OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

hırs (A.) [ صﺮﺣ ] hırs. hırs (F.) [ سﺮﺧ ] ayı. hırz (A.) [ زﺮﺣ ] 1.sığınak. 2.nazar boncuğu. hısâl (A.) [ لﺎﺼﺧ ] huy, haslet. hısn (A.) [ ﻦﺼﺣ ] kale. hışım (F.) [ ﻢﺸﺧ ] öfke. hışımlanmak öfkelenmek. hışm (F.) [ ﻢﺸﺧ ] öfke, hışım. hışmgîn (F.) [ ﻦﻴﮕﻤﺸﺧ ] öfkeli, hışımlı. hışt (F.) [ ﺖﺸﺧ ] 1.kerpiç. 2.tuğla. hıtat (A.) [ ﻂﻄﺧ ] ülkeler, diyarlar. hıtta (A.) [ ﻪﻄﺧ ] ülke, diyar. hıyâbân (F.) [ نﺎﺑﺎﻴﺧ ] cadde. hıyânet (A.) [ ﺖﻥﺎﻴﺧ ] hainlik. hıyânetkâr (A.-F.) [ ر ﺎﮑﺘﻥﺎﻴﺧ ] hain. hıyâr (A.) [ رﺎﻴﺧ ] seçme hakkı. hıyre (F.) [ ﻩﺮﻴﺧ ] 1.kamaşmış. 2.fersiz. hıyreçeşm (F.) [ ﻢﺸچ ﻩﺮﻴﺧ ] 1.arsız, hayasız. 2.cesur, gözüpek. hıyreser (F.) [ ﺮﺱ ﻩﺮﻴﺧ ] sersem. hibâb (A.) [ بﺎﺒﺣ ] 1.haplar. 2.tohumlar. hibâle (A.) [ ﻪﻝﺎﺒﺣ ] 1.bağ. 2.tuzak. hibe (A.) [ ﻪﺒه ] bağışlama, hibe. hibr (A.) [ ﺮﺒﺣ ] 1.Yahudi bilgini. 2.mürekkep. 184

hibre (A.) [ ﻩﺮﺒﺧ ] deneyim. hicâ (A.) [ ﺎﺠه ] yerme. hicâb (A.) [ بﺎﺠﺣ ] 1.perde. 2.utanma. hicaz (A.) [ زﺎﺠﺣ ] 1.Arabistan’da Hicaz bölgesi. 2.hicaz makamı. hiciv (A.) [ ﻮﺠه ] yergi, taşlama. hicr (A.) [ ﺮﺠه ] ayrılık. hicrân (A.) [ ناﺮﺠه ] 1.ayrılık. 2.ayrılık acısı. hicret (A.) [ تﺮﺠه ] göç. hicv (A.) [ ﻮﺠه ] yergi, taşlama. hicviye bk. hicviyye. hicviyye (A.) [ ﻪیﻮﺠه ] taşlama, hicivle ilgili şiir veya düzyazı. hîç (F.) [ ﭻﻴه ] hiç. hîçkes (F.) [ ﺲﮑﭽﻴه ] hiç kimse. hidâ’ (A.) [ عاﺪﺧ ] düzen, komplo. hidayet (A.) [ ﺖیاﺪه ] doğru yolu gösterme. hidâyet etmek doğru yolu göstermek. hiddet (A.) [ تﺪﺣ ] 1.öfke. 2.keskinlik. hiddetlenmek öfkelenmek. hidemat (A.) [ تﺎﻡﺪﺧ ] hizmetler. hidiv (F.) [ ﻮیﺪﺧ ] Mısır valisi. hidmet (A.) [ ﺖﻡﺪﺧ ] hizmet. hidmetkâr (A.-F.) [ رﺎﮑﺘﻡﺪﺧ ] hizmetçi. hiffet (A.) [ ﺖﻔﺧ ] 1.hafiflik. 2.hoppalık. 185

hibre (A.) [ ﻩﺮﺒﺧ ] deneyim.<br />

hicâ (A.) [ ﺎﺠه ] yerme.<br />

hicâb (A.) [ بﺎﺠﺣ ] 1.perde. 2.utanma.<br />

hicaz (A.) [ زﺎﺠﺣ ] 1.Arabistan’da Hicaz bölgesi. 2.hicaz makamı.<br />

hiciv (A.) [ ﻮﺠه ] yergi, taşlama.<br />

hicr (A.) [ ﺮﺠه ] ayrılık.<br />

hicrân (A.) [ ناﺮﺠه ] 1.ayrılık. 2.ayrılık acısı.<br />

hicret (A.) [ تﺮﺠه ] göç.<br />

hicv (A.) [ ﻮﺠه ] yergi, taşlama.<br />

hicviye bk. hicviyye.<br />

hicviyye (A.) [ ﻪیﻮﺠه ] taşlama, hicivle ilgili şiir veya düzyazı.<br />

hîç (F.) [ ﭻﻴه ] hiç.<br />

hîçkes (F.) [ ﺲﮑﭽﻴه ] hiç kimse.<br />

hidâ’ (A.) [ عاﺪﺧ ] düzen, komplo.<br />

hidayet (A.) [ ﺖیاﺪه ] doğru yolu gösterme.<br />

hidâyet etmek doğru yolu göstermek.<br />

hiddet (A.) [ تﺪﺣ ] 1.öfke. 2.keskinlik.<br />

hiddetlenmek öfkelenmek.<br />

hidemat (A.) [ تﺎﻡﺪﺧ ] hizmetler.<br />

hidiv (F.) [ ﻮیﺪﺧ ] Mısır valisi.<br />

hidmet (A.) [ ﺖﻡﺪﺧ ] hizmet.<br />

hidmetkâr (A.-F.) [ رﺎﮑﺘﻡﺪﺧ ] hizmetçi.<br />

hiffet (A.) [ ﺖﻔﺧ ] 1.hafiflik. 2.hoppalık.<br />

185

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!