01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

508<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

malarına sahne olmuştur. Örneğin, 1934’ün Sonbaharında ressam<br />

Abidin Dino Sovyet Rusya’ya da<strong>ve</strong>t edilmiştir. Sovyet rejisör S.<br />

Yutkeviç’in da<strong>ve</strong>ti üzerine sinema dekoratörlüğünü öğrenmek için<br />

Rusya’ya giden Abidin Dino, burada bir filmin dekorlarını da hazırlama<br />

imkânı bulmuştur. Yutkeviç’in çektiği <strong>ve</strong> Dino’nun dekorlarını<br />

hazırladığı Madenciler (Şahterıy) isimli film, 23 Ağustos 1937 tarihinde<br />

bitmiş, tanıtımları Türk basınında da yapılmıştır 1147 .<br />

Görüldüğü gibi, 1930’lu yıllar hem Türk-Sovyet kültür ilişkilerinin<br />

en yoğun olduğu hem de Sovyet sinemacılığının doruk noktasına<br />

ulaştığı bir dönemdir. Sovyetler VOKS teşkilâtının çalışmaları<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde Türkiye ile yakından ilgilenmişler, bu sayede Sovyet<br />

filmlerinin Türkiye’de seyredilmesini <strong>ve</strong> Sovyet yönetmenlerin burada<br />

film çevirmelerini sağlamışlardır. İlginçtir Türk sinema seyircisi<br />

de buna kayıtsız kalmamış, Sovyet filmlerine pek itibar göstermiştir.<br />

Hatta kendi tarihi, Kurtuluş Savaşı gibi konuları Sovyet yönetmenlerin<br />

gözüyle izlemekte sakınca bile görmemiştir. Hükümet ise oluşturduğu<br />

kontrol mekanizması ile bu filmleri denetlemeye çalışmıştır.<br />

Çünkü Sovyetler bu dönemde sinemayı tam bir propaganda vasıtası<br />

olarak kullanmışlar <strong>ve</strong> kendi ideolojilerini yayma hedefiyle yaklaşmışlardır.<br />

Burada hemen akla Hükümetin böyle riskli bir kültür<br />

ilişkisini nasıl göze aldığı sorusu geliyor. Açıkçası Ankara, Soy<strong>ve</strong>t<br />

Rusya’nın takip ettiği politikanın her zaman bilincinde olmuş, komünizmin<br />

ülkeye girmemesi için de kesin tavrını çok net olarak ortaya<br />

koymuştur ki Ruslar bundan öteye geçememişlerdir. Yani Türkiye<br />

rejim dışında eğitim, <strong>sosyal</strong> vs. alanlarda Sovyetlerle eşit olduğunu<br />

<strong>ve</strong> onlarla her zaman ortak çalışmalar yapabileceğini göstermeye<br />

çalışmıştır. İkincisi, toplumun inanç, fikir <strong>ve</strong> sanat zevkinin oluşmasında<br />

önemli bir etkisi olan sinemanın gücü anlaşılmış, Almanya <strong>ve</strong><br />

Rusya’daki gibi halk terbiyesinde kullanılmak üzere bir vasıta olarak<br />

ele alınmıştır. Bu arada, Ankara sinemayı hiçbir zaman ideolojik bir<br />

propaganda aracı olarak görmemiştir. Şayet öyle olsaydı, Türkiye de<br />

hemen VOKS benzeri bir teşkilât kurar <strong>ve</strong> ideolojisini komşularına<br />

empoze etmeye çalışırdı. İşte bu sebeplerden ötürü Hükümet her türlü<br />

temasa belli kriterler ölçüsünde onay <strong>ve</strong>rmekten çekinmemiştir.<br />

Burada sorgulanması gereken asıl nokta ise Cumhuriyetin Onuncu<br />

1147 Tacibayev, a.g.e., s. 212-213.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!