OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu

09.05.2013 Views

ekârib (A.) [ برﺎﻗا ] yakınlar, akrabalar. ekâvîl (A.) [ ﻞیوﺎﻗا ] sözler. ekber (A.) [ ﺮﺒﮐا ] en büyük. ekdâr (A.) [ راﺪﮐا ] kederler, üzüntüler. ekfân (A.) [ نﺎﻔﮐا ] kefenler. ekhâl (A.) [ لﺎﺤﮐا ] sürmeler. ekîd (A.) [ ﺪﻴﮐا ] kesin. ekîden (A.) [ اﺪﻴﮐا ] kesinlikle. ekl (A.) [ ﻞﮐا ] yeme. ekl edilmek yenilmek. ekmel (A.) [ ﻞﻤﮐا ] mükemmel, tam. eknâf (A.) [ فﺎﻨﮐا ] yerler, yöreler, taraflar. eknûn (F.) [ نﻮﻨﮐا ] şimdi. ekrem (A.) [ مﺮﮐا ] çok cömert. ekser (A.) [ ﺮﺜﮐا ] en çok. ekserî (A.) [ یﺮﺜﮐا ] 1.çoğu. 2.çoğu kez. ekseriyyâ (A.) [ ﺎیﺮﺜﮐا ] çoğu zaman, sık sık. ekseriyyet (A.) [ ﺖیﺮﺜﮐا ] çoğunluk. ekseriyyet -i ârâ [ ءارﺁ ﺖیﺮﺜﮐا ] oy çokluğu. ekseriyyet -i mutlaka [ ﻪﻘﻠﻄﻡ ﺖیﺮﺜﮐا ] çoğunluk. ektâf (A.) [ فﺎﺘﮐا ] 1.omuzlar. 2.kürek kemikleri. ekûl (A.) [ لﻮﮐا ] pisboğaz. ekvân (A.) [ ناﻮﮐا ] 1.dünyalar. 2.varlıklar. 112

ekyâl (A.) [ لﺎﻴﮐا ] 1.kileler. 2.ölçekler. ekzeb (A.) [ بﺬﮐا ] kuyruklu yalan. el’an (A.) [ نﻵا ] şimdi. elaman (A.) [ نﺎﻡﻻا ] aman dileme, imdat, yardım elbise (A.) [ ﻪﺴﺒﻝا ] giysiler. elem (A.) [ ﻢﻝا ] acı, üzüntü. elemzede (A.-F.) [ ﻩدز ﻢﻝا ] elemli. elf (A.) [ ﻒﻝا ] bin. elfâz (A.) [ ظﺎﻔﻝا ] sözler, lafızlar. elhâc (A.) [ جﺎﺤﻝا ] hacı. elhâlet hâzihi (A.) [ ﻩﺬه ﺔﻝﺎﺤﻝا ] şimdiki, günümüzdeki elhân (A.) [ نﺎﺤﻝا ] şarkılar, melodiler. elhâsıl (A.) [ ﻞﺹﺎﺤﻝا ] sonuçta. elifba (A.) [ ﺎﺒﻔﻝا ] alfabe. elîm (A.) [ ﻢﻴﻝا ] acı, acıklı. elîme (A.) [ ﻪﻤﻴﻝا ] acı, acıklı. elkıssa (A.) [ ﻪﺼﻘﻝا ] kısacası, sonuç olarak. elsine (A.) [ ﻪﻨﺴﻝا ] diller, lisanlar. eltâf (A.) [ فﺎﻄﻝا ] iyilikler, lütuflar. elvâh (A.) [ حا ﻮﻝا ] levhalar, tablolar. elvân (A.) [ ناﻮﻝا ] renkler. elvedâ (A.) [ عادﻮﻝا ] elveda. elviye (A.) [ ﻪیﻮﻝا ] sancaklar. 113

ekârib (A.) [ برﺎﻗا ] yakınlar, akrabalar.<br />

ekâvîl (A.) [ ﻞیوﺎﻗا ] sözler.<br />

ekber (A.) [ ﺮﺒﮐا ] en büyük.<br />

ekdâr (A.) [ راﺪﮐا ] kederler, üzüntüler.<br />

ekfân (A.) [ نﺎﻔﮐا ] kefenler.<br />

ekhâl (A.) [ لﺎﺤﮐا ] sürmeler.<br />

ekîd (A.) [ ﺪﻴﮐا ] kesin.<br />

ekîden (A.) [ اﺪﻴﮐا ] kesinlikle.<br />

ekl (A.) [ ﻞﮐا ] yeme.<br />

ekl edilmek yenilmek.<br />

ekmel (A.) [ ﻞﻤﮐا ] mükemmel, tam.<br />

eknâf (A.) [ فﺎﻨﮐا ] yerler, yöreler, taraflar.<br />

eknûn (F.) [ نﻮﻨﮐا ] şimdi.<br />

ekrem (A.) [ مﺮﮐا ] çok cömert.<br />

ekser (A.) [ ﺮﺜﮐا ] en çok.<br />

ekserî (A.) [ یﺮﺜﮐا ] 1.çoğu. 2.çoğu kez.<br />

ekseriyyâ (A.) [ ﺎیﺮﺜﮐا ] çoğu zaman, sık sık.<br />

ekseriyyet (A.) [ ﺖیﺮﺜﮐا ] çoğunluk.<br />

ekseriyyet -i ârâ [ ءارﺁ ﺖیﺮﺜﮐا ] oy çokluğu.<br />

ekseriyyet -i mutlaka [ ﻪﻘﻠﻄﻡ ﺖیﺮﺜﮐا ] çoğunluk.<br />

ektâf (A.) [ فﺎﺘﮐا ] 1.omuzlar. 2.kürek kemikleri.<br />

ekûl (A.) [ لﻮﮐا ] pisboğaz.<br />

ekvân (A.) [ ناﻮﮐا ] 1.dünyalar. 2.varlıklar.<br />

112

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!