OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

ahid (A.) [ﺪﻬﻋ] söz, yemin. ahidşiken (A.-F.) [ﻦﮑﺵﺪﻬﻋ] sözünden dönen, antlaşmayı bozan. âhîhte (F.) [ﻪﺘﺨﻴهﺁ] kınından çıkmış, sıyrılmış. ahîr (A.) [ﺮﺧﺁ] son, en son. âhir -i kâr [رﺎﮐ ﺮﺧﺁ] 1.sonunda. 2.sonuç. âhirbîn (A.-F.) [ﻦﻴﺑﺮﺧﺁ] ileri görüşlü. âhire (A.) [ﻩﺮﺧﺁ] son. ahîren (A.) [اﺮﻴﺧا] geçenlerde, son zamanlarda, son olarak. âhiret (A.) [تﺮﺧﺁ] öbür dünya. âhiretlik (A.-T.) 1.ahiret kardeşi. 2.evlat edinilen öksüz. âhirin (A.-F.) [ﻦیﺮﺧﺁ] 1.sonuncu. 2.sonrakiler. âhirkâr (A.-F.) [رﺎﮐﺮﺧﺁ] sonunda, nihayet. âhirülemr (A.) [ﺮﻡﻻاﺮﺧﺁ] sonunda, işin sonunda. âhiz (A.) [ﺬﺧﺁ] alan. ahize (A.) [ﻩﺬﺧﺁ] alıcı gereç. ahkâm (A.) [مﺎﮑﺣا] hükümler. ahlâf (A.) [فﻼﺧا] halefler. ahlâk (A.) [قﻼﺧا] huy, ahlak. ahlâk -ı amelî [ﯽﻠﻤﻋ قﻼﺧا] uygulamadaki ahlak anlayışı. ahlâk -ı hasene [ﻪﻨﺴﺣ قﻼﺧا] iyi huy. ahlâk -ı nazarî [یﺮﻈﻥ قﻼﺧا] teorideki ahlak anlayışı. ahlâk -ı zemîme [ ﻪﻤﻴﻡذ قﻼ ﺧا] kötü huy. ahlâken (A.) [ﺎﻗﻼﺧا] ahlakça. 14

ahlâkiyat (A.) [تﺎﻴﻗﻼﺧا] ahlak bilgisi. ahlâkiyûn (A.) [نﻮﻴﻗﻼﺧا] ahlakçılar. ahlâm (A.) [مﻼﺣا] 1.karmakarışık rüyalar. 2.düşazmalar. ahlât (A.) [طﻼﺧا] salgılar. ahlât -ı erba’a [ﻪﻌﺑرا طﻼﺧا] dört özsuyu kan, salya, safra, dalak. ahmak (A.) [ﻖﻤﺣا] budala, aptal, ahmak. ahmakâne (A.-F.) [ﻪﻥﺎﻘﻤﺣا] ahmakça. ahmakî (A.-F.) [ﯽﻘﻤﺣا] ahmaklık. ahmer (A.) [ﺮﻤﺣا] kırmızı, kızıl. ahrâm (A.) [ماﺮﺣا] 1.kutsal yerler. 2.haremler. 3.hanımlar, eşler. ahrâr (A.) [راﺮﺣا] özgürler. ahrârâne (A.-F.) [ﻪﻥاراﺮﺣا] özgürce. ahrâs (A.) [ساﺮﺣا] koruyucular, muhafızlar. ahret (A.) [تﺮﺧﺁ] öbür dünya, ahiret. ahretlik (A.-T.) 1.ahiret kardeşi. 2.evlat edinilen öksüz. ahsâs (A.) [سﺎﺴﺣا] duygular. ahsen (A.) [ﻦﺴﺣا] en güzel. ahşâ’ (A.) [ءﺎﺸﺣا] 1.iç organlar, 2.bölgeler, yöreler. ahşâb (A.>T.) [بﺎﺸﺧا] 1.ahşap. 2.keresteler. ahşâm (A.) [مﺎﺸﺣا] maiyet. ahtâb (A.) [بﺎﻄﺣا] odunlar. ahtâr (A.) [رﺎﻄﺧا] tehlikeler. âhte (F.) [ﻪﺘﺧﺁ] 1.iğdiş edilmiş. 2.kınından çıkarılmış. 15

ahlâkiyat (A.) [تﺎﻴﻗﻼﺧا] ahlak bilgisi.<br />

ahlâkiyûn (A.) [نﻮﻴﻗﻼﺧا] ahlakçılar.<br />

ahlâm (A.) [مﻼﺣا] 1.karmakarışık rüyalar. 2.düşazmalar.<br />

ahlât (A.) [طﻼﺧا] salgılar.<br />

ahlât -ı erba’a [ﻪﻌﺑرا طﻼﺧا] dört özsuyu kan, salya, safra, dalak.<br />

ahmak (A.) [ﻖﻤﺣا] budala, aptal, ahmak.<br />

ahmakâne (A.-F.) [ﻪﻥﺎﻘﻤﺣا] ahmakça.<br />

ahmakî (A.-F.) [ﯽﻘﻤﺣا] ahmaklık.<br />

ahmer (A.) [ﺮﻤﺣا] kırmızı, kızıl.<br />

ahrâm (A.) [ماﺮﺣا] 1.kutsal yerler. 2.haremler. 3.hanımlar, eşler.<br />

ahrâr (A.) [راﺮﺣا] özgürler.<br />

ahrârâne (A.-F.) [ﻪﻥاراﺮﺣا] özgürce.<br />

ahrâs (A.) [ساﺮﺣا] koruyucular, muhafızlar.<br />

ahret (A.) [تﺮﺧﺁ] öbür dünya, ahiret.<br />

ahretlik (A.-T.) 1.ahiret kardeşi. 2.evlat edinilen öksüz.<br />

ahsâs (A.) [سﺎﺴﺣا] duygular.<br />

ahsen (A.) [ﻦﺴﺣا] en güzel.<br />

ahşâ’ (A.) [ءﺎﺸﺣا] 1.iç organlar, 2.bölgeler, yöreler.<br />

ahşâb (A.>T.) [بﺎﺸﺧا] 1.ahşap. 2.keresteler.<br />

ahşâm (A.) [مﺎﺸﺣا] maiyet.<br />

ahtâb (A.) [بﺎﻄﺣا] odunlar.<br />

ahtâr (A.) [رﺎﻄﺧا] tehlikeler.<br />

âhte (F.) [ﻪﺘﺧﺁ] 1.iğdiş edilmiş. 2.kınından çıkarılmış.<br />

15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!