01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 65<br />

savunmuştur. Milli Mücadele’den sonra da konuya <strong>Atatürk</strong> ile aynı<br />

paralellikte yaklaşmış <strong>ve</strong> “Mektebinde halkı okut, çalıştır, yavaş yavaş<br />

halkçılığa alıştır” düsturu ile düşüncesini ortaya koymaya çalışmıştır<br />

122 .<br />

II. Meşrutiyet döneminde tanıştığımız <strong>ve</strong> tartışmaya başladığımız<br />

bu konu, Cumhuriyet döneminde <strong>Atatürk</strong> ile birlikte tekrar gündeme<br />

getirilmiş <strong>ve</strong> halk için yapılan çalışmaların başında gelmiştir.<br />

1923 <strong>ve</strong> sonrası Halk nedir? Kimdir? Halkın sınırları var mıdır? Gerçek<br />

hüviyeti nedir? gibi sorularla karşı karşıya kalındığı bir dönem<br />

olmuştur. Sonuçta halk <strong>ve</strong> halk terbiyesi, yeni rejimin <strong>ve</strong> onun özünde<br />

olan halkçılık anlayışının bir sonucu olarak gelişme göstermiş <strong>ve</strong><br />

çok daha ciddi bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır.<br />

Bilindiği gibi Cumhuriyet rejimi, cumhuriyetçilik <strong>ve</strong> milliyetçilik<br />

ilkeleri ile bütünleşen halkçılık düşüncesi ile temellenmiş <strong>ve</strong><br />

<strong>Atatürk</strong>’ün değişmez ilkelerinin başında yer almıştır. Bugüne kadar<br />

çok sayıda tanımı yapılan halkçılığı “halk adına konuşmak <strong>ve</strong> onun<br />

iyiliğini istemek, halk yararını her sahada <strong>ve</strong> en önde <strong>ve</strong> vazgeçilmez<br />

saymak” 123 olarak tanımlamak mümkündür. Halkçılık düşüncesi ülkemizde<br />

Milli Mücadele yıllarında şekillenmeye başlamış, toplumsal<br />

bütünleşme zorunluluğu <strong>ve</strong> siyasi nedenlerden ötürü de siyasi<br />

boyutu 124 ağır basmıştır. Milli Mücadele’nin hemen akabinde karşılaşılan<br />

siyasi <strong>ve</strong> iktisadi problemler, Türkiye’nin kendisine hedef<br />

olarak belirlediği medeniyet seviyesi, halkçılığın tekrar ele alınmasına<br />

neden olmuştur. Bundan sonraki süreçte ise gerek Şubat 1923<br />

tarihli İktisat Kongresi, gerek halkçılık esasına dayalı olarak kurulan<br />

CHP, gerekse ondan sonra yaşananlar halkçılık düşüncesini daha<br />

fazla ön plana çıkarmıştır. Üzerinde durmaya çalıştığımız 1930’lu<br />

yıllar ise Türk siyasetinin <strong>ve</strong> ekonomisinin yeniden şekillenmeye<br />

başladığı bir dönemdir.<br />

122 Ziya Gökalp’in halkçılık anlayışı için bk. Eraslan, a.g.e., s. 89-96.<br />

123 Halkçılığın çeşitli tanımları için bk. Eraslan, a.g.e., s. 16-17.<br />

124 Özellikle Milli Mücadele döneminde halkçılık anlayışının siyasi yönünün ağır<br />

bastığına dair bk. Zafer Toprak, “Halkçılık İdeolojisinin Oluşumu”, <strong>Atatürk</strong><br />

Döneminin Ekonomik <strong>ve</strong> Toplumsal Sorunları Semineri (1923-1938), Düz.<br />

İktisadi Ticari İlimler Akademisi İstanbul Şubesi, İstanbul 1977, s. 19.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!