01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

74<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

<strong>ve</strong> halkı buna müstait kılmak” olduğunu yazmıştır. Yani Zübeyir halkı<br />

yetiştirme <strong>ve</strong> eğitmede öncelikle halk desteğine, halkın kendisine<br />

<strong>ve</strong> değişime olan inancının yükseltilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulamaya<br />

çalışmıştır ki kesinlikle doğru bir tespittir. Gerçekten <strong>Atatürk</strong><br />

de bunun farkına varmış <strong>ve</strong> hedeflediği yolda halka beraber yürüyebilmek<br />

için, halkın desteğini alabilmek için çok uğraşmıştır. Hamit<br />

Zübeyir, aynı makalesinde halk terbiyesinin ana vasıtaları olarak<br />

söz, resim, müzik, film <strong>ve</strong> radyoyu belirlemiş <strong>ve</strong> bunların üzerinde<br />

tek tek durmuştur. Örneğin, ona göre sadece radyo bile başlıbaşına<br />

bir terbiye vasıtasıdır. Recep Peker’in bu konudaki yaklaşımı, Hükümetin<br />

de kültür meselelerinde radyoya <strong>ve</strong> onun halk üzerindeki etkisine<br />

<strong>ve</strong>rdiği önemi belirtmesi açısından kayda değer bir ayrıntıdır.<br />

Zübeyir’in de dediği gibi, medeni ülkelerde radyo halkın öğretmeni,<br />

din adamı, doktoru, avukatı kısacası herşeyidir. Dolayısıyla acilen<br />

radyoların çoğalması <strong>ve</strong> radyo dinleme alışkanlığının geliştirilmesi<br />

gerekmektedir. Yazar o günlerde özellikle köylüye hitap eden radyo<br />

istasyonlarına olan ihtiyaçtan söz etmiş <strong>ve</strong> yapılacak konuşmaların<br />

da köylüye, köy hayatına uygun olması gerektiğini yazmıştır. Dikkat<br />

çeken bir husus ise yazarın makalesinin sonunda “Türkiye’de<br />

her vatandaşın yakın bir gelecekte bir radyoya sahip olması tatbiki<br />

mümkün olmayan bir hayaldir” şeklinde ifade etmeye çalıştığı ümitsizlikle<br />

karışık temennisidir 135 .<br />

Halka doğru gitmek, halkla doğrudan muhatap olabilmek için<br />

atılan önemli adımlar arasında, 1927 yılında Ankara’da Halk Bilgisi<br />

Derneği’nin kurulması da sayılabilir. Bu dernek, halk bilgisi çalışmaları<br />

kapsamında kısa bir süre için de olsa hem bir boşluğu doldurmuş<br />

hem de yapılan çalışmalara önemli katkılarda bulunmuştur.<br />

Cumhuriyetin ilânından sonra milli, manevi, <strong>kültürel</strong> değerler önem<br />

kazanmış <strong>ve</strong> bu değerlerden batı tekniği ile işlenmek suretiyle bir<br />

sentez oluşturulmaya çalışılmıştır. İşte bu çalışmalar kapsamında<br />

folklor çalışmaları hemen ön plana çıkmıştır. Örneğin o günlerde İstanbul<br />

Belediye Konservatuarı kendi bünyesinde oluşturduğu gruplar<br />

ile halk türkülerinin toplanması işine girişmiş, hatta ülkemizde halk<br />

müziğinin, folklorun gelişmesi için Bela Bartok gibi uzmanlardan<br />

135 Hâmit Zübeyir, “Halk Terbiyesi Vasıtaları”, Ülkü, C. I, S. 2, Mart 1933, s. 152-<br />

159.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!