OsmanliTurkcesiSozlugu
OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu
müje (F.) [ ﻩﮋﻡ ] kirpik. müjgan (F.) [ نﺎﮔﮋﻡ ] 1. kirpik. 2.kirpikler. mükâfat (A.) [ تﺎﻓﺎﮑﻡ ] ödül. mükâleme (A.) [ ﻪﻤﻝﺎﮑﻡ ] konuşma. mükâtebe (A.) [ ﻪﺒﺕﺎﮑﻡ ] yazışma. mükedder (A.) [ رﺪﮑﻡ ] kederli. mükemmelen (A.) [ ﻼﻤﮑﻡ ] tam olarak, mükemmel olarak. mükemmeliyet (A.) [ ﺖﻴﻠﻤﮑﻡ ] mükemmellik. mükerrer (A.) [ رﺮﮑﻡ ] tekrarlanmış, yinelenmiş. mükerreren (A.) [ ارﺮﮑﻡ ] tekrar tekrar. mükeyyif (A.) [ ﻒﻴﮑﻡ ] keyif verici. mükteseb (A.) [ ﺐﺴﺘﮑﻡ ] kazanılmış. müktesebat (A.) [ تﺎﺒﺴﺘﮑﻡ ] bilgi birikimi. müktesebe (A.) [ ﻪﺒﺴﺘﮑﻡ ] kazanılmış. mülakat (A.) [ تﺎﻗﻼﻡ ] 1.buluşma. 2.görüşme. mülâki olmak 1.karşılaşmak. 2.görüşmek. mülayim (A.) [ ﻢیﻼﻡ ] yumuşak. mülazemet etmek 1.devam etmek. 2.staj yapmak. 3.bir işle ilgilenmek. mülazım (A.) [ مزﻼﻡ ] teğmen. mülazım-ı evvel [ لوا مزﻼﻡ ] üsteğmen. mülazım-ı sâni [ ﯽﻥﺎﺛ مزﻼﻡ ] teğmen. mülevven (A.) [ نﻮﻠﻡ ] rengarenk. mülevves (A.) [ ثﻮﻠﻡ ] kirli. 326
mülga (A.) [ ﺎﻐﻠﻡ ] kaldırılmış. mülhakat (A.) [ تﺎﻘﺤﻠﻡ ] 1.ekler. 2.bir yere bağlı olan başka yerler. mülk (A.) [ ﮏﻠﻡ ] 1.yurt. 2.kazanç getiren taşınmaz. mülteci (A.) [ ﯽﺠﺘﻠﻡ ] sığınmacı. mültefit (A.) [ ﺖﻔﺘﻠﻡ ] iltifat eden, güleryüzlü. mülûk (A.) [ کﻮﻠﻡ ] melikler. mümane’et (A.) [ ﺖﻌﻥﺎﻤﻡ ] engelleme. mümaselet (A.) [ ﺖﻠﺛﺎﻤﻡ ] benzerlik. mümasil (A.) [ ﻞﺛﺎﻤﻡ ] benzer, andıran. mümasil olmak berbirine benzemek. mümâşat (A.) [ تﺎﺵﺎﻤﻡ ] uysallık, suyuna gitme, alttan alma. mümessil (A.) [ ﻞﺜﻤﻡ ] 1.temsilci. 2.sınıf temsilcisi. mümeyyiz (A.) [ ﺰﻴﻤﻡ ] 1.katip. 2.sınava giren öğretmen. mümeyyize (A.) [ ﻩﺰﻴﻤﻡ ] tırnak işareti. mümin (A.) [ ﻦﻡﺆﻡ ] inanan, iman eden. müminîn (A.) [ ﻦﻴﻨﻡﺆﻡ ] inananlar, iman edenler. mümkin (A.) [ ﻦﮑﻤﻡ ] mümkün. mümsik (A.) [ ﮏﺴﻤﻡ ] elisıkı. mümtaz (A.) [ زﺎﺘﻤﻡ ] seçkin. mümtehin (A.) [ ﻦﺤﺘﻤﻡ ] sınav yapan, sınayan. mümteni (A.) [ ﻊﻨﺘﻤﻡ ] imkansız. mümzâ (A.) [ ﯽﻀﻤﻡ ] imzalı, imzalanmış. mün’adim olmak yok olmak. 327
- Page 275 and 276: mahkûk (A.) [ کﻮﮑﺤﻡ ] kaz
- Page 277 and 278: mâil (A.) [ ﻞﺋﺎﻡ ] 1.eğil
- Page 279 and 280: malûlîn (A.) [ ﻦﻴﻝﻮﻠﻌ
- Page 281 and 282: mariz (A.) [ ﺾیﺮﻡ ] hasta. m
- Page 283 and 284: matbûat (A.) [ تﺎﻋﻮﺒﻄ
- Page 285 and 286: mazruf (A.) [ فوﺮﻈﻡ ] 1.kab
- Page 287 and 288: mecelle (A.) [ ﻪﻠﺠﻡ ] dergi
- Page 289 and 290: medhetmek övmek. medhiye (A.) [
- Page 291 and 292: mehbil (A.) [ ﻞﺒﻬﻡ ] rahim
- Page 293 and 294: melâik (A.) [ ﮏﺋﻼﻡ ] melek
- Page 295 and 296: menâsıb (A.) [ ﺐﺹﺎﻨﻡ ]
- Page 297 and 298: merbut (A.) [ طﻮﺑﺮﻡ ] bağ
- Page 299 and 300: mesai (A.) [ ﯽﻋﺎﺴﻡ ] çal
- Page 301 and 302: mest-i harâb (F.-A.) [ باﺮﺧ
- Page 303 and 304: meşveret etmek danışmak. metâ (
- Page 305 and 306: meydân (A.) [ ناﺪﻴﻡ ] alan
- Page 307 and 308: mızrab (A.) [ بﺮﻀﻡ ] mızra
- Page 309 and 310: minşâr (A.) [ رﺎﺸﻨﻡ ] b
- Page 311 and 312: muâhede yapmak antlaşma yapmak. m
- Page 313 and 314: muğber (A.) [ ﺮﺒﻐﻡ ] kırg
- Page 315 and 316: muhassas (A.) [ ﺺﺼﺨﻡ ] tahs
- Page 317 and 318: mukavelename (A.-F.) [ ﻪﻡﺎﻥ
- Page 319 and 320: murûr etmek geçmek. murzia (A.) [
- Page 321 and 322: mutemed (A.) [ ﺪﻤﺘﻌﻡ ] g
- Page 323 and 324: mübdi (A.) [ عﺪﺒﻡ ] yenilik
- Page 325: müessis (A.) [ ﺲﺱﺆﻡ ] kuru
- Page 329 and 330: münebbih (A.) [ ﻪﺒﻨﻡ ] uya
- Page 331 and 332: mürg (F.) [ غﺮﻡ ] kuş. mürg
- Page 333 and 334: müselles (A.) [ ﺚﻠﺜﻡ ] ü
- Page 335 and 336: müşâhede olunmak gözlemlenmek.
- Page 337 and 338: mütecessisâne (A.-F.) [ ﻪﻥﺎ
- Page 339 and 340: mütemellik (A.) [ ﮏﻠﻤﺘﻡ
- Page 341 and 342: müttefik (A.) [ ﻖﻔﺘﻡ ] bir
- Page 343 and 344: nâcî (A.) [ ﯽﺝﺎﻥ ] kurtul
- Page 345 and 346: nahv (A.) [ ﻮﺤﻥ ] 1.sözdizim
- Page 347 and 348: namaz (F.) [ زﺎﻤﻥ ] namaz. n
- Page 349 and 350: nâtıka (A.) [ ﻪﻘﻃﺎﻥ ] k
- Page 351 and 352: nebî (A.) [ ﯽﺒﻥ ] peygamber.
- Page 353 and 354: nerd (F.) [ دﺮﻥ ] tavla. nerm
- Page 355 and 356: nevi (A.) [ عﻮﻥ ] tür, çeşi
- Page 357 and 358: nikab (A.) [ بﺎﻘﻥ ] peçe. n
- Page 359 and 360: nutfe (A.) [ ﻪﻔﻄﻥ ] sperma.
- Page 361 and 362: pâ (F.) [ ﺎﭘ ] ayak. pâbend (
- Page 363 and 364: pâyende (F.) [ ﻩﺪﻨیﺎﭘ ]
- Page 365 and 366: perestiş (F.) [ ﺶﺘﺱﺮﭘ ]
- Page 367 and 368: peykân (F.) [ نﺎﮑﻴﭘ ] tem
- Page 369 and 370: püser (F.) [ ﺮﺴﭘ ] oğul. p
- Page 371 and 372: acîm (A.) [ ﻢﻴﺝر ] taşlanm
- Page 373 and 374: asadî (A.) [ یﺪﺹر ] gözleml
- Page 375 and 376: eff (A.) [ فر ] raf. refî’ (A.
müje (F.) [ ﻩﮋﻡ ] kirpik.<br />
müjgan (F.) [ نﺎﮔﮋﻡ ] 1. kirpik. 2.kirpikler.<br />
mükâfat (A.) [ تﺎﻓﺎﮑﻡ ] ödül.<br />
mükâleme (A.) [ ﻪﻤﻝﺎﮑﻡ ] konuşma.<br />
mükâtebe (A.) [ ﻪﺒﺕﺎﮑﻡ ] yazışma.<br />
mükedder (A.) [ رﺪﮑﻡ ] kederli.<br />
mükemmelen (A.) [ ﻼﻤﮑﻡ ] tam olarak, mükemmel olarak.<br />
mükemmeliyet (A.) [ ﺖﻴﻠﻤﮑﻡ ] mükemmellik.<br />
mükerrer (A.) [ رﺮﮑﻡ ] tekrarlanmış, yinelenmiş.<br />
mükerreren (A.) [ ارﺮﮑﻡ ] tekrar tekrar.<br />
mükeyyif (A.) [ ﻒﻴﮑﻡ ] keyif verici.<br />
mükteseb (A.) [ ﺐﺴﺘﮑﻡ ] kazanılmış.<br />
müktesebat (A.) [ تﺎﺒﺴﺘﮑﻡ ] bilgi birikimi.<br />
müktesebe (A.) [ ﻪﺒﺴﺘﮑﻡ ] kazanılmış.<br />
mülakat (A.) [ تﺎﻗﻼﻡ ] 1.buluşma. 2.görüşme.<br />
mülâki olmak 1.karşılaşmak. 2.görüşmek.<br />
mülayim (A.) [ ﻢیﻼﻡ ] yumuşak.<br />
mülazemet etmek 1.devam etmek. 2.staj yapmak. 3.bir işle ilgilenmek.<br />
mülazım (A.) [ مزﻼﻡ ] teğmen.<br />
mülazım-ı evvel [ لوا مزﻼﻡ ] üsteğmen.<br />
mülazım-ı sâni [ ﯽﻥﺎﺛ مزﻼﻡ ] teğmen.<br />
mülevven (A.) [ نﻮﻠﻡ ] rengarenk.<br />
mülevves (A.) [ ثﻮﻠﻡ ] kirli.<br />
326