OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

mayûb (A.) [ بﻮﻴﻌﻡ ] 1.kusurlu. 2.ayıplanmış. mazanna (A.) [ ﻪﻨﻈﻡ ] 1.ermiş sanılan.2.zan altındaki. mazarrat (A.) [ تﺮﻀﻡ ] 1.zarar verme. 2.zarar. mazarrât (A.) [ تاﺮﻀﻡ ] zararlar. mazbata (A.) [ ﻪﻄﺒﻀﻡ ] tutanak. mazbata tanzim etmek tutanak düzenlemek. mazbut (A.) [ طﻮﺒﻀﻡ ] 1.zaptedilmiş. 2.kayda geçirilmiş. 3.derli toplu. 4.sağlam. mazbutat (A.) [ تﺎﻃﻮﺒﻀﻡ ] kayda geçirilenler. mazeret (A.) [ ترﺬﻌﻡ ] özür. mazerethâh (A.-F.) [ ﻩاﻮﺧ ترﺬﻌﻡ ] özür dileyen. mazhar (A.) [ ﺮﻬﻈﻡ ] 1.ortaya çıkış yeri. 2.şereflenme, nail olma. mazhar olmak karşılaşmak, nail olmak. mâzi (A.) [ ﯽﺽﺎﻡ ] geçmiş, geçmiş zaman. mazlum (A.) [ مﻮﻠﻈﻡ ] 1.zulme uğramış. 2.sesiz sedasız. mazlumâne (A.-F.) [ ﻪﻥﺎﻡﻮﻠﻈﻡ ] mazlumca. mazlûmiyet (A.) [ ﺖﻴﻡﻮﻠﻈﻡ ] 1.mazlumluk, zulme uğramışlık. 2.sesiz sedasız olma. mazmaza (A.) [ ﻪﻀﻤﻀﻡ ] gargara. mazmaza yapmak gargara yapmak, ağızda su çalkalamak. mazmun (A.) [ نﻮﻤﻀﻡ ] 1.kavram. 2.ince söz. maznun (A.) [ نﻮﻨﻈﻡ ] zanlı. maznun olmak zan altında kalmak. mazrub (A.) [ بوﺮﻀﻡ ] 1.dövülen. 2.çarpılan. 284

mazruf (A.) [ فوﺮﻈﻡ ] 1.kaba konulan. 2.zarflı. mâzu (F.) [ وزﺎﻡ ] mazı. mazûl (A.) [ لوﺰﻌﻡ ] görevden alınmış, azledilmiş. mazul olmak görevden alınmak, azledilmek. mazur (A.) [ روﺬﻌﻡ ] özürlü. me’vâ (A.) [ اوﺄﻡ ] sığınma yeri. me’yûs (A.) [ سﻮیﺄﻡ ] umutsuz. me’yûs etmek umutsuz bırakmak. me’yûs olmak umudunu yitirmek. meâb (A.) [ بﺂﻡ ] sığınma yeri. meâd (A.) [ دﺎﻌﻡ ] 1.dönüş yeri. 2.ahiret. meâhiz (A.) [ ﺬﺧﺂﻡ ] kaynaklar. meâl (A.) [ لﺂﻡ ] anlam. meâric (A.) [ جرﺎﻌﻡ ] merdivenler. meâsî (A.) [ ﯽﺹﺎﻌﻡ ] 1.isyanlar. 2.günahlar. meâyib (A.) [ ﺐیﺎﻌﻡ ] kusurlar, ayıplar. mebâd (F.) [ دﺎﺒﻡ ] sakın, aman sakın, olmaya. mebâdâ (F.) [ ادﺎﺒﻡ ] sakın, aman sakın, olmaya. mebâdî (A.) [ یدﺎﺒﻡ ] ilkeler, prensipler. mebâhis (A.) [ ﺚﺣﺎﺒﻡ ] konular, bahisler. mebânî (A.) [ ﯽﻥﺎﺒﻡ ] 1.temeller. 2.yapılar, binalar. mebde’ (A.) [ أﺪﺒﻡ ] 1.başlangıç noktası. mebde-i tarih [ ﺦیرﺎﺕ أﺪﺒﻡ ] tarih başlangıcı. 285

mazruf (A.) [ فوﺮﻈﻡ ] 1.kaba konulan. 2.zarflı.<br />

mâzu (F.) [ وزﺎﻡ ] mazı.<br />

mazûl (A.) [ لوﺰﻌﻡ ] görevden alınmış, azledilmiş.<br />

mazul olmak görevden alınmak, azledilmek.<br />

mazur (A.) [ روﺬﻌﻡ ] özürlü.<br />

me’vâ (A.) [ اوﺄﻡ ] sığınma yeri.<br />

me’yûs (A.) [ سﻮیﺄﻡ ] umutsuz.<br />

me’yûs etmek umutsuz bırakmak.<br />

me’yûs olmak umudunu yitirmek.<br />

meâb (A.) [ بﺂﻡ ] sığınma yeri.<br />

meâd (A.) [ دﺎﻌﻡ ] 1.dönüş yeri. 2.ahiret.<br />

meâhiz (A.) [ ﺬﺧﺂﻡ ] kaynaklar.<br />

meâl (A.) [ لﺂﻡ ] anlam.<br />

meâric (A.) [ جرﺎﻌﻡ ] merdivenler.<br />

meâsî (A.) [ ﯽﺹﺎﻌﻡ ] 1.isyanlar. 2.günahlar.<br />

meâyib (A.) [ ﺐیﺎﻌﻡ ] kusurlar, ayıplar.<br />

mebâd (F.) [ دﺎﺒﻡ ] sakın, aman sakın, olmaya.<br />

mebâdâ (F.) [ ادﺎﺒﻡ ] sakın, aman sakın, olmaya.<br />

mebâdî (A.) [ یدﺎﺒﻡ ] ilkeler, prensipler.<br />

mebâhis (A.) [ ﺚﺣﺎﺒﻡ ] konular, bahisler.<br />

mebânî (A.) [ ﯽﻥﺎﺒﻡ ] 1.temeller. 2.yapılar, binalar.<br />

mebde’ (A.) [ أﺪﺒﻡ ] 1.başlangıç noktası.<br />

mebde-i tarih [ ﺦیرﺎﺕ أﺪﺒﻡ ] tarih başlangıcı.<br />

285

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!