OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

gûnâgûn (F.) [ نﻮﮔﺎﻥﻮﮔ ] rengarenk. gûne (F.) [ ﻪﻥﻮﮔ ] biçim, tarz. gunûde (F.) [ﻩدﻮﻨﻏ] 1.uyumuş. 2.ölü. gûr (F.) [ رﻮﮔ ] 1.mezar. 2.yaban eşeği. gurâb (A.) [ باﺮﻏ ] karga. gurbet (A.) [ ﺖﺑﺮﻏ ] 1.gariplik. 2.yabancı diyar. gurbetzede (A.-F.) [ ﻩدز ﺖﺑﺮﻏ ] gurbet elde yaşayan. gurebâ (A.) [ ﺎﺑﺮﻏ ] garipler. gûristân (F.) [ نﺎ ﺘﺱرﻮﮔ ] mezarlık. gûrken (F.) [ ﻦﮐرﻮﮔ ] mezarcı. gurrân (F.) [ ناﺮﻏ ] 1.kükreyen. 2.gürleyen. gurre (A.) [ ﻩﺮﻏ ] 1.arap aylarının ilk günü. 2.akıtma. gurûb (A.) [ بوﺮﻏ ] batış. gurûr (A.) [ روﺮﻏ ] 1.mağrurluk. 2.aldanış. gûsâle (F.) [ ﻪﻝﺎﺱﻮﮔ ] buzağı. gûsâle (F.) [ ﻪﻝﺎﺱﻮﮔ ] dana. gûsfend (F.) [ ﺪﻨﻔﺱﻮﮔ ] koyun. gusl (A.) [ ﻞﺴﻏ ] yıkanma. gusn (A.) [ ﻦﺼﻏ ] dal. gussa (A.) [ ﻪﺼﻏ ] üzüntü, keder. gûş (F.) [ شﻮﮔ ] kulak. gûşe (F.) [ ﻪﺵﻮﮔ ] köşe. gûşenişîn (F.) [ ﻦﻴﺸﻥ ﻪﺵﻮﮔ ] köşesine çekilen, inziva hayatı süren. 148

gûşt (F.) [ ﺖﺵﻮﮔ ] et. gûşvâre (F.) [ ﻩراﻮﺵﻮﮔ ] küpe. gûy (F.) [ یﻮﮔ ] çevgen topu, polo topu. gûyâ (F.) [ ﺎیﻮﮔ ] sözümona. güdâhte (F.) [ ﻪﺘﺧاﺪﮔ ] erimiş. güftâr (F.) [ رﺎﺘﻔﮔ ] söz. güfte (F.) [ ﻪﺘﻔﮔ ] 1.söz. 2.şarkı sözü. güftügû (F.) [ ﻮﮔ و ﺖﻔﮔ ] dedikodu. güher (F.) [ ﺮﻬﮔ ] 1.elmas. 2.mücevher. güherfurûş (F.) [شوﺮﻓﺮﻬﮔ] mücevheratçı. gül (F.) [ ﻞﮔ ] 1.çiçek. 2.gül. gülâb (F.) [ بﻼﮔ ] gül suyu. gülabdan (F.) [ ناﺪﺑﻼﮔ ] gülüptan. gülbang (F.) [ ﮓﻥﺎﺒﻠﮔ ] ilahi. gülbang -ı muhammedî [ یﺪﻤﺤﻡ ﮓﻥﺎﺒﻠﮔ ] ezan. gülberg (F.) [ گﺮﺒﻠﮔ ] gül yaprağı. gülbün (F.) [ ﻦﺒﻠﮔ ] 1.gül ağacı. 2.güllük. gülçehre (F.) [ ﻩﺮﻬچ ﻞﮔ ] gül yüzlü. gülçin (F.) [ ﻦﻴﭽﻠﮔ ] gül deren. güldan (F.) [ ناﺪﻠﮔ ] vazo. güldeste (F.) [ ﻪﺘﺱﺪﻠﮔ ] çiçek demeti. gülendâm (F.) [ ماﺪﻥا ﻞﮔ ] gül boylu. gülfâm (F.) [ مﺎﻔﻠﮔ ] gül renkli. 149

gûnâgûn (F.) [ نﻮﮔﺎﻥﻮﮔ ] rengarenk.<br />

gûne (F.) [ ﻪﻥﻮﮔ ] biçim, tarz.<br />

gunûde (F.) [ﻩدﻮﻨﻏ] 1.uyumuş. 2.ölü.<br />

gûr (F.) [ رﻮﮔ ] 1.mezar. 2.yaban eşeği.<br />

gurâb (A.) [ باﺮﻏ ] karga.<br />

gurbet (A.) [ ﺖﺑﺮﻏ ] 1.gariplik. 2.yabancı diyar.<br />

gurbetzede (A.-F.) [ ﻩدز ﺖﺑﺮﻏ ] gurbet elde yaşayan.<br />

gurebâ (A.) [ ﺎﺑﺮﻏ ] garipler.<br />

gûristân (F.) [ نﺎ ﺘﺱرﻮﮔ ] mezarlık.<br />

gûrken (F.) [ ﻦﮐرﻮﮔ ] mezarcı.<br />

gurrân (F.) [ ناﺮﻏ ] 1.kükreyen. 2.gürleyen.<br />

gurre (A.) [ ﻩﺮﻏ ] 1.arap aylarının ilk günü. 2.akıtma.<br />

gurûb (A.) [ بوﺮﻏ ] batış.<br />

gurûr (A.) [ روﺮﻏ ] 1.mağrurluk. 2.aldanış.<br />

gûsâle (F.) [ ﻪﻝﺎﺱﻮﮔ ] buzağı.<br />

gûsâle (F.) [ ﻪﻝﺎﺱﻮﮔ ] dana.<br />

gûsfend (F.) [ ﺪﻨﻔﺱﻮﮔ ] koyun.<br />

gusl (A.) [ ﻞﺴﻏ ] yıkanma.<br />

gusn (A.) [ ﻦﺼﻏ ] dal.<br />

gussa (A.) [ ﻪﺼﻏ ] üzüntü, keder.<br />

gûş (F.) [ شﻮﮔ ] kulak.<br />

gûşe (F.) [ ﻪﺵﻮﮔ ] köşe.<br />

gûşenişîn (F.) [ ﻦﻴﺸﻥ ﻪﺵﻮﮔ ] köşesine çekilen, inziva hayatı süren.<br />

148

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!