OsmanliTurkcesiSozlugu
OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu
müteharrî (A.) [ یﺮﺤﺘﻡ ] araştırıcı, araştıran. müteharrik (A.) [ کﺮﺤﺘﻡ ] hareket eden, kıpırdayan. mütehassıs (A.) [ ﺺﺼﺨﺘﻡ ] uzman. mütehassir (A.) [ ﺮﺴﺤﺘﻡ ] özlem duyan. mütehassis (A.) [ ﺲﺴﺤﺘﻡ ] duygulu. mütehâşi (A.) [ ﯽﺵﺎﺤﺘﻡ ] çekingen. mütehavvil (A.) [ لﻮﺤﺘﻡ ] değişken. mütehayyir (A.) [ ﺮﻴﺤﺘﻡ ] şaşkın, şaşırmış. mütekâbil (A.) [ ﻞﺑﺎﻘﺘﻡ ] karşılıklı. mütekâbile (A.) [ ﻪﻠﺑﺎﻘﺘﻡ ] karşılıklı. mütekâbilen (A.) [ ﻼﺑﺎﻘﺘﻡ ] karşılıklı olarak. mütekaddim (A.) [ مﺪﻘﺘﻡ ] geçmiş, eski. mütekaid (A.) [ ﺪﻋﺎﻘﺘﻡ ] emekli. mütekamil (A.) [ ﻞﻡﺎﮑﺘﻡ ] olgun, tam, gelişmiş. mütekebbir (A.) [ ﺮﺒﮑﺘﻡ ] kendini beğenmiş, şişinen, büyüklenen. mütekeddir (A.) [ رﺪﮑﺘﻡ ] kederli. mütekellim (A.) [ ﻢﻠﮑﺘﻡ ] 1.konuşan. 2.birinci tekil şahıs. mütelebbis (A.) [ ﺲﺒﻠﺘﻡ ] giyinmiş, kuşanmış. mütelevvin (A.) [ نﻮﻠﺘﻡ ] renkten renge giren, yanar döner. mütemadi (A.) [ یدﺎﻤﺘﻡ ] sürekli. mütemadiyen (A.) [ ﺎیدﺎﻤﺘﻡ ] sürekli olarak. mütemayil (A.) [ ﻞیﺎﻤﺘﻡ ] 1.eğimli. 2.eğilimli, yönelik. mütemeddin (A.) [ نﺪﻤﺘﻡ ] uygar. 338
mütemellik (A.) [ ﮏﻠﻤﺘﻡ ] dalkavuk, yardakçı. mütemerkiz (A.) [ ﺰﮐﺮﻤﺘﻡ ] bir merkezde toplanma. mütemevvic (A.) [ جﻮﻤﺘﻡ ] dalgalı. mütemevvil (A.) [ لﻮﻤﺘﻡ ] varlıklı, zengin. mütemmim (A.) [ ﻢﻤﺘﻡ ] 1.tamamlayıcı. 2.tümleç. mütenâhi (A.) [ ﯽهﺎﻨﺘﻡ ] sona eren. mütenasib (A.) [ ﺐﺱﺎﻨﺘﻡ ] uygun, uyumlu. mütenavib (A.) [ بوﺎﻨﺘﻡ ] dönüşümlü. mütenâzır (A.) [ ﺮﻇﺎﻨﺘﻡ ] 1.birbirine bakan. 2.simetrik. müteneffizân (A.-F.) [ ناﺬﻔﻨﺘﻡ ] etkili kişiler, nüfuz sahipleri, sözü geçenler. mütenevvi (A.) [ عﻮﻨﺘﻡ ] çeşitli, türlü türlü. müteradif (A.) [ فداﺮﺘﻡ ] eşanlamlı. müterafik (A.) [ ﻖﻓاﺮﺘﻡ ] 1.refakat eden. 2.karışık, bir arada. mütercem (A.) [ ﻢﺝﺮﺘﻡ ] çevrilmiş, tercüme edilmiş. mütercim (A.) [ ﻢﺝﺮﺘﻡ ] çevirmen. mütesadif (A.) [ فدﺎﺼﺘﻡ ] rastlayan, tesadüf eden. mütesâvi (A.) [ یوﺎﺴﺘﻡ ] eşit. mütesâviyen (A.) [ ﺎیوﺎ ﺴﺘﻡ ] eşit olarak. müteselli (A.) [ ﯽﻠﺴﺘﻡ ] teselli bulan, avunan. müteselli olmak teselli bulmak, avunmak. müteselsil (A.) [ ﻞﺴﻠﺴﺘﻡ ] zincirleme. müteselsilen (A.) [ ﻼﺴﻠﺴﺘﻡ ] zincirleme olarak, birbirinin ardı sıra. müteşâir (A.) [ ﺮﻋﺎﺸﺘﻡ ] şair geçinen, şair müsveddesi. 339
- Page 287 and 288: mecelle (A.) [ ﻪﻠﺠﻡ ] dergi
- Page 289 and 290: medhetmek övmek. medhiye (A.) [
- Page 291 and 292: mehbil (A.) [ ﻞﺒﻬﻡ ] rahim
- Page 293 and 294: melâik (A.) [ ﮏﺋﻼﻡ ] melek
- Page 295 and 296: menâsıb (A.) [ ﺐﺹﺎﻨﻡ ]
- Page 297 and 298: merbut (A.) [ طﻮﺑﺮﻡ ] bağ
- Page 299 and 300: mesai (A.) [ ﯽﻋﺎﺴﻡ ] çal
- Page 301 and 302: mest-i harâb (F.-A.) [ باﺮﺧ
- Page 303 and 304: meşveret etmek danışmak. metâ (
- Page 305 and 306: meydân (A.) [ ناﺪﻴﻡ ] alan
- Page 307 and 308: mızrab (A.) [ بﺮﻀﻡ ] mızra
- Page 309 and 310: minşâr (A.) [ رﺎﺸﻨﻡ ] b
- Page 311 and 312: muâhede yapmak antlaşma yapmak. m
- Page 313 and 314: muğber (A.) [ ﺮﺒﻐﻡ ] kırg
- Page 315 and 316: muhassas (A.) [ ﺺﺼﺨﻡ ] tahs
- Page 317 and 318: mukavelename (A.-F.) [ ﻪﻡﺎﻥ
- Page 319 and 320: murûr etmek geçmek. murzia (A.) [
- Page 321 and 322: mutemed (A.) [ ﺪﻤﺘﻌﻡ ] g
- Page 323 and 324: mübdi (A.) [ عﺪﺒﻡ ] yenilik
- Page 325 and 326: müessis (A.) [ ﺲﺱﺆﻡ ] kuru
- Page 327 and 328: mülga (A.) [ ﺎﻐﻠﻡ ] kaldı
- Page 329 and 330: münebbih (A.) [ ﻪﺒﻨﻡ ] uya
- Page 331 and 332: mürg (F.) [ غﺮﻡ ] kuş. mürg
- Page 333 and 334: müselles (A.) [ ﺚﻠﺜﻡ ] ü
- Page 335 and 336: müşâhede olunmak gözlemlenmek.
- Page 337: mütecessisâne (A.-F.) [ ﻪﻥﺎ
- Page 341 and 342: müttefik (A.) [ ﻖﻔﺘﻡ ] bir
- Page 343 and 344: nâcî (A.) [ ﯽﺝﺎﻥ ] kurtul
- Page 345 and 346: nahv (A.) [ ﻮﺤﻥ ] 1.sözdizim
- Page 347 and 348: namaz (F.) [ زﺎﻤﻥ ] namaz. n
- Page 349 and 350: nâtıka (A.) [ ﻪﻘﻃﺎﻥ ] k
- Page 351 and 352: nebî (A.) [ ﯽﺒﻥ ] peygamber.
- Page 353 and 354: nerd (F.) [ دﺮﻥ ] tavla. nerm
- Page 355 and 356: nevi (A.) [ عﻮﻥ ] tür, çeşi
- Page 357 and 358: nikab (A.) [ بﺎﻘﻥ ] peçe. n
- Page 359 and 360: nutfe (A.) [ ﻪﻔﻄﻥ ] sperma.
- Page 361 and 362: pâ (F.) [ ﺎﭘ ] ayak. pâbend (
- Page 363 and 364: pâyende (F.) [ ﻩﺪﻨیﺎﭘ ]
- Page 365 and 366: perestiş (F.) [ ﺶﺘﺱﺮﭘ ]
- Page 367 and 368: peykân (F.) [ نﺎﮑﻴﭘ ] tem
- Page 369 and 370: püser (F.) [ ﺮﺴﭘ ] oğul. p
- Page 371 and 372: acîm (A.) [ ﻢﻴﺝر ] taşlanm
- Page 373 and 374: asadî (A.) [ یﺪﺹر ] gözleml
- Page 375 and 376: eff (A.) [ فر ] raf. refî’ (A.
- Page 377 and 378: esul (A.) [ لﻮﺱر ] 1.elçi. 2
- Page 379 and 380: îş (F.) [ ﺶیر ] 1.yara. 2.sak
- Page 381 and 382: ûznâmçe (F.) [ ﻪﭽﻡ ﺎﻥ
- Page 383 and 384: sabûh (A.) [ حﻮﺒﺹ ] sabah i
- Page 385 and 386: sâfî (A.) [ ﯽﻓﺎﺹ ] temiz,
- Page 387 and 388: sâib (A.) [ ﺐﺋﺎﺹ ] isabetl
mütemellik (A.) [ ﮏﻠﻤﺘﻡ ] dalkavuk, yardakçı.<br />
mütemerkiz (A.) [ ﺰﮐﺮﻤﺘﻡ ] bir merkezde toplanma.<br />
mütemevvic (A.) [ جﻮﻤﺘﻡ ] dalgalı.<br />
mütemevvil (A.) [ لﻮﻤﺘﻡ ] varlıklı, zengin.<br />
mütemmim (A.) [ ﻢﻤﺘﻡ ] 1.tamamlayıcı. 2.tümleç.<br />
mütenâhi (A.) [ ﯽهﺎﻨﺘﻡ ] sona eren.<br />
mütenasib (A.) [ ﺐﺱﺎﻨﺘﻡ ] uygun, uyumlu.<br />
mütenavib (A.) [ بوﺎﻨﺘﻡ ] dönüşümlü.<br />
mütenâzır (A.) [ ﺮﻇﺎﻨﺘﻡ ] 1.birbirine bakan. 2.simetrik.<br />
müteneffizân (A.-F.) [ ناﺬﻔﻨﺘﻡ ] etkili kişiler, nüfuz sahipleri, sözü geçenler.<br />
mütenevvi (A.) [ عﻮﻨﺘﻡ ] çeşitli, türlü türlü.<br />
müteradif (A.) [ فداﺮﺘﻡ ] eşanlamlı.<br />
müterafik (A.) [ ﻖﻓاﺮﺘﻡ ] 1.refakat eden. 2.karışık, bir arada.<br />
mütercem (A.) [ ﻢﺝﺮﺘﻡ ] çevrilmiş, tercüme edilmiş.<br />
mütercim (A.) [ ﻢﺝﺮﺘﻡ ] çevirmen.<br />
mütesadif (A.) [ فدﺎﺼﺘﻡ ] rastlayan, tesadüf eden.<br />
mütesâvi (A.) [ یوﺎﺴﺘﻡ ] eşit.<br />
mütesâviyen (A.) [ ﺎیوﺎ ﺴﺘﻡ ] eşit olarak.<br />
müteselli (A.) [ ﯽﻠﺴﺘﻡ ] teselli bulan, avunan.<br />
müteselli olmak teselli bulmak, avunmak.<br />
müteselsil (A.) [ ﻞﺴﻠﺴﺘﻡ ] zincirleme.<br />
müteselsilen (A.) [ ﻼﺴﻠﺴﺘﻡ ] zincirleme olarak, birbirinin ardı sıra.<br />
müteşâir (A.) [ ﺮﻋﺎﺸﺘﻡ ] şair geçinen, şair müsveddesi.<br />
339