01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 71<br />

yasi, <strong>kültürel</strong> <strong>ve</strong> ekonomik problemler <strong>ve</strong> inkılâplara yönelik tehditlerin<br />

ortadan kaldırılmasından sonra konuya ancak el atılabilmiştir.<br />

Danimarka, Finlandiya, İs<strong>ve</strong>ç, Fransa gibi ülkelerde halk eğitimine<br />

yönelik etkinliklerde bulunan kuruluşlar, bizde de Halkevleri adıyla<br />

Türk halkıyla buluşturulmaya çalışılmıştır. Bu eğitim işinde öğretmeninden<br />

askerine kadar herkes sorumlu tutulmuştur. Çalışmalar<br />

esnasında Avrupa’daki gelişmeler yakından takip edilmiş, oralarda<br />

cehaletle <strong>ve</strong>rilen mücadele örnek alınmıştır. Çekoslovakya’daki Sokollar<br />

haricinde, dönemin üç totaliter idaresi yani Rusya, Almanya<br />

<strong>ve</strong> İtalya’da halkı eğitmeye yönelik sarfedilen çabalara da geniş yer<br />

<strong>ve</strong>rilmiş, ayakta kalıp milli varlığımızı koruyabilmek <strong>ve</strong> arzu edilen<br />

hedefe ulaşabilmek için halkın bilinçlendirilmesine <strong>ve</strong> mevzunun sürekli<br />

gündemde tutulmasına özen gösterilmiştir. Sanırız burada otoriteyi<br />

tek bir merkezde toplayabilmek, çalışmaları parti tarafından<br />

rahatça kontrol edebilmek maksadıyla özellikle bu tür örnekler üzerinde<br />

durulmuştur. Bunların haricinde okul <strong>ve</strong> okuma yazma kursları<br />

açmak, seyyar kütüphaneler göndermek, müze <strong>ve</strong> sergi açmak hatta<br />

bunları halkın ayağına kadar götürmek, seyyar sinemalar, tiyatrolar<br />

131 vasıtasıyla halka ulaşmak gibi çabalar da bu döneme damgasını<br />

vuran gelişmelerdendir. Ancak, yapılmak istenenlerin çok kısa bir<br />

süreye sığdırılmaya çalışılması, maddi imkânsızlıklar, teşkilâtsızlık<br />

<strong>ve</strong> kadro sıkıntısı çalışmaların yavaş ilerlemesine neden olan faktörler<br />

olmuşsa da, yine de gelinen nokta açısından <strong>ve</strong>rilen mücadelenin<br />

başarılı olduğunu söylemek mümkündür.<br />

Şu çok açıktır ki, 1930’lu yıllar eğitim <strong>ve</strong> öğretim konusunda<br />

köklü çözüm yollarının araştırıldığı, Türk eğitimcilerinin gözlem <strong>ve</strong><br />

incelemelerinin yoğunlaştığı <strong>ve</strong> Hükümetin yeni arayışlara girdiği<br />

bir dönemdir. Böyle bir atmosferde <strong>Atatürk</strong> halk terbiyesi, halkın<br />

eğitilmesi için sadece kendisi çalışmamış, bu iş için âdeta devleti<br />

topyekün seferber etmiştir. Öyle ki, Finlandiya’da bulunan Fin-Türk<br />

Halkı Mektebi Himaye Cemiyeti tarafından açılan bir halk okulu<br />

131 Dönemin önemli halk eğitim vasıtalarından biri de şüphesiz gezgin tiyatrolardır.<br />

Gezgin tiyatrolar o dönem Almanya, İtalya, Rusya, Çekoslovakya, Amerika<br />

gibi ülkelerde gelişmişti. Özellikle İtalya’da bulunan <strong>ve</strong> bizim Halkevlerine<br />

benzer bir teşkilât olan Depo-Lavaro’ların çalışmaları arasında tiyatro çalışmaları<br />

önemli bir yer tutmuştur. Örneğin o tarihlerde İtalya’da Opera Nationale<br />

Depo-Lavaro’nun bütün yaz ülkenin her köşesini gezdiği bilinmektedir<br />

(Münir Hayri, “Gezgin Tiyatrolar”, Ülkü, C. VI, S. 34, Aralık 1935, s. 314).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!