01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 505<br />

Sovyetler, tıpkı Almanya gibi sinemayı bir propaganda aracı olarak<br />

görmüşler <strong>ve</strong> çektikleri filmler ile de kendi fikirlerini empoze<br />

etmeye çalışmışlardır. Savaş <strong>ve</strong> propagandayı birlikte yürüten Sovyetler,<br />

sinemanın kitleler üzerindeki etkisini iyi anlamış olacaklar<br />

ki, özellikle 1920 sonrası ilmi-popüler <strong>ve</strong> ilmi-propaganda türünde<br />

filmler çekmeye başlamışlardır. 1920-1930’lu yıllarda din <strong>ve</strong> inanç<br />

karşıtı filmler ağırlık kazanmıştır. Sovyetler çektikleri filmleri <strong>kültürel</strong><br />

ilişkilerini geliştirmek istedikleri ülkelerde yayımlatmaya büyük<br />

çaba harcamışlardır. Bu ülkelerin başında gelen Türkiye’nin Sovyet<br />

filmleri ile ilk tanışması ise 1926 yılındadır. Sovyetlerin bir numaralı<br />

kültür teşkilâtı olan VOKS’un gönderdiği filmler öncelikle Türk<br />

elçiler <strong>ve</strong> elçilik üyeleri tarafından izlenmiş, seyredilmesinde sakınca<br />

görülmeyenler de hemen ülkeye gönderilmiştir. Bu arada ihtilâlci<br />

nitelik taşıyan bazı filmlerin Türkiye’ye girmesine ise hiçbir şekilde<br />

izin <strong>ve</strong>rilmemiştir. Sovyetlerin bu dönemde Türkiye’ye gönderdiği<br />

filmlerin çoğunda İslâmı tenkide <strong>ve</strong> örf-adetler çerçe<strong>ve</strong>sinde Doğu<br />

Halklarının yaşam tarzını ortaya koymaya çalıştığı tespit edilmiştir.<br />

Peki Türk hükümeti bu filmlerin Türkiye’de izlenmesine nasıl izin<br />

<strong>ve</strong>rmiştir? Aslında bu izin biraz siyasi nedenlerle çıkmış, Ankara<br />

hem ilişkileri geliştirmek hem eğitici yönü de olan filmler sayesinde<br />

toplumda özellikle muhafazakâr kesimlerle mücadele etmek hem de<br />

batılılaşmaya yardımcı olabileceğini düşündüğü için böyle olumlu<br />

bir yaklaşım sergilemiştir.<br />

Sovyetlerin Türkiye özellikle de Doğu Anadolu Bölgesi ile yakından<br />

ilgilenmesi, <strong>kültürel</strong> ilişkilerini geliştirme adı altında kendi<br />

ideolojisini yayma çabasından başka bir şey değildir. Burada maksadın<br />

“bölge halkının dini inançlarını kendi ideolojisini aşılayarak<br />

yok ederek, vatan, millet hissiyatını zayıflatmak <strong>ve</strong> böylece bölgenin<br />

Sovyetlere iltihakını sağlamak” 1140 olduğunu söylemek mümkündür.<br />

Fakat buna rağmen ne Türk sinema seyircisinin Sovyet filmlerine<br />

gösterdiği ilgi azalmış, ne de Hükümet yeri geldiğinde Sovyet yönetmenlere<br />

filmler ısmarlamaktan geri kalmıştır. Ankara bu kültür<br />

diyaloğunda oldukça açık davranmış, ama aynı zamanda komünizmin<br />

ülkeye girmesine de mâni olmuştur.<br />

1930’lu yıllarda gelişerek devam eden <strong>kültürel</strong> ilişkiler kapsamında<br />

sinema sanatına gerçekten ayrı bir yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Bu dönem-<br />

1140 Tacibayev, a.g.e., s.188-194.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!