OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

masruf olmak harcanmak. mass (A.) [ ﺺﻡ ] emme. massetmek emmek, çekmek. mâst (F.) [ ﺖﺱﺎﻡ ] yoğurt. mastaba (A.) [ ﻪﺒﻄﺼﻡ ] 1.meyhane. 2.sedir. masum (A.) [ مﻮﺼﻌﻡ ] 1.suçsuz, günahsız. 2.küçük çocuk. masumane (A.-F.) [ ﻪﻥﺎﻡﻮﺼﻌﻡ ] masumca. masume (A.) [ ﻪﻡﻮﺼﻌﻡ ] 1.suçsuz, günahsız. 2.küçük kız çocuğu. masumiyet (A.) [ ﺖﻴﻡﻮﺼﻌﻡ ] masumluk, suçsuzluk. masûn (A.) [ نﻮﺼﻡ ] korunmuş, saklanmış. masûn kalmak korunmak, zarar gelmemek. mâşe (F.) [ ﻪﺵﺎﻡ ] maşa. maşer (A.) [ ﺮﺸﻌﻡ ] toplum. maşerî (A.) [ یﺮﺸﻌﻡ ] kollektif, ortaklaşa. mâşıta (A.) [ ﻪﻄﺵﺎﻡ ] kadın makyajcısı, kadın kuaförü. mâşî (A.) [ ﯽﺵﺎﻡ ] yürüyen. mâşiyen (A.) [ ﺎﻴﺵﺎﻡ ] yürüyerek. maşrık (A.) [ قﺮﺸﻡ ] doğu. maşûk (A.) [ قﻮﺸﻌﻡ ] (erkek) sevgili. maşuka (A.) [ ﻪﻗﻮﺸﻌﻡ ] (bayan) sevgili. matbaa (A.) [ ﻪﻌﺒﻄﻡ ] basımevi. matbah (A.) [ ﺦﺒﻄﻡ ] mutfak. matbû (A.) [ عﻮﺒﻄﻡ ] 1.basılı. 2.hoşa giden, hoş. 282

matbûat (A.) [ تﺎﻋﻮﺒﻄﻡ ] 1.basın. 2.basılı şeyler. mâtem (A.) [ ﻢﺕﺎﻡ ] yas. mâtem tutmak yas tutmak. mâtemdar (A.-F.) [ راﺪﻤﺕﺎﻡ ] yaslı. mâtemî (A.-F.) [ ﯽﻤﺕﺎﻡ ] yaslı. mâtemli (A.-T.) yaslı. mâtemserâ (A.-F.) [ اﺮﺴﻤﺕﺎﻡ ] yas tutulan ev. mâtemzede (A.-F.) [ ﻩدز ﻢﺕﺎﻡ ] yaslı. matla (A.) [ ﻊﻠﻄﻡ ] 1.doğuş yeri. 2.kaside ve gazelin ilk beyti. matlab (A.) [ ﺐﻠﻄﻡ ] 1.konu. 2.istek. matlub (A.) [ بﻮﻠﻄﻡ ] 1.istenilen, aranan. 2.alacak. matlûb etmek istemek. matrûd (A.) [ دوﺮﻄﻡ ] kovulmuş. matrûş (A.) [ شوﺮﻄﻡ ] 1.sakalsız. 2.tıraşlanmış. matuf (A.) [ فﻮﻄﻌﻡ ] yönelik, çevrili. matûh (A.) [ ﻩﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış. matûhe (A.) [ ﻪهﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış (bayan). mâvaka (A.) [ ﻊﻗوﺎﻡ ] olup biten. mâverâ (A.) [ اروﺎﻡ ] 1.öte, ötesinde. 2.ahiret, öbür dünya. mavtın (A.) [ ﻦﻃﻮﻡ ] yurt tutulan yer. mâye (F.) [ ﻪیﺎﻡ ] 1.maya. 2.para. 3.mal. 4.güç. mâyedar (F.) [ راد ﻪیﺎﻡ ] 1.mayalı. 2.paralı. 3.mal sahibi. 4.güçlü. mâyi (A.) [ ﻊیﺎﻡ ] sıvı. 283

matbûat (A.) [ تﺎﻋﻮﺒﻄﻡ ] 1.basın. 2.basılı şeyler.<br />

mâtem (A.) [ ﻢﺕﺎﻡ ] yas.<br />

mâtem tutmak yas tutmak.<br />

mâtemdar (A.-F.) [ راﺪﻤﺕﺎﻡ ] yaslı.<br />

mâtemî (A.-F.) [ ﯽﻤﺕﺎﻡ ] yaslı.<br />

mâtemli (A.-T.) yaslı.<br />

mâtemserâ (A.-F.) [ اﺮﺴﻤﺕﺎﻡ ] yas tutulan ev.<br />

mâtemzede (A.-F.) [ ﻩدز ﻢﺕﺎﻡ ] yaslı.<br />

matla (A.) [ ﻊﻠﻄﻡ ] 1.doğuş yeri. 2.kaside ve gazelin ilk beyti.<br />

matlab (A.) [ ﺐﻠﻄﻡ ] 1.konu. 2.istek.<br />

matlub (A.) [ بﻮﻠﻄﻡ ] 1.istenilen, aranan. 2.alacak.<br />

matlûb etmek istemek.<br />

matrûd (A.) [ دوﺮﻄﻡ ] kovulmuş.<br />

matrûş (A.) [ شوﺮﻄﻡ ] 1.sakalsız. 2.tıraşlanmış.<br />

matuf (A.) [ فﻮﻄﻌﻡ ] yönelik, çevrili.<br />

matûh (A.) [ ﻩﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış.<br />

matûhe (A.) [ ﻪهﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış (bayan).<br />

mâvaka (A.) [ ﻊﻗوﺎﻡ ] olup biten.<br />

mâverâ (A.) [ اروﺎﻡ ] 1.öte, ötesinde. 2.ahiret, öbür dünya.<br />

mavtın (A.) [ ﻦﻃﻮﻡ ] yurt tutulan yer.<br />

mâye (F.) [ ﻪیﺎﻡ ] 1.maya. 2.para. 3.mal. 4.güç.<br />

mâyedar (F.) [ راد ﻪیﺎﻡ ] 1.mayalı. 2.paralı. 3.mal sahibi. 4.güçlü.<br />

mâyi (A.) [ ﻊیﺎﻡ ] sıvı.<br />

283

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!