01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

570<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

halk sayfalarında yeni yaşamın kıyafetle başlayacağını, bunun “insan<br />

gibi” yaşamanın ilk göstergesi olduğunu yazarak, dans nasıl<br />

edilir vs. türünden yazılarla da halkı aydınlatmayı hedeflemişlerdir<br />

1274 . Yine Yakup Kadri’nin Ankara romanında da o günlerin <strong>ve</strong><br />

değişim çabalarının anlatımını bulmak mümkündür 1275 . 1930’ların<br />

köylü Türkiyesinde değişim, insanların daha doğrusu aydınların, şık<br />

elbiseler temin ederek balolara gitmesi, kır gezintileri <strong>ve</strong> partileri<br />

düzenlemesi, evlerinin eşyalarını Avrupaî bir tarzda yeniden temin<br />

etmeleri <strong>ve</strong> Ankara’nın ışıklandırılmış ana caddelerinde hayatlarının<br />

lüküsleştiğini herkese özellikle de yönetimde bulunan kadroya göstermelerinden<br />

ibaret bir çaba olarak kalmıştır. Oysa ki o günlerde değişimin<br />

üssü haline gelen Ankara’nın arka sokaklarında aydınlığın,<br />

yolun <strong>ve</strong> değişimin uğramadığı mahalleler <strong>ve</strong> insanlar da yaşıyordu.<br />

İşte zaten sorun, Osmanlıdan itibaren söylene gelen aydın-halk ikilemine<br />

son <strong>ve</strong>rilmesi <strong>ve</strong> halkla-aydını, halkla-devleti buluşturup kucaklaştırabilmekti.<br />

Fakat modernleşmenin asli şartlarının algılanamaması,<br />

eğitimin öneminin yeterince kavranamaması, rasyonelliğin<br />

yaygınlaşamaması, (hâlâ) sembol <strong>ve</strong> sloganlarla yaşanıyor olması<br />

<strong>ve</strong> en mühimi de zihniyet problemini halledemeden maddi konforu<br />

benimsemedeki azmimiz sayesinde bugün bile arzu edilen iletişimin<br />

tam anlamıyla kurulabildiğini söylemek oldukça güçtür. Bu bağlamda,<br />

daha öncede yapmış olduğumuz tespit üzere, otuzlu yılların ana<br />

hedefi olan bu ilişkinin kurulabilmesi <strong>ve</strong> temasın artırılabilmesi yönünde<br />

bazı problemlerin olduğunu, bu mevzuda istenen <strong>ve</strong>rimin tam<br />

manasıyla alınamadığını söylemek mümkündür.<br />

Bir devri en iyi anlatan, şüphesiz o devrin sanat eserleridir. Sanat,<br />

bir cemiyetin içinde yaşadığı devrin aynasıdır. Bu bağlamda<br />

<strong>Atatürk</strong>’ün, hayatı boyunca sanat açısından iki tutum sergilediği görülmüştür.<br />

Bunlardan birincisi, sanatı vazgeçilmez bir olgu olarak<br />

kabul ederek bunu tüm ulusa benimsetmek istemesi, ikincisi de sanatı<br />

dogmalardan uzak tutmaya çalışmasıdır. Sanatın Allah <strong>ve</strong>rgisi bir<br />

yaratma gücüne dayandığına olan inancı <strong>ve</strong> taklidi reddeden yapısıyla<br />

<strong>Atatürk</strong>, her zaman milli hislerden söz etmiştir. Türk milletinin güzel<br />

sanatları sevmesi için bu uğurda hiçbir çabadan kaçınmamıştır.<br />

1274 Tüfekçioğlu, “Cumhuriyet İdeolojisi <strong>ve</strong> Türk Basını”, s. 82-86.<br />

1275 Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ankara, İletişim Yay., İstanbul 2003.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!