01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

572<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

de bir devlet adamıdır. 1935 Ağustosunda yerleştiği Florya’da teşrifat<br />

kurallarını <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik tedbirlerini yok sayarak halkla buluşması,<br />

çoluk-çocuk herkesle birlikte denize girerek onlarla sohbet etmesi <strong>ve</strong><br />

hatta mayosuyla görüntü <strong>ve</strong>rmekten bile çekinmeyen tavrıyla renkli<br />

kişiliğini herkese ispatlamıştır. Güzel zeybek oynayan, kendine has<br />

figürleri olan <strong>ve</strong> halkın içindeyken gerçekten eğlenen <strong>Atatürk</strong>, sanata<br />

<strong>ve</strong> sanatçıya da büyük bir hürmet göstermiştir. Milletinin her ferdine<br />

karşı benimsediği bu sorumluluk duygusu, onun sofrasında da çalışmaya<br />

dönüşmüştür. Böyle olunca da milletin sofradaki temsilcileri,<br />

siyasetçilerin yanı sıra, Vasfi Rıza Zobu’dan Muhsin Ertuğrul’a,<br />

Adnan Saygun’dan İbrahim Çallı’ya yani tiyatrocusundan ressamına<br />

kadar hep farklı kesimlerden oluşmuştur. Kimi zaman <strong>ve</strong>rimli bir iş<br />

masasına kimi zaman da bir imtihan meclisine dönüşen bu toplantılarda<br />

akılcı düşünceye yol açmak için sofra hep bir araç olarak kullanılmıştır.<br />

Nice fikirlerin tartışıldığı, nice değerli insanın yer aldığı<br />

<strong>ve</strong> âdeta bir okul haline gelen bu sofra, 1938 Kasımından sonra bir<br />

daha kurulmamıştır. Bütün bu özellikler, halkıyla barışık, iç içe <strong>ve</strong><br />

samimi bir insan olan Gazi’nin insani yönünü ortaya koyan temel<br />

hususlardır. O, yarattığı bu ortam <strong>ve</strong> sahip olduğu vasıflar sayesinde,<br />

1930 <strong>ve</strong> sonrasında Türk sanatçıların her alanda yetişmesine <strong>ve</strong> orijinal<br />

eserler <strong>ve</strong>rmelerine öncülük etmiştir. Sanatçılarla sürekli iletişim<br />

halinde olan <strong>Atatürk</strong>, kimi zaman çok tartışılsa da, eserler sipariş<br />

ederek üretimin artırılmasına destek sağlamıştır.<br />

<strong>Atatürk</strong> kendi kişisel beğenisini tamamen bir tarafa bırakarak<br />

yeni, çağdaş bir Türk müziği oluşturma çabası içindedir. Evrensel<br />

ölçülerde bir Türk müziği yaratma projesinde örgü tekniği ise çok<br />

seslilik olarak belirlenmiştir. Bu hedef doğrultusunda halka, Türk<br />

İnkılâbında müziğin önemi <strong>ve</strong> fonksiyonları anlatılmaya çalışılmıştır.<br />

Ancak bu çabanın ne kadar fonksiyonel olduğu <strong>ve</strong> başarı sağladığı<br />

tartışmalıdır. Çünkü Cumhuriyet döneminde resmi makamlar<br />

müziğe sürekli müdahale etmiştir. Sonuçta çok sesli müzik devletin<br />

tercihidir, halkın değil. Hatta bu tür müdahaleler, istenen müzik türleri,<br />

teşvik edilen müzik türleri ya da yasaklanan-istenmeyen müzik<br />

türleri şeklinde bir ayrımı da meydana getirmiştir. Bunlar 1920 sonları<br />

<strong>ve</strong> 30 başlarından itibaren gördüğümüz, devletin sistematik müdahalelerinin<br />

somut birer örneğidir. Ayrıca Resim İnkılâbı, Edebiyat

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!