OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

müje (F.) [ ﻩﮋﻡ ] kirpik. müjgan (F.) [ نﺎﮔﮋﻡ ] 1. kirpik. 2.kirpikler. mükâfat (A.) [ تﺎﻓﺎﮑﻡ ] ödül. mükâleme (A.) [ ﻪﻤﻝﺎﮑﻡ ] konuşma. mükâtebe (A.) [ ﻪﺒﺕﺎﮑﻡ ] yazışma. mükedder (A.) [ رﺪﮑﻡ ] kederli. mükemmelen (A.) [ ﻼﻤﮑﻡ ] tam olarak, mükemmel olarak. mükemmeliyet (A.) [ ﺖﻴﻠﻤﮑﻡ ] mükemmellik. mükerrer (A.) [ رﺮﮑﻡ ] tekrarlanmış, yinelenmiş. mükerreren (A.) [ ارﺮﮑﻡ ] tekrar tekrar. mükeyyif (A.) [ ﻒﻴﮑﻡ ] keyif verici. mükteseb (A.) [ ﺐﺴﺘﮑﻡ ] kazanılmış. müktesebat (A.) [ تﺎﺒﺴﺘﮑﻡ ] bilgi birikimi. müktesebe (A.) [ ﻪﺒﺴﺘﮑﻡ ] kazanılmış. mülakat (A.) [ تﺎﻗﻼﻡ ] 1.buluşma. 2.görüşme. mülâki olmak 1.karşılaşmak. 2.görüşmek. mülayim (A.) [ ﻢیﻼﻡ ] yumuşak. mülazemet etmek 1.devam etmek. 2.staj yapmak. 3.bir işle ilgilenmek. mülazım (A.) [ مزﻼﻡ ] teğmen. mülazım-ı evvel [ لوا مزﻼﻡ ] üsteğmen. mülazım-ı sâni [ ﯽﻥﺎﺛ مزﻼﻡ ] teğmen. mülevven (A.) [ نﻮﻠﻡ ] rengarenk. mülevves (A.) [ ثﻮﻠﻡ ] kirli. 326

mülga (A.) [ ﺎﻐﻠﻡ ] kaldırılmış. mülhakat (A.) [ تﺎﻘﺤﻠﻡ ] 1.ekler. 2.bir yere bağlı olan başka yerler. mülk (A.) [ ﮏﻠﻡ ] 1.yurt. 2.kazanç getiren taşınmaz. mülteci (A.) [ ﯽﺠﺘﻠﻡ ] sığınmacı. mültefit (A.) [ ﺖﻔﺘﻠﻡ ] iltifat eden, güleryüzlü. mülûk (A.) [ کﻮﻠﻡ ] melikler. mümane’et (A.) [ ﺖﻌﻥﺎﻤﻡ ] engelleme. mümaselet (A.) [ ﺖﻠﺛﺎﻤﻡ ] benzerlik. mümasil (A.) [ ﻞﺛﺎﻤﻡ ] benzer, andıran. mümasil olmak berbirine benzemek. mümâşat (A.) [ تﺎﺵﺎﻤﻡ ] uysallık, suyuna gitme, alttan alma. mümessil (A.) [ ﻞﺜﻤﻡ ] 1.temsilci. 2.sınıf temsilcisi. mümeyyiz (A.) [ ﺰﻴﻤﻡ ] 1.katip. 2.sınava giren öğretmen. mümeyyize (A.) [ ﻩﺰﻴﻤﻡ ] tırnak işareti. mümin (A.) [ ﻦﻡﺆﻡ ] inanan, iman eden. müminîn (A.) [ ﻦﻴﻨﻡﺆﻡ ] inananlar, iman edenler. mümkin (A.) [ ﻦﮑﻤﻡ ] mümkün. mümsik (A.) [ ﮏﺴﻤﻡ ] elisıkı. mümtaz (A.) [ زﺎﺘﻤﻡ ] seçkin. mümtehin (A.) [ ﻦﺤﺘﻤﻡ ] sınav yapan, sınayan. mümteni (A.) [ ﻊﻨﺘﻤﻡ ] imkansız. mümzâ (A.) [ ﯽﻀﻤﻡ ] imzalı, imzalanmış. mün’adim olmak yok olmak. 327

müje (F.) [ ﻩﮋﻡ ] kirpik.<br />

müjgan (F.) [ نﺎﮔﮋﻡ ] 1. kirpik. 2.kirpikler.<br />

mükâfat (A.) [ تﺎﻓﺎﮑﻡ ] ödül.<br />

mükâleme (A.) [ ﻪﻤﻝﺎﮑﻡ ] konuşma.<br />

mükâtebe (A.) [ ﻪﺒﺕﺎﮑﻡ ] yazışma.<br />

mükedder (A.) [ رﺪﮑﻡ ] kederli.<br />

mükemmelen (A.) [ ﻼﻤﮑﻡ ] tam olarak, mükemmel olarak.<br />

mükemmeliyet (A.) [ ﺖﻴﻠﻤﮑﻡ ] mükemmellik.<br />

mükerrer (A.) [ رﺮﮑﻡ ] tekrarlanmış, yinelenmiş.<br />

mükerreren (A.) [ ارﺮﮑﻡ ] tekrar tekrar.<br />

mükeyyif (A.) [ ﻒﻴﮑﻡ ] keyif verici.<br />

mükteseb (A.) [ ﺐﺴﺘﮑﻡ ] kazanılmış.<br />

müktesebat (A.) [ تﺎﺒﺴﺘﮑﻡ ] bilgi birikimi.<br />

müktesebe (A.) [ ﻪﺒﺴﺘﮑﻡ ] kazanılmış.<br />

mülakat (A.) [ تﺎﻗﻼﻡ ] 1.buluşma. 2.görüşme.<br />

mülâki olmak 1.karşılaşmak. 2.görüşmek.<br />

mülayim (A.) [ ﻢیﻼﻡ ] yumuşak.<br />

mülazemet etmek 1.devam etmek. 2.staj yapmak. 3.bir işle ilgilenmek.<br />

mülazım (A.) [ مزﻼﻡ ] teğmen.<br />

mülazım-ı evvel [ لوا مزﻼﻡ ] üsteğmen.<br />

mülazım-ı sâni [ ﯽﻥﺎﺛ مزﻼﻡ ] teğmen.<br />

mülevven (A.) [ نﻮﻠﻡ ] rengarenk.<br />

mülevves (A.) [ ثﻮﻠﻡ ] kirli.<br />

326

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!