01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

440<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

len sanatçılara geniş yer ayırmıştır. Yalnız aynı ilgi dışarıda Türk<br />

sanatçılar için de gösterilmiştir. Örneğin Son Posta gazetesinin geniş<br />

yer ayırdığı bir haberde, Dârülbedayi sanatçılarından Bedia Muvahhit<br />

Hanım’ın Atina’ya gittiği, ülkenin en önemli gazetelerinden<br />

biri olan Akropolis’in kendisi için özel bir otomobil tayin ettiği <strong>ve</strong><br />

sanatçımıza bugüne kadar Avrupalı artistlere bile gösterilmeyen bir<br />

ilginin gösterildiği yazılmıştır 988 . Hatta aynı haberde Yunan Hariciye<br />

Nezareti’nin Bedia Hanım’ın şerefine bir de ziyafet <strong>ve</strong>rdiği haberleri<br />

büyük bir hoşnutlukla ifade bulmuştur. Gerçekten de Bedia<br />

Muvahhit’in 1930 yılında Yunanca oynadığı oyun ününü artırmış, bu<br />

nedenle ertesi yıl Başbakan İnönü’nün Yunanistan ziyaretinde kendisinin<br />

de bulunması istenmiştir. Bu seyahatin “Yunan sanatkârlarına<br />

bir iadeyi ziyaret <strong>ve</strong> Türk tiyatro sanatının bir propagandası mahiyetinde”<br />

yapılacağı belirtilmiştir. Bedia Muvahhit’e Yunan sanat<br />

muhiti <strong>ve</strong> diplomasisi tarafından bir kabul resmi yapılmış, Yunan<br />

Başbakanı Venizelos kendisine bir öğle yemeği <strong>ve</strong>rmiş, hatta sanatçı<br />

Yunan cumhurbaşkanı tarafından da ayrıca kabul edilmiştir.<br />

Bedia Muvahhit Atina’dan döndükten sonra Artist dergisinde<br />

Yunanistan izlenimlerini uzun uzun anlatmıştır. Bedia Hanım yazısının<br />

bir bölümünde şunları yazmıştır: “Baş<strong>ve</strong>kilimiz, baş<strong>ve</strong>killeri...<br />

Nazırımız, nazırları...Meb’usumuz, meb’usları... Gazetecilerimiz,<br />

gazetecileri...Ne bileyim ben? Belediye reisi, sanatkârları, halkı,<br />

esnafı hepsine ayrı ayrı minnettarım...Yine tekrar ediyorum ki hiç<br />

lâyık olmadığım merasimle karşılayıp 18 gün sonra aynı programla<br />

beni teşyi ettiler...Pire belediye reisi o kıymet biçilmez değerli adam<br />

beni vapura kadar götürmek büyüklüğünü gösterdi...Bunların hiçbiri<br />

benim şahsım için değildi, ben orada milletimin kadınını, milletimin<br />

tiyatrosunu anlatmaya çalıştım. Eğer muvaffak olabildimse,<br />

eğer onlarda iyi bir tesir bırakabildimse, benim için bu tükenmez<br />

bir şereftir. Bunu o kadar muhafaza edeceğim ki öldükten sonra oğluma<br />

kalsın. Ona bırakabileceğim en temiz <strong>ve</strong> en zengin mirasım<br />

bu olacaktır” 989 . Bu gelişme şüphesiz, <strong>Atatürk</strong>’ün daha 1923 yılında<br />

988 Son Posta, 27 Eylül 1931, s. 1.<br />

989 Gökhan Akçura, Bedia Muvahhit Bir Cumhuriyet Sanatçısı, İstanbul Büyükşehir<br />

Belediyesi Kültür İşleri Dairesi Başkanlığı Yay., İstanbul 1993, s.<br />

58-61.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!