OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

nezr (A.) [ رﺬﻥ ] adak. nezr etmek adamak. nısf (A.) [ ﻒﺼﻥ ] yarı, yarım. nısf -ı ahîr [ ﺮﻴﺧا ﻒﺼﻥ ] son yarısı. nısfunnehâr (A.) [ رﺎﻬﻨﻝا ﻒﺼﻥ ] meridyen. niam (A.) [ ﻢﻌﻥ ] nimetler. nida etmek seslenmek. nidâ eylemek seslenmek, duyurmak. nidâ’ (A.) [ ءاﺪﻥ ] ses. nifâk (A.) [ قﺎﻔﻥ ] ikiyüzlülük. nigâh (F.) [ ﻩﺎﮕﻥ ] bakış. nigâh eylemek bakmak. nigâr (F.) [ رﺎﮕﻥ ] 1.sevgili. 2.resim. nigeh (F.) [ ﻪﮕﻥ ] bakış. nigîn (F.) [ ﻦﻴﮕﻥ ] 1.yüzük. 2.yüzük kaşı. 3.mühür. nihâd (F.) [ دﺎﻬﻥ ] yaratılış, tabiat. nihâl (F.) [ لﺎﻬﻥ ] fidan. nihân (F.) [ نﺎﻬﻥ ] 1.gizli. 2.gizlice. nihan olmak gizlenmek, saklanmak, kaybolmak. nihayet (A.) [ ﺖیﺎﻬﻥ ] son. nihayet bulmak sona ermek. nijâd (F.) [ داﮋﻥ ] soy. nîk (F.) [ ﮏﻴﻥ ] iyi, güzel. 356

nikab (A.) [ بﺎﻘﻥ ] peçe. nikbin (F.) [ ﻦﻴﺒﮑﻴﻥ ] iyimser. nilgun (F.) [ نﻮﮕﻠﻴﻥ ] lacivert. nîm (F.) [ ﻢﻴﻥ ] 1.yarı. 2.yarım. 3.buçuk. nîm muzlim (F.-A.) [ ﻢﻠﻈﻡ ﻢﻴﻥ ] loş. nîm cahilî (F.-A.) [ ﯽﻠهﺎﺝ ﻢﻴﻥ ] yarıcahil, yarı cahilî. nimet (A.) [ ﺖﻤﻌﻥ ] 1.iyilik. 2.yiyecek. nîm resmî (F.-A.) [ ﯽﻤﺱر ﻢﻴﻥ ] yarı resmî. nîreng (F.) [ ﮓﻥﺮﻴﻥ ] 1.afsun. 2.hile, düzen. nisâ (A.) [ ﺎﺴﻥ ] kadınlar. nisâb (A.) [ بﺎﺼﻥ ] 1.aranan sınır. 2.sermaye. nisâr (A.) [ رﺎﺜﻥ ] saçma. nisâr etmek saçmak. nisbet (A.) [ ﺖﺒﺴﻥ ] 1.oran. 2.oranla. nisbî (A.) [ ﯽﺒﺴﻥ ] göreceli. nisvân (A.) [ ناﻮﺴﻥ ] kadınlar. nisyân (A.) [ نﺎﻴﺴﻥ ] 1.unutma. 2.unutulma. nişan (F.) [ نﺎﺸﻥ ] 1.iz. 2.belirti. 3.nişan yeri. 4.devlet madalyası. nişâne (F.) [ ﻪﻥﺎﺸﻥ ] belirti, işaret. nişangâh (F.) [ ﻩﺎﮕﻥﺎﺸﻥ ] nişan tahtası. nişîn (F.) [ ﻦﻴﺸﻥ ] oturan. niyâbet (A.) [ ﺖﺑﺎﻴﻥ ] naiplik, vekillik. niyâm (F.) [ مﺎﻴﻥ ] kın. 357

nezr (A.) [ رﺬﻥ ] adak.<br />

nezr etmek adamak.<br />

nısf (A.) [ ﻒﺼﻥ ] yarı, yarım.<br />

nısf -ı ahîr [ ﺮﻴﺧا ﻒﺼﻥ ] son yarısı.<br />

nısfunnehâr (A.) [ رﺎﻬﻨﻝا ﻒﺼﻥ ] meridyen.<br />

niam (A.) [ ﻢﻌﻥ ] nimetler.<br />

nida etmek seslenmek.<br />

nidâ eylemek seslenmek, duyurmak.<br />

nidâ’ (A.) [ ءاﺪﻥ ] ses.<br />

nifâk (A.) [ قﺎﻔﻥ ] ikiyüzlülük.<br />

nigâh (F.) [ ﻩﺎﮕﻥ ] bakış.<br />

nigâh eylemek bakmak.<br />

nigâr (F.) [ رﺎﮕﻥ ] 1.sevgili. 2.resim.<br />

nigeh (F.) [ ﻪﮕﻥ ] bakış.<br />

nigîn (F.) [ ﻦﻴﮕﻥ ] 1.yüzük. 2.yüzük kaşı. 3.mühür.<br />

nihâd (F.) [ دﺎﻬﻥ ] yaratılış, tabiat.<br />

nihâl (F.) [ لﺎﻬﻥ ] fidan.<br />

nihân (F.) [ نﺎﻬﻥ ] 1.gizli. 2.gizlice.<br />

nihan olmak gizlenmek, saklanmak, kaybolmak.<br />

nihayet (A.) [ ﺖیﺎﻬﻥ ] son.<br />

nihayet bulmak sona ermek.<br />

nijâd (F.) [ داﮋﻥ ] soy.<br />

nîk (F.) [ ﮏﻴﻥ ] iyi, güzel.<br />

356

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!