OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

mütareke (A.) [ ﻪﮐرﺎﺘﻡ ] bırakışma, karşılıklı silah bırakma. müteaddid (A.) [ دﺪﻌﺘﻡ ] birçok. müteaffin (A.) [ ﻦﻔﻌﺘﻡ ] kokuşmuş. müteahhid (A.) [ ﺪﻬﻌﺘﻡ ] taahhüt eden, üstlenen. müteakib (A.) [ ﺐﻗﺎﻌﺘﻡ ] ardından. müteallik (A.) [ ﻖﻠﻌﺘﻡ ] ilgili, ilişkin. müteallim (A.) [ ﻢﻠﻌﺘﻡ ] öğrenci. müteammim (A.) [ ﻢﻤﻌﺘﻡ ] yaygın. müteannid (A.) [ ﺪﻨﻌﺘﻡ ] inatçı. müteârife (A.) [ ﻪﻓرﺎﻌﺘﻡ ] kanıtlanmak gerektirmeyecek kadar açık. müteassıb (A.) [ ﺐﺼﻌﺘﻡ ] taassup gösteren. mütebahhir (A.) [ ﺮﺤﺒﺘﻡ ] derin bilgi sahibi. mütebahhirane (A.-F.) [ ﻪﻥاﺮﺤﺒﺘﻡ ] derinlemesine. mütebaki (A.) [ ﯽﻗﺎﺒﺘﻡ ] kalan, geriye kalan. mütebariz (A.) [ زرﺎﺒﺘﻡ ] açık seçik, belirgin. mütebasbıs (A.) [ ﺺﺒﺼﺒﺘﻡ ] yaltakçı, yardakçı. mütebessim (A.) [ ﻢﺴﺒﺘﻡ ] gülümseyen, tebessüm eden. mütecânis (A.) [ ﺲﻥﺎﺠﺘﻡ ] aynı cinsten, homojen. mütecâviz (A.) [ زوﺎﺠﺘﻡ ] 1.aşkın. 2.saldırgan, tecavüzkâr. 3.sarkıntılık eden, tecavüzcü. müteceddid (A.) [ دﺪﺠﺘﻡ ] 1.yenilikçi. 2.yenileşen. mütecellî (A.) [ ﯽﻠﺠﺘﻡ ] görünen, tecelli eden. mütecessis (A.) [ ﺲﺴﺠﺘﻡ ] meraklı, merak eden. 336

mütecessisâne (A.-F.) [ ﻪﻥﺎﺴﺴﺠﺘﻡ ] merak ederek, meraklı. mütedair (A.) [ ﺮﺋاﺪﺘﻡ ] ilişkin. mütedeyyin (A.) [ ﻦیﺪﺘﻡ ] dindar, dinine düşkün. müteehhil (A.) [ ﻞهﺄﺘﻡ ] evli. müteellim (A.) [ ﻢﻝﺄﺘﻡ ] elemli. müteessif (A.) [ ﻒﺱﺄﺘﻡ ] üzgün. müteessif olmak üzülmek. müteessifâne (A.-F.) [ ﻪﻥﺎﻔﺱﺄﺘﻡ ] üzgün, esefli. müteessir (A.) [ ﺮﺛﺄﺘﻡ ] 1.üzgün. 2.etkilenen. müteessir olmak 1.üzülmek. 2.etkilenmek. müteezzî (A.) [ یذﺄﺘﻡ ] eziyet çekmiş, eza görmüş. müteezzi etmek acı çektirmek. mütefekkir (A.) [ ﺮﮑﻔﺘﻡ ] 1.düşünür. 2.düşünceli. mütefekkirane (A.-F.) [ ﻪﻥاﺮﮑﻔﺘﻡ ] düşünceli düşünceli. mütefelsifâne (A.-F.) [ ﻪﻥﺎﻔﺴﻠﻔﺘﻡ ] bir filozof gibi. mütefennin (A.) [ ﻦﻨﻔﺘﻡ ] fen bilimleri ile uğraşan, teknik ile uğraşan. müteferrik (A.) [ قﺮﻔﺘﻡ ] dağınık. mütefessih (A.) [ ﺦﺴﻔﺘﻡ ] bozulmuş, kokuşmuş, çürümüş. mütegallib (A.) [ ﺐﻠﻐﺘﻡ ] zorba. mütegâyir (A.) [ ﺮیﺎﻐﺘﻡ ] birbirine zıt. mütehaccir (A.) [ ﺮﺠﺤﺘﻡ ] taşlaşmış, fosilleşmiş. mütehalif (A.) [ ﻒﻝﺎﺨﺘﻡ ] birbirine uymayan. mütehammil (A.) [ ﻞﻤﺤﺘﻡ ] dayanan. 337

mütareke (A.) [ ﻪﮐرﺎﺘﻡ ] bırakışma, karşılıklı silah bırakma.<br />

müteaddid (A.) [ دﺪﻌﺘﻡ ] birçok.<br />

müteaffin (A.) [ ﻦﻔﻌﺘﻡ ] kokuşmuş.<br />

müteahhid (A.) [ ﺪﻬﻌﺘﻡ ] taahhüt eden, üstlenen.<br />

müteakib (A.) [ ﺐﻗﺎﻌﺘﻡ ] ardından.<br />

müteallik (A.) [ ﻖﻠﻌﺘﻡ ] ilgili, ilişkin.<br />

müteallim (A.) [ ﻢﻠﻌﺘﻡ ] öğrenci.<br />

müteammim (A.) [ ﻢﻤﻌﺘﻡ ] yaygın.<br />

müteannid (A.) [ ﺪﻨﻌﺘﻡ ] inatçı.<br />

müteârife (A.) [ ﻪﻓرﺎﻌﺘﻡ ] kanıtlanmak gerektirmeyecek kadar açık.<br />

müteassıb (A.) [ ﺐﺼﻌﺘﻡ ] taassup gösteren.<br />

mütebahhir (A.) [ ﺮﺤﺒﺘﻡ ] derin bilgi sahibi.<br />

mütebahhirane (A.-F.) [ ﻪﻥاﺮﺤﺒﺘﻡ ] derinlemesine.<br />

mütebaki (A.) [ ﯽﻗﺎﺒﺘﻡ ] kalan, geriye kalan.<br />

mütebariz (A.) [ زرﺎﺒﺘﻡ ] açık seçik, belirgin.<br />

mütebasbıs (A.) [ ﺺﺒﺼﺒﺘﻡ ] yaltakçı, yardakçı.<br />

mütebessim (A.) [ ﻢﺴﺒﺘﻡ ] gülümseyen, tebessüm eden.<br />

mütecânis (A.) [ ﺲﻥﺎﺠﺘﻡ ] aynı cinsten, homojen.<br />

mütecâviz (A.) [ زوﺎﺠﺘﻡ ] 1.aşkın. 2.saldırgan, tecavüzkâr. 3.sarkıntılık eden,<br />

tecavüzcü.<br />

müteceddid (A.) [ دﺪﺠﺘﻡ ] 1.yenilikçi. 2.yenileşen.<br />

mütecellî (A.) [ ﯽﻠﺠﺘﻡ ] görünen, tecelli eden.<br />

mütecessis (A.) [ ﺲﺴﺠﺘﻡ ] meraklı, merak eden.<br />

336

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!