01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 545<br />

Avrupa’daki resim anlayışını <strong>ve</strong> milli sanatın oluşturulması gerektiğini<br />

ele almıştır. Yazar bu hususta, “Sanat tarlamız <strong>ve</strong> sanat havamız<br />

saf <strong>ve</strong> bakirdir. Avrupa’da tefessüh etmiş bir sanatın inkılâp<br />

Türkiyesinde yeri yoktur. İnkılâp Türkiyesi yeni <strong>ve</strong> milli sanatını<br />

kendi duygusundan kendi ruhundan çıkaracaktır” 1234 diye yazmıştır.<br />

Aslında Ali Sami’nin değindiği bu hususa <strong>Atatürk</strong> daha 1923 yılında<br />

Konya Kadınları ile yaptığı bir konuşma esnasında değinmiş <strong>ve</strong><br />

asıl önemli olanın bizim ruhumuzu, geleneğimizi yansıtacak olanı<br />

bulmak, daha doğrusu yaratılacak vasıtaların milli olması için çalışmak<br />

olduğunu söylemiştir. Uygarlık anlayışında sanata geniş yer<br />

<strong>ve</strong>ren <strong>Atatürk</strong>, iki hususta kararlığını korumuştur. Bunlardan birincisi,<br />

sanatın vazgeçilmez bir olgu olduğudur ki bunu bütün milletine<br />

benimsetmek istemiştir. İkincisi de sanatın belli kalıplara sokulmadan,<br />

Avrupa’daki anlayış taklit edilmeden özgün bir şekilde gelişme<br />

imkânı bulabilmesidir. Gerçekten de bütün hayatı boyunca bilhassa<br />

sanatın her kolunda sanatın milliliğini esas almış <strong>ve</strong> sanatın insanların,<br />

milletlerin kendi ruhundan çıkması gerektiğini vurgulamıştır.<br />

Bunun aksi olduğu takdirde ise hem o milletin hem de yaratılan sanatın<br />

akibetinin çok acı olacağını 1923 tarihli konuşmasında “...her<br />

milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus âdatı, kendine göre<br />

milli hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin<br />

mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin<br />

aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi<br />

şüphesiz ki hüsrandır” 1235 şeklindeki ifadeleriyle dile getirmiştir.<br />

Ali Sami, aynı derginin 17 Temmuz 1934 tarihli sayısında yayımlanan<br />

“Güzel Sanatları İnkılâba Nasıl Maledebiliriz” başlıklı<br />

başka bir yazısında, güzel sanatları geliştirmenin inkılâbımızı geliştirmede<br />

milli bir vazife olduğunu, güzel sanatları inkılâp dünyasının<br />

ayrılmaz parçalarından biri olarak gördüğünü, bu doğrultuda yapılacak<br />

en mühim işimizin de “bir sanat muhiti kurmaya çalışmak” 1236<br />

olduğunu yazmıştır. Görüldüğü gibi, güzel sanatların öneminden,<br />

1234 Ali Sami, “Türk İnkılâbının Beklediği Sanat”, Ülkü, C. II, S. 10, Kasım 1933,<br />

s. 302-306.<br />

1235 21 Mart 1923 günü Konya Kadınları ile yapılan konuşma, ASD, C. II, s. 154.<br />

1236 Ali Sami, “Güzel Sanatları İnkılâba Nasıl Maledebiliriz”, Ülkü, C. III, S. 17,<br />

Temmuz 1934, s. 359-361.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!