01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 81<br />

Görüldüğü üzere, köylünün sesine cevap <strong>ve</strong>rilmesi için biraz<br />

beklemek zorunda kalınmıştır. Çünkü Mustafa Kemal, Milli Mücadele<br />

sırasında önceliği bağımsızlığa <strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong> halkın kurtuluşu<br />

için mücadele etmeyi tercih etmiştir. Hatta bir ara kendisine Sovyet<br />

devrimine dayanarak önce köylünün durumunu düzeltmesi yönünde<br />

öneri götüren Sovyet <strong>ve</strong> Azeri diplomatlara da, kesinlikle haklı olduklarını<br />

ancak böyle bir süreçte asıl görevinin ulusun bağımsızlığını<br />

sağlamak için çalışmak olduğunu söylemekle yetinmiştir 145 . Nitekim<br />

bunu başardıktan sonra, daha Cumhuriyetin ilk günlerinden itibaren<br />

köyü <strong>ve</strong> köylüyü gündeme getirmiş, 1930’lu yıllar boyunca da bu<br />

konuda elinden geleni yapmaya çalışmıştır. <strong>Atatürk</strong> aslında cumhuriyetin<br />

ilânından önce de bu konuya temas etmiş <strong>ve</strong> 1922 yılında<br />

Mecliste yaptığı bir konuşmada Türkiye’nin gerçek sahibinin kimliğini<br />

ortaya koymuştur. <strong>Atatürk</strong> konuşmasında “Türkiye’nin sahibi <strong>ve</strong><br />

efendisi kimdir? Bunun cevabını derhal birlikte <strong>ve</strong>relim: Türkiye’nin<br />

sahib-i hakikisi <strong>ve</strong> efendisi, hakiki müstahsil olan köylüdür. O halde,<br />

herkesten daha çok refah, saadet <strong>ve</strong> ser<strong>ve</strong>te müstahak <strong>ve</strong> elyak olan<br />

köylüdür” 146 diyerek, daha ilk günlerden milletin efendisini, ülkenin<br />

temel dayanağı olan unsuru tespit etmiş <strong>ve</strong> hayatı boyunca da bu<br />

temel unsurun eğitilmesi için çaba harcamıştır.<br />

Bilindiği gibi Türkiye’de o tarih itibarıyla nüfusun %70-80’i<br />

köylerde yaşamaktadır. Yani Şükrü Kaya’nın da dediği gibi aslında<br />

“Köy, Türkiye” 147 dir. Bu tablo Türkiye’nin “köylü devlet” olarak tanımlanmasına<br />

neden olmuş, Türkiye’nin gerçek bir tarım ülkesi olduğu<br />

her fırsatta dile getirilmiş <strong>ve</strong> bunun da yeni devlet için bir zenginlik<br />

kaynağı 148 olacağı görüşü paylaşılmıştır. Ancak devletin temeli<br />

<strong>ve</strong> zenginlik kaynağı olarak görülen köylerin <strong>ve</strong> köylünün içinde<br />

bulunduğu durum, başta <strong>Atatürk</strong> olmak üzere bütün yönetimi üzmüş<br />

<strong>ve</strong> meselenin daha derinden incelenip yeni stratejilerin geliştirilme-<br />

145 S. İ. Aralov, Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları, Çev. Hasan Âli Ediz,<br />

Birey <strong>ve</strong> Toplum Yay., Ankara 1985, s. 133.<br />

146 1 Mart 1922 tarihli Meclisin Üçüncü Toplanma Yılını açış konuşması, ASD,<br />

C. I, s. 240.<br />

147 Ekrem Ergü<strong>ve</strong>n, Şükrü Kaya Sözleri-Yazıları 1927-1937, Cumhuriyet Matbaası,<br />

İstanbul 1937, s. 315-316.<br />

148 Recep Ertürk, Köy Sosyolojisinde <strong>ve</strong> Cumhuriyet Döneminde Köy Tartışmaları,<br />

İstanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi Edebiyat Fakültesi Yay., Ankara 1997, s. 69.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!