OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

hijdeh (F.) [ ﻩدﮋه ] onsekiz. hîk (F.) [ ﮏﻴﺧ ] tulum. hikâyât (A.) [ تﺎیﺎﮑﺣ ] hikayeler, öyküler. hikâyet (A.) [ ﺖیﺎﮑﺣ ] öykü, hikaye. hikem (A.) [ ﻢﮑﺣ ] hikmetler. hikmet (A.) [ ﺖﻤﮑﺣ ] 1.bilgelik. 2.sebep. hikmetşinâs (A.-F.) [ سﺎﻨﺵ ﺖﻤﮑﺣ ] hakîm, felsefeci. hil’at (A.) [ ﺖﻌﻠﺧ ] kaftan. hilâf (A.) [ فﻼﺧ ] aykırı, zıt. hilâfına aykırı olarak. hilafında aykırı olarak. hilâl (A.) [ لﻼﺧ ] 1.aralık. 2.kürdan. hilâl (A.) [ لﻼه ] yeni ay, ilkay. hîle (A.) [ ﻪﻠﻴﺣ ] düzen, oyun, hile. hîlebaz (A.-F.) [ زﺎﺑ ﻪﻠﻴﺣ ] hilekâr, düzenbaz. hîlekâr (A.-F.) [ رﺎﮐ ﻪﻠﻴﺣ ] düzenbaz, hileci. hilkat (A.) [ ﺖﻘﻠﺧ ] 1.yaratılış. 2.Tanrı. hilm (A.) [ ﻢﻠﺣ ] yumuşaklık. hilye (A.) [ ﻪﻴﻠﺣ ] 1.süs. 2.güzel yüz. 3.güzel özellikler. himâr (A.) [ رﺎﻤﺣ ] eşek. himaye (A.) [ ﻪیﺎﻤﺣ ] koruma, esirgeme. himayekârlık (A.-F.-T.) himaye etme. hîme (F.) [ ﻪﻤﻴه ] odun. 186

himem (A.) [ ﻢﻤه ] himmetler, çabalar. himmet (A.) [ ﺖﻤه ] çaba. himmet etmek çaba göstermek. hîn (A.) [ ﻦﻴﺣ ] zaman, vakit, esna. hinduvâne (F.) [ ﻪﻥاوﺪﻨه ] karpuz. hîn-i hâcette ihtiyaç duyulduğu zaman. hirâs (F.) [ ساﺮه ] korku. hired (F.) [ دﺮﺧ ] akıl. hiref (A.) [ فﺮﺣ ] meslekler. hirem (A.) [ مﺮه ] piramit. hirfet (A.) [ ﺖﻓﺮﺣ ] meslek. hirmân (A.) [ نﺎﻡﺮﺣ ] mahrumluk. his bk. hiss. hisâb (A.) [ بﺎﺴﺣ ] hesap. hisân (A.) [ نﺎﺼﺣ ] at, aygır. hisar (A.) [ رﺎ ﺼﺣ ] kale, hisar. hiss (A.) [ ﺲﺣ ] duygu. hisse (A.) [ ﻪﺼﺣ ] pay. hissedar (A.-F.) [ راد ﻪﺼﺣ ] pay sahibi. hissedar olmak payını almak. hisset (A.) [ ﺖﺴﺧ ] pintilik. hissetmek duymak, algılamak. hisseyâb (A.-F.) [بﺎی ﻪﺼﺣ] pay alan. 187

hijdeh (F.) [ ﻩدﮋه ] onsekiz.<br />

hîk (F.) [ ﮏﻴﺧ ] tulum.<br />

hikâyât (A.) [ تﺎیﺎﮑﺣ ] hikayeler, öyküler.<br />

hikâyet (A.) [ ﺖیﺎﮑﺣ ] öykü, hikaye.<br />

hikem (A.) [ ﻢﮑﺣ ] hikmetler.<br />

hikmet (A.) [ ﺖﻤﮑﺣ ] 1.bilgelik. 2.sebep.<br />

hikmetşinâs (A.-F.) [ سﺎﻨﺵ ﺖﻤﮑﺣ ] hakîm, felsefeci.<br />

hil’at (A.) [ ﺖﻌﻠﺧ ] kaftan.<br />

hilâf (A.) [ فﻼﺧ ] aykırı, zıt.<br />

hilâfına aykırı olarak.<br />

hilafında aykırı olarak.<br />

hilâl (A.) [ لﻼﺧ ] 1.aralık. 2.kürdan.<br />

hilâl (A.) [ لﻼه ] yeni ay, ilkay.<br />

hîle (A.) [ ﻪﻠﻴﺣ ] düzen, oyun, hile.<br />

hîlebaz (A.-F.) [ زﺎﺑ ﻪﻠﻴﺣ ] hilekâr, düzenbaz.<br />

hîlekâr (A.-F.) [ رﺎﮐ ﻪﻠﻴﺣ ] düzenbaz, hileci.<br />

hilkat (A.) [ ﺖﻘﻠﺧ ] 1.yaratılış. 2.Tanrı.<br />

hilm (A.) [ ﻢﻠﺣ ] yumuşaklık.<br />

hilye (A.) [ ﻪﻴﻠﺣ ] 1.süs. 2.güzel yüz. 3.güzel özellikler.<br />

himâr (A.) [ رﺎﻤﺣ ] eşek.<br />

himaye (A.) [ ﻪیﺎﻤﺣ ] koruma, esirgeme.<br />

himayekârlık (A.-F.-T.) himaye etme.<br />

hîme (F.) [ ﻪﻤﻴه ] odun.<br />

186

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!