OsmanliTurkcesiSozlugu
OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu
masruf olmak harcanmak. mass (A.) [ ﺺﻡ ] emme. massetmek emmek, çekmek. mâst (F.) [ ﺖﺱﺎﻡ ] yoğurt. mastaba (A.) [ ﻪﺒﻄﺼﻡ ] 1.meyhane. 2.sedir. masum (A.) [ مﻮﺼﻌﻡ ] 1.suçsuz, günahsız. 2.küçük çocuk. masumane (A.-F.) [ ﻪﻥﺎﻡﻮﺼﻌﻡ ] masumca. masume (A.) [ ﻪﻡﻮﺼﻌﻡ ] 1.suçsuz, günahsız. 2.küçük kız çocuğu. masumiyet (A.) [ ﺖﻴﻡﻮﺼﻌﻡ ] masumluk, suçsuzluk. masûn (A.) [ نﻮﺼﻡ ] korunmuş, saklanmış. masûn kalmak korunmak, zarar gelmemek. mâşe (F.) [ ﻪﺵﺎﻡ ] maşa. maşer (A.) [ ﺮﺸﻌﻡ ] toplum. maşerî (A.) [ یﺮﺸﻌﻡ ] kollektif, ortaklaşa. mâşıta (A.) [ ﻪﻄﺵﺎﻡ ] kadın makyajcısı, kadın kuaförü. mâşî (A.) [ ﯽﺵﺎﻡ ] yürüyen. mâşiyen (A.) [ ﺎﻴﺵﺎﻡ ] yürüyerek. maşrık (A.) [ قﺮﺸﻡ ] doğu. maşûk (A.) [ قﻮﺸﻌﻡ ] (erkek) sevgili. maşuka (A.) [ ﻪﻗﻮﺸﻌﻡ ] (bayan) sevgili. matbaa (A.) [ ﻪﻌﺒﻄﻡ ] basımevi. matbah (A.) [ ﺦﺒﻄﻡ ] mutfak. matbû (A.) [ عﻮﺒﻄﻡ ] 1.basılı. 2.hoşa giden, hoş. 282
matbûat (A.) [ تﺎﻋﻮﺒﻄﻡ ] 1.basın. 2.basılı şeyler. mâtem (A.) [ ﻢﺕﺎﻡ ] yas. mâtem tutmak yas tutmak. mâtemdar (A.-F.) [ راﺪﻤﺕﺎﻡ ] yaslı. mâtemî (A.-F.) [ ﯽﻤﺕﺎﻡ ] yaslı. mâtemli (A.-T.) yaslı. mâtemserâ (A.-F.) [ اﺮﺴﻤﺕﺎﻡ ] yas tutulan ev. mâtemzede (A.-F.) [ ﻩدز ﻢﺕﺎﻡ ] yaslı. matla (A.) [ ﻊﻠﻄﻡ ] 1.doğuş yeri. 2.kaside ve gazelin ilk beyti. matlab (A.) [ ﺐﻠﻄﻡ ] 1.konu. 2.istek. matlub (A.) [ بﻮﻠﻄﻡ ] 1.istenilen, aranan. 2.alacak. matlûb etmek istemek. matrûd (A.) [ دوﺮﻄﻡ ] kovulmuş. matrûş (A.) [ شوﺮﻄﻡ ] 1.sakalsız. 2.tıraşlanmış. matuf (A.) [ فﻮﻄﻌﻡ ] yönelik, çevrili. matûh (A.) [ ﻩﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış. matûhe (A.) [ ﻪهﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış (bayan). mâvaka (A.) [ ﻊﻗوﺎﻡ ] olup biten. mâverâ (A.) [ اروﺎﻡ ] 1.öte, ötesinde. 2.ahiret, öbür dünya. mavtın (A.) [ ﻦﻃﻮﻡ ] yurt tutulan yer. mâye (F.) [ ﻪیﺎﻡ ] 1.maya. 2.para. 3.mal. 4.güç. mâyedar (F.) [ راد ﻪیﺎﻡ ] 1.mayalı. 2.paralı. 3.mal sahibi. 4.güçlü. mâyi (A.) [ ﻊیﺎﻡ ] sıvı. 283
- Page 231 and 232: istînâf (A.) [ فﺎﻨﻴﺘﺱ
- Page 233 and 234: işrâk (A.) [ قاﺮﺵا ] 1.do
- Page 235 and 236: itikadiyât (A.) [ تﺎیدﺎﻘ
- Page 237 and 238: iz’âc etmek rahatsız etmek. iz
- Page 239 and 240: jâj (F.) [ ژاژ ] anlamsız söz
- Page 241 and 242: kablettarihî (A.) [ ﯽﺨیرﺎ
- Page 243 and 244: kahraman (F.) [ نﺎﻡﺮﻬﻗ ]
- Page 245 and 246: kanât (A.) [ تﺎﻨﻗ ] yeralt
- Page 247 and 248: kasd (A.) [ ﺪﺼﻗ ] 1.kasıt. 2
- Page 249 and 250: kavl (A.) [ لﻮﻗ ] söz. kavm (
- Page 251 and 252: kej (F.) [ ﮋﮐ ] eğik, eğri. k
- Page 253 and 254: kerîh (A.) [ ﻪیﺮﮐ ] iğren
- Page 255 and 256: kezzâb (A.) [ باﺬﮐ ] çok ya
- Page 257 and 258: kilk (F.) [ ﮏﻠﮐ ] kamış kal
- Page 259 and 260: kûfte (F.) [ ﻪﺘﻓﻮﮐ ] 1.e
- Page 261 and 262: kuyûdat (A.) [ تادﻮﻴﻗ ] k
- Page 263 and 264: lâ (A.) [ ﻻ ] 1.hayır. 2.yoktur
- Page 265 and 266: lâmehâle (A.) [ ﻪﻝ ﺎﺤﻡ
- Page 267 and 268: lemeân (A.) [ نﺎﻌﻤﻝ ] par
- Page 269 and 270: lu’bet (A.) [ ﺖﺒﻌﻝ ] oyun
- Page 271 and 272: maatteessüf (A.) [ ﻒﺱﺄﺘﻝ
- Page 273 and 274: mağrib (A.) [ بﺮﻐﻡ ] 1.bat
- Page 275 and 276: mahkûk (A.) [ کﻮﮑﺤﻡ ] kaz
- Page 277 and 278: mâil (A.) [ ﻞﺋﺎﻡ ] 1.eğil
- Page 279 and 280: malûlîn (A.) [ ﻦﻴﻝﻮﻠﻌ
- Page 281: mariz (A.) [ ﺾیﺮﻡ ] hasta. m
- Page 285 and 286: mazruf (A.) [ فوﺮﻈﻡ ] 1.kab
- Page 287 and 288: mecelle (A.) [ ﻪﻠﺠﻡ ] dergi
- Page 289 and 290: medhetmek övmek. medhiye (A.) [
- Page 291 and 292: mehbil (A.) [ ﻞﺒﻬﻡ ] rahim
- Page 293 and 294: melâik (A.) [ ﮏﺋﻼﻡ ] melek
- Page 295 and 296: menâsıb (A.) [ ﺐﺹﺎﻨﻡ ]
- Page 297 and 298: merbut (A.) [ طﻮﺑﺮﻡ ] bağ
- Page 299 and 300: mesai (A.) [ ﯽﻋﺎﺴﻡ ] çal
- Page 301 and 302: mest-i harâb (F.-A.) [ باﺮﺧ
- Page 303 and 304: meşveret etmek danışmak. metâ (
- Page 305 and 306: meydân (A.) [ ناﺪﻴﻡ ] alan
- Page 307 and 308: mızrab (A.) [ بﺮﻀﻡ ] mızra
- Page 309 and 310: minşâr (A.) [ رﺎﺸﻨﻡ ] b
- Page 311 and 312: muâhede yapmak antlaşma yapmak. m
- Page 313 and 314: muğber (A.) [ ﺮﺒﻐﻡ ] kırg
- Page 315 and 316: muhassas (A.) [ ﺺﺼﺨﻡ ] tahs
- Page 317 and 318: mukavelename (A.-F.) [ ﻪﻡﺎﻥ
- Page 319 and 320: murûr etmek geçmek. murzia (A.) [
- Page 321 and 322: mutemed (A.) [ ﺪﻤﺘﻌﻡ ] g
- Page 323 and 324: mübdi (A.) [ عﺪﺒﻡ ] yenilik
- Page 325 and 326: müessis (A.) [ ﺲﺱﺆﻡ ] kuru
- Page 327 and 328: mülga (A.) [ ﺎﻐﻠﻡ ] kaldı
- Page 329 and 330: münebbih (A.) [ ﻪﺒﻨﻡ ] uya
- Page 331 and 332: mürg (F.) [ غﺮﻡ ] kuş. mürg
matbûat (A.) [ تﺎﻋﻮﺒﻄﻡ ] 1.basın. 2.basılı şeyler.<br />
mâtem (A.) [ ﻢﺕﺎﻡ ] yas.<br />
mâtem tutmak yas tutmak.<br />
mâtemdar (A.-F.) [ راﺪﻤﺕﺎﻡ ] yaslı.<br />
mâtemî (A.-F.) [ ﯽﻤﺕﺎﻡ ] yaslı.<br />
mâtemli (A.-T.) yaslı.<br />
mâtemserâ (A.-F.) [ اﺮﺴﻤﺕﺎﻡ ] yas tutulan ev.<br />
mâtemzede (A.-F.) [ ﻩدز ﻢﺕﺎﻡ ] yaslı.<br />
matla (A.) [ ﻊﻠﻄﻡ ] 1.doğuş yeri. 2.kaside ve gazelin ilk beyti.<br />
matlab (A.) [ ﺐﻠﻄﻡ ] 1.konu. 2.istek.<br />
matlub (A.) [ بﻮﻠﻄﻡ ] 1.istenilen, aranan. 2.alacak.<br />
matlûb etmek istemek.<br />
matrûd (A.) [ دوﺮﻄﻡ ] kovulmuş.<br />
matrûş (A.) [ شوﺮﻄﻡ ] 1.sakalsız. 2.tıraşlanmış.<br />
matuf (A.) [ فﻮﻄﻌﻡ ] yönelik, çevrili.<br />
matûh (A.) [ ﻩﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış.<br />
matûhe (A.) [ ﻪهﻮﺘﻌﻡ ] bunak, bunamış (bayan).<br />
mâvaka (A.) [ ﻊﻗوﺎﻡ ] olup biten.<br />
mâverâ (A.) [ اروﺎﻡ ] 1.öte, ötesinde. 2.ahiret, öbür dünya.<br />
mavtın (A.) [ ﻦﻃﻮﻡ ] yurt tutulan yer.<br />
mâye (F.) [ ﻪیﺎﻡ ] 1.maya. 2.para. 3.mal. 4.güç.<br />
mâyedar (F.) [ راد ﻪیﺎﻡ ] 1.mayalı. 2.paralı. 3.mal sahibi. 4.güçlü.<br />
mâyi (A.) [ ﻊیﺎﻡ ] sıvı.<br />
283