01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 37<br />

Böyle bir denetim ortamından Türk Ocaklarının kurtulacağı tabii ki<br />

düşünülemezdi. Nitekim özellikle milliyetçi, cumhuriyetçi, genç <strong>ve</strong><br />

dinamik bir grubu ihtiva eden ocakların parti etrafında toplanmasından<br />

<strong>ve</strong> bunun için özel stratejiler geliştirilmesinden kaçınılmamıştır.<br />

Burada Türk Ocaklarının kapatılma kararında, hem bir alternatifin<br />

ortadan kaldırılması hem de yeni açılması düşünülen Halkevlerine<br />

halkın daha çabuk alışıp yönelmesi gibi bir stratejinin belirlenmiş<br />

olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.<br />

Yukarıda yer <strong>ve</strong>rdiğimiz tüm bu iddia <strong>ve</strong> sebepler şüphesiz Türk<br />

Ocaklarının kapatılmasında belirli oranlarda etkili olmuştur. Ancak<br />

tek tek incelendiğinde, bunların ana sebep olmadığı hemen görülecektir.<br />

Herşeyden önce Türk Ocakları, kapatılana kadar yeni rejime<br />

hizmet etmiş, yönetici <strong>ve</strong> üyeleri de CHP içinden çıkmıştır. Ayrıca<br />

CHP’nin 1927 yılında toplanan kongresinde, Türk Ocaklarının partiye<br />

katılma kararı benimsenmiş, kapatıldığı zaman da hemen parti<br />

bünyesine alınmıştır. Dolayısıyla hem Türk Ocaklarının kapatılmasının<br />

hem de bütün mirasının CHP’ne devredilmesinin gerçekte siyasi<br />

bir boyutunun olduğunu söylemek daha doğru olacaktır. Şöyle<br />

ki; kaynağı Amerika olan <strong>ve</strong> tüm dünyayı etkisi altına alan 1929 ekonomik<br />

buhranı, Türkiye’nin de ekonomik sorunlarla boğuşmasına <strong>ve</strong><br />

yeni ekonomik model arayışları içine girmesine zemin hazırlamıştır.<br />

Bu arada <strong>Atatürk</strong>, 1930 yılının baharında İzmir’den Antalya’ya uzanan<br />

bir yurt gezisine çıkmış <strong>ve</strong> böylelikle ekonomik sorunların halka<br />

ne derece yansıdığını, devletin halka uzaklığını <strong>ve</strong> hatta halka ulaşılamadığını<br />

görmüştür. <strong>Atatürk</strong>’ün gezi sırasında yanında bulunan<br />

genel sekreteri Hasan Rıza Soyak’a dönerek bir ara “Bunalıyorum<br />

çocuk, büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum! Görüyorsun ya, her<br />

gittiğimiz yerde mütemadiyen dert, şikayet dinliyoruz. Her taraf, derin<br />

bir yokluk, maddi manevi perişanlık içinde...Ferahlatıcı pek az<br />

şeye rastlıyoruz. Ne yazık ki memleketin hakiki durumu bu işte!...” 72<br />

demesi, onun içindeki sıkıntının <strong>ve</strong> gördüğü acı gerçeklerin dışa vurumudur.<br />

İşte içinde bulunulan bu durumdan kurtulmak için bir çözüm<br />

yolu aranmaya başlanmış, hem problemleri ortadan kaldırmak<br />

hem de halkla doğrudan iletişim kurabilmek için hemen harekete<br />

geçilmiştir.<br />

72 Hasan Rıza Soyak, <strong>Atatürk</strong>’ten Hatıralar, C. II, YapıKredi Bankası Yay., İstanbul<br />

1973, s. 405.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!