01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

576<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

maya çalışılan Şehir Tiyatroları hâlâ çalışmakta <strong>ve</strong> halka bu sanatın<br />

inceliklerini sunmaktadır. Şehir Tiyatrosu’nun kimi zaman ülkenin<br />

içinde bulunduğu siyasal gelişmelere <strong>ve</strong> yönetimlere göre biçim aldığı<br />

<strong>ve</strong> sahneye konulan oyunların dönemin belediye başkanlarının<br />

siyasi görüşlerine göre şekillendiği söylense de, Türk tiyatrosunun<br />

gelişimi açısından büyük önem arzettiği bir gerçektir. Bugün ülkede<br />

tiyatro sanatının halka götürülmesinde <strong>ve</strong> Türk tiyatro seyircisinin<br />

yetiştirilmesinde önemli bir misyon üstlenen Şehir Tiyatrosu, mevcut<br />

sahnelerinde çalışmalarına büyük bir başarıyla devam etmektedir.<br />

Tiyatro sanatçılarının aldıkları komik maaşlar <strong>ve</strong> halkın bilet fiyatlarının<br />

pahalılığına olan şikâyeti bir yana, herkesin tiyatro sanatının<br />

gelişmesi için büyük çaba harcadığı ortadadır. Bugün, bir zamanlar<br />

arzu edilen <strong>ve</strong> hedef gösterilen milli tiyatronun <strong>ve</strong> milli üslûbun var<br />

olabilmesi için yine yoğun bir şekilde çalışma zorunluluğu olduğu<br />

bir gerçektir. Bu doğrultuda halkın sanat zevkini besleyecek, fikir<br />

seviyesini yükseltecek eserler oynanması zorunluluğu bir kez daha<br />

karşımıza çıkmaktadır. Tabii ki bu eserleri oynayacak tiyatroların,<br />

masraflarını gişeden temin etme düşüncesinde olmamaları <strong>ve</strong> devletin<br />

de halk terbiyesi için üzerine düşen görevi yapması gibi hususlar<br />

unutulmamalıdır.<br />

Tiyatro bahsindeki başka bir husus da, Muhsin Ertuğrul’un hayatını<br />

adadığı seyircinin tiyatro adap <strong>ve</strong> kurallarına göre yetiştirilmesi<br />

meselesidir. Yalnız XXI. yüzyıla girildiği bir dönemde hâlâ bu<br />

kurallardan bahsediyor olmamız, bu konuda ciddî bir ilerleme kaydedemediğimizin<br />

işaretidir. Nitekim tiyatrolarda yaşananlara bakıldığında<br />

bu konunun önemle <strong>ve</strong> ısrarla vurgulanmasının zorunluluğu<br />

her kez daha ortaya çıkmaktadır. Vasfi Rıza Zobu bu konuda şunları<br />

söylüyor: “Oyun başladıktan sonra salona giren, oyun bitmeden salondan<br />

çıkan, oyun esnasında yanındakiyle konuşan seyirci kadar<br />

aktöre fenalık eden hiç kimse olamaz”. Vasfi Rıza ne kadar doğru<br />

söylemiş. Büyük usta bugün yaşasaydı, bunlara mutlaka cep telefonlarını<br />

kapatmayı unutanları da eklerdi!<br />

1938 <strong>ve</strong> sonrasında ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin <strong>kültürel</strong> hayatı<br />

önceki döneme oranla biraz daha farklı bir gelişme göstermiştir.<br />

İnönü döneminde, <strong>Atatürk</strong> zamanında uygulanan kültür <strong>politikaları</strong>na<br />

karşı çıkılmasa da, farklı bir anlayış ile yola devam edilmiştir.<br />

Örneğin, en azından milliyetçilik önemini yavaş yavaş kaybederken,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!