09.05.2013 Views

OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hâl (F.) [ لﺎﺧ ] 1.ben. 2.benek.<br />

hal’ (A.) [ ﻊﻠﺧ ] tahttan indirme.<br />

hal’edilmek tahttan indirilmek.<br />

hal’etmek tahttan indirmek.<br />

hâlâ (A.) [ ﻻﺎﺣ ] şimdi, hâlâ.<br />

halâ (A.) [ ﻼﺧ ] 1.tuvalet. 2.boş.<br />

halâik (A.) [ ﻖﺋﻼﺧ ] 1.yaratıklar. 2.halayık.<br />

halâl (A.) [ لﻼﺧ ] mesafe, aralık, açıklık.<br />

halâs (A.) [ صﻼﺧ ] kurtuluş, kurtulma.<br />

halâs bulmak kurtulmak.<br />

halâs olmak kurtulmak.<br />

halaskâr (A.-F.) [ رﺎﮑﺹﻼﺧ ] kurtarıcı.<br />

hâlâşina (A.-F.) [ ﺎﻨﺵﺁ لﺎﺣ ] halden anlayan.<br />

hâlât (A.) [ تﻻﺎﺣ ] haller.<br />

halâvet (A.) [ توﻼﺣ ] tatlılık.<br />

haldâr (F.) [ راﺪﻝﺎﺧ ] benli.<br />

hâle (A.) [ ﻪﻝﺎﺧ ] 1.hala. 2.teyze.<br />

hâle (A.) [ ﻪﻝﺎه ] ayça, hâle.<br />

halecan (A.) [ نﺎﺠﻠﺧ ] çarpıntı.<br />

halef (A.) [ ﻒﻠﺧ ] 1.evlat, oğul. 2.halef, yerine geçen, arkadan gelen<br />

halel (A.) [ ﻞﻠﺧ ] bozukluk.<br />

halel gelmek bozulmak, lekelenmek, gölge düşmek.<br />

haleldâr (A.-F.) [ ر اﺪﻠﻠﺧ ] bozulmuş, bozuk.<br />

160

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!