OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

lâyetenâhi (A.) [ ﯽهﺎﻨﺘی ﻻ ] sonsuz. lâyetezelzül (A.) [ لﺰﻝﺰﺘی ﻻ ] sarsılmaz. lâyiha (A.) [ ﻪﺤیﻻ ] tasarı. lâyuad (A.) [ ﺪﻌیﻻ ] sayısız. lâzevâl (A.) [ لاوزﻻ ] yok olmaz, ölümsüz. lâzım (A.) [ مزﻻ ] 1.gerekli. 2.geçişsiz. lâzıme (A.) [ ﻪﻡزﻻ ] gerekli. leâli (A.) [ ﯽﻝﺎﺌﻝ ] inciler. leb (F.) [ ﺐﻝ ] dudak. lebâleb (F.) [ ﺐﻝﺎﺒﻝ ] ağzına kadar dolu. leben (A.) [ ﻦﺒﻝ ] süt. leb-i derya (F.) [ ﺎیرد ﺐﻝ ] sahil, deniz kenarı. lecâcet (A.) [ ﺖﺝﺎﺠﻝ ] inat. lecûc (A.) [ جﻮﺠﻝ ] inatçı. ledünnî (A.) [ ﯽﻥﺪﻝ ] Tanrı sırlarıyla ilgili. leffen (A.) [ ﺎﻔﻝ ] ilişikte. leh (A.) [ ﻪﻝ ] yan, yana, yararına. lehv (A.) [ ﻮﻬﻝ ] 1.oyun. 2.yararı olmayan işler. leîm (A.) [ ﻢﻴﺌﻝ ] alçak. leîmâne (A.-F.) [ ﻪﻥﺎﻤﻴﺌﻝ ] alçakça. leked (F.) [ ﺪﮑﻝ ] 1.tekme. 2.çifte. lekedâr (F.) [ راد ﻪﮑﻝ ] lekeli. lem’a (A.) [ ﻪﻌﻤﻝ ] parıltı. 266

lemeân (A.) [ نﺎﻌﻤﻝ ] parıldama. lemeât (A.) [ تﺎﻌﻤﻝ ] parıltılar. lems (A.) [ ﺲﻤﻝ ] dokunma. lemyezel (A.) [ لﺰی ﻢﻝ ] 1.yok olmayan, kalıcı. 2.Tanrı. leng (F.) [ ﮓﻨﻝ ] aksak, topal. lerzân (F.) [ نازﺮﻝ ] titrek. lerziş (F.) [ شزﺮﻝ ] titreme. leşker (F.) [ ﺮﮑﺸﻝ ] 1.asker. 2.ordu. letâfet (A.) [ ﺖﻓﺎﻄﻝ ] 1.hoşluk. 2.yumuşaklık. 3.güzellik. letâif (A.) [ ﻒﺋﺎﻄﻝ ] şakalar, fıkralar, latifeler. levâhık (A.) [ ﻖﺣاﻮﻝ ] ekler. levâyih (A.) [ ﺢیاﻮﻝ ] tasarılar. levâzım (A.) [ مزاﻮﻝ ] gereçler, gerekli şeyler. levend (F.) [ ﺪﻥﻮﻝ ] 1.Osmanlı deniz eri. 2.ayyaş. 3.zampara. 4.kabadayı. levh (A.) [ حﻮﻝ ] levha. levha (A.) [ ﻪﺣﻮﻝ ] plaka, tabela. levn (A.) [ نﻮﻝ ] 1.renk. 2.tür. levs (A.) [ ثﻮﻝ ] pislik. levze (A.) [ ﻩزﻮﻝ ] 1.badem. 2.bademcik. leyâlî (A.) [ ﯽﻝﺎﻴﻝ ] geceler. leyl (A.) [ ﻞﻴﻝ ] gece. leyle (A.) [ ﻪﻠﻴﻝ ] gece. leylî (A.) [ ﯽﻠﻴﻝ ] yatılı. 267

lemeân (A.) [ نﺎﻌﻤﻝ ] parıldama.<br />

lemeât (A.) [ تﺎﻌﻤﻝ ] parıltılar.<br />

lems (A.) [ ﺲﻤﻝ ] dokunma.<br />

lemyezel (A.) [ لﺰی ﻢﻝ ] 1.yok olmayan, kalıcı. 2.Tanrı.<br />

leng (F.) [ ﮓﻨﻝ ] aksak, topal.<br />

lerzân (F.) [ نازﺮﻝ ] titrek.<br />

lerziş (F.) [ شزﺮﻝ ] titreme.<br />

leşker (F.) [ ﺮﮑﺸﻝ ] 1.asker. 2.ordu.<br />

letâfet (A.) [ ﺖﻓﺎﻄﻝ ] 1.hoşluk. 2.yumuşaklık. 3.güzellik.<br />

letâif (A.) [ ﻒﺋﺎﻄﻝ ] şakalar, fıkralar, latifeler.<br />

levâhık (A.) [ ﻖﺣاﻮﻝ ] ekler.<br />

levâyih (A.) [ ﺢیاﻮﻝ ] tasarılar.<br />

levâzım (A.) [ مزاﻮﻝ ] gereçler, gerekli şeyler.<br />

levend (F.) [ ﺪﻥﻮﻝ ] 1.Osmanlı deniz eri. 2.ayyaş. 3.zampara. 4.kabadayı.<br />

levh (A.) [ حﻮﻝ ] levha.<br />

levha (A.) [ ﻪﺣﻮﻝ ] plaka, tabela.<br />

levn (A.) [ نﻮﻝ ] 1.renk. 2.tür.<br />

levs (A.) [ ثﻮﻝ ] pislik.<br />

levze (A.) [ ﻩزﻮﻝ ] 1.badem. 2.bademcik.<br />

leyâlî (A.) [ ﯽﻝﺎﻴﻝ ] geceler.<br />

leyl (A.) [ ﻞﻴﻝ ] gece.<br />

leyle (A.) [ ﻪﻠﻴﻝ ] gece.<br />

leylî (A.) [ ﯽﻠﻴﻝ ] yatılı.<br />

267

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!