01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

66<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

Çok partili hayat denemesi sonucunda ülkede başlayan anlaşmazlıklar<br />

<strong>ve</strong> gruplaşmalar, ulusun bütünlüğünü bozabileceği, bir<br />

kaos yaratabileceği <strong>ve</strong> hatta yapılan inkılâpların yara alabileceği gibi<br />

endişelerden ötürü yakından takip edilmiş <strong>ve</strong> bu yüzden de tüm<br />

yönetimin CHP’nin idaresi altında kalması düşünülmüştür. Geçen<br />

zaman zarfında ise mevcut halkçı düşüncede halk-aydın ikilemi hep<br />

yaşanmıştır. Osmanlıdan beri tartışılagelen bu ikilemde halkı aydınlatma<br />

rolü yine seçkinlere yani aydınlara yüklenmeye çalışılmıştır.<br />

Bir anlamda bütün değişimi halka götürecek, onu uygar dünya ile<br />

tanıştıracak, halk için halka doğru gidecek olanlar hep aydınlar olarak<br />

gösterilmiş <strong>ve</strong> onlara büyük bir misyon yüklenmiştir. O günlerde<br />

halk, aydınların gözünde cahil, kaba <strong>ve</strong> yönetilmesi gereken bir grup<br />

olarak görülmüştür. Aydın-halk ilişkisi herzaman için tartışma konusu<br />

olmuş, iki grup arasındaki ilişki sürekli irdelenmeye çalışılmıştır.<br />

Konuyla yakından ilgilenen kişilerden birisi de Ziya Gökalp’tir.<br />

Hatta Gökalp, Türkçülüğün Esasları isimli kitabında “Halka Doğru”<br />

isimli bir başlık altında konuya değinmiş <strong>ve</strong> meseleye farklı bir<br />

bakış açısı getirmeye çalışmıştır. Ziya Gökalp bu bölümde; Halka<br />

doğru gitmek ne demektir? Halka doğru gidecek olanlar kimlerdir?<br />

gibi sorulara cevap aramış, sonuçta da bu kişilerin seçkinler yani<br />

aydınlar olduğunu söylemiştir. Ona göre seçkinler aslında “yüksek<br />

bir eğitim <strong>ve</strong> öğretim görmüş olmakla, halktan ayrılmış olanlardır”.<br />

Ama yine de halka doğru gitmesi gereken kişiler onlar olmalıdır.<br />

Ziya Gökalp’in bu düşüncesi daha sonra <strong>Atatürk</strong>’ün yaklaşımı ile<br />

de paralellik gösterecektir. Gökalp seçkinleri tespit etmiştir etmesine<br />

ama, onların halka götürecekleri konusunda da farklı görüşler ortaya<br />

koymuştur. Ona göre seçkinler halka ancak uygarlık götürebilirler.<br />

Çünkü seçkinlerde uygarlık, halkta ise kültür vardır. Gökalp’e göre<br />

halk “ulusal kültürün canlı bir müzesi”dir. Dolayısıyla seçkinler<br />

halka sadece uygarlık götürebilirler, karşılığında da onlarda kültürü<br />

bulabilirler. Yine Gökalp seçkinler diye adlandırdığı grubun halka<br />

gitmesi için iki amaç belirlemiştir. Bu kapsamda “1) Halktan <strong>kültürel</strong><br />

bir eğitim almak için, halka doğru gitmek, 2) Halka uygarlık<br />

götürmek için, halka doğru gitmek” 125 . Kısacası Z. Gökalp bu konuya<br />

daha 1920’lerin başlarında temas etmiş <strong>ve</strong> büyük bir misyon<br />

125 Gökalp, a.g.e., s. 40-45.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!