01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

46<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

O günlerde Halkevleri ile ilgili olarak tartışılan meselelerden<br />

biri de, bu kültür şubelerinin Sokollar dışında devrin totaliter rejimlerinde<br />

görülen teşkilâtlardan da örnek alınarak teşkil edildiğidir.<br />

Çünkü bu günlerde özellikle İtalya, Almanya <strong>ve</strong> Rusya gibi ülkelerde<br />

benzer teşkilâtlar kurulmuş <strong>ve</strong> bunlar mevcut partilerin birer<br />

yan kuruluşu gibi çalışmaya başlamışlardır. Örneğin, üzerinde en<br />

çok durulan <strong>ve</strong> Türkiye’de model olarak gösterilen İtalya’da bazı<br />

kültür örgütleri kurulmuş, bunlar aynı zamanda dönemin Faşist yönetimi<br />

ile de ortak hareket etmişlerdir. 1926 yılında İtalya’da kurulan<br />

Depo-Lavaro (işten sonra) adındaki Faşist kültür örgütü bunların<br />

başında gelmiştir. Depo-Lavarolar herşeyden önce İtalyan halkını<br />

Faşist partinin prepsiplerine göre yetiştirmeyi <strong>ve</strong> yönlendirmeyi ilke<br />

edinmiş, “ülkedeki sınıf çelişkilerini törpülemeyi <strong>ve</strong> toplumsal birliği<br />

sağlamayı amaçlamışlardır”. Tek bir partinin tasarrufunda çalışan<br />

bu örgütler o günlerde müthiş bir çalışma temposu içinde olmuşlardır.<br />

Örneğin 1930 başlarında Depo-Lavarolar “1500’den fazla kültür<br />

derneği, 1000’den fazla amatör tiyatro topluluğu, binlerce sabit <strong>ve</strong><br />

gezici kitaplık kurmuş; on binlerce ulusal bayram, festival kutlamış<br />

<strong>ve</strong> 1000’den fazla kurs düzenlemiştir” 85 .<br />

Halkevlerinin açıldığı günlerde bunların totaliter rejimlerdeki<br />

teşkilâtlara benzerliğini <strong>ve</strong> örnek alındığını içeren ifadeler sürekli<br />

gündeme getirilmiştir. Örneğin 1920’lerin ortalarında Sovyetlerin<br />

halk eğitimi ile İtalya’nın gençlik örgütleri yakından incelenen gelişmelerdir.<br />

Hatta daha 1926 yılında Sovyet Rusya’ya giden bir öğretmen<br />

grubuna başkanlık eden Nafi Atuf Kansu bu konuda şunları<br />

söylemiştir: “Türk Eğitim Bakanlığı yeni reformlara girişmek için<br />

diğer memleketlerin geçirdiği deneyleri bilmeyi zorunlu görmektedir.<br />

Sovyetler Birliği’nin halk eğitimi örgütü Türk eğitimcilerinin özel<br />

ilgisini çekmektedir” 86 . Yine aynı günlerde İstanbul basını yeni kurulacak<br />

olan Halkevlerinin faşist parti gençlik örgütlerinden örnek alınarak<br />

teşkilâtlandırıldığını yazmıştır. Ankara Halkevi’nin açılışında<br />

konuşan Reşit Galip Bey ise bir ara bu konuya da açıklık getirmiş <strong>ve</strong><br />

“Halkevleri Yönetmeliği hazırlanırken uzak, yakın birçok memleket-<br />

85 Şimşek, a.g.e., s. 25-26.<br />

86 İlhan Başgöz, Türkiye’de Eğitim Çıkmazı <strong>ve</strong> <strong>Atatürk</strong>, Kültür Bakanlığı<br />

Yay., Ankara 1995, s.195.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!