻨﻬﭘ ] 1.engin. 2.geniş. pejmürde (F.) [ ﻩدﺮﻡﮋﭘ ] 1.solgun. 2.dağınık. 3.yırtık. pelas (F.) [ سﻼﭘ ] 1.kilim. 2.çul. peleng (F.) [ ﮓﻨﻠﭘ ] 1.leopar. 2.kaplan. pelîd (F.) [ ﺪﻴﻠﭘ ] kirli. penah (F.) [ ﻩﺎﻨﭘ ] sığınma. penahgâh (F.) [ ﻩﺎﮕهﺎﻨﭘ ] sığınacak yer, sığınak. 363

pâlânduz (F.) [ زود نﻻﺎﭘ ] semerci.<br />

pâmâl (F.) [ لﺎﻡﺎﭘ ] ezilmek, çiğnenmek.<br />

pâmâl olmak ezilmek, çiğnenmek, ayaklar altında kalmak.<br />

pâpûş (F.) [ شﻮﭘﺎﭘ ] pabuç.<br />

paralamak parçalamak, parça parça etmek.<br />

paralanmak parça parça olmak.<br />

pârçe (F.) [ ﻪچرﺎﭘ ] parça.<br />

pâre (F.) [ ﻩرﺎﭘ ] parça.<br />

pâre pâre (F.) 1.parça parça. 2.paramparça.<br />

pârelenmek parça parça olmak.<br />

pars (F.) [ سرﺎﭘ ] İran, Pers ülkesi.<br />

pars (F.) [ سرﺎﭘ ] panter.<br />

pârsâ (F.) [ ﺎﺱرﺎﭘ ] sofu.<br />

pârsî (F.) [ ﯽﺱرﺎﭘ ] farsça.<br />

pâsban (F.) [ نﺎﺒﺱﺎﭘ ] bekçi, gece bekçisi.<br />

pâş (F.) [ ش ﺎﭘ ] saçan, serpen.<br />

pây (F.) [ یﺎﭘ ] 1.ayak. 2.dip.<br />

pâyân (F.) [ نﺎیﺎﭘ ] son.<br />

pâyânsız (F.-T.) sonsuz, bitmez tükenmez, engin.<br />

pâybend (F.) [ ﺪﻨﺒیﺎﭘ ] 1.ayak bağı. 2.engel.<br />

pâybûsî (F.) [ ﯽﺱﻮﺒیﺎﭘ ] ayak öpme.<br />

pâydâr (F.) [ راﺪیﺎﭘ ] kalıcı, sağlam, sürekli, devamlı.<br />

pâye (F.) [ ﻪیﺎﭘ ] 1.rütbe, derece. 2.basamak.<br />

362

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!