01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 35<br />

nemde ırkçılığa doğru kaydığı, ırkçı söylem <strong>ve</strong> icraatlara alet olduğu<br />

için de kapatıldığı iddiası üzerinde biraz düşünmek gerekir. Çünkü<br />

<strong>Atatürk</strong>’ün inkılâba zıt <strong>ve</strong> rejim aleyhtarı çalışan bir teşkilâtı 1930<br />

başlarına kadar ayakta tutması <strong>ve</strong> kendisinden çok şeyler beklemesi<br />

mümkün değildir. Herşeyden önce O’nun bu tür konularda bekleme<br />

gibi bir yöntemi yoktur. İkincisi, unutulmamalıdır ki 1930’lu yıllar<br />

dünyada aşırı milliyetçiliğin hâkim olduğu, İtalya <strong>ve</strong> Almanya’nın<br />

model olarak alındığı bir dönemdir. Bunun en çarpıcı yanı ise o<br />

günlerde İtalya’daki ya da Almanya’daki gelişmelerden etkilenmeyen,<br />

bunlardan haberdar olmayan kimsenin kalmamış olmasıdır ki,<br />

CHP’liler de buna dahildir. Dolayısıyla bu ilgiden ötürü herkesi faşistlikle<br />

suçlamak <strong>ve</strong> Türk Ocaklarını da faşizmin yuvaları olarak<br />

nitelendirmek çok da iyi niyetli bir anlayış olmasa gerektir.<br />

Başka bir iddia ise, ocakların savunduğu söylenen Pantürkist politikanın<br />

Cumhuriyetin dış politik ilkelerine ters düştüğü, bu yüzden<br />

de Rusya’nın Ankara Büyükelçisi İ. Z. Suritch (Suriç)in bu konuda<br />

gösterdiği tepki <strong>ve</strong> taleplerdir. Gerçekten de ocakların Rusya’dan<br />

kaçan Türklerin uğrak yeri olmasından <strong>ve</strong> buradaki Türkçülük anlayışından<br />

69 rahatsız olan Rusya, Ankara Büyükelçisi Suriç vasıtasıyla<br />

konuyu Türk Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü’ye açmış <strong>ve</strong> gereken tedbirlerin<br />

alınmasını istemiştir. Suriç’in Rusya’nın bu konudaki rahatsızlığını<br />

söylemesi belki Türk Dışişlerinde dikkate alınmıştır, ancak<br />

Türk Ocaklarının kapatılmasını Rusya’nın tepkisine <strong>ve</strong> şikâyetine<br />

bağlamak <strong>ve</strong> sırf Rusya’yı memnun etmek için böyle bir kararın<br />

alındığını söylemek oldukça güçtür. Nitekim 1934 yılında Sovyetlere<br />

rağmen imzalanan Balkan Antantı’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin<br />

Sovyetlerin yönlendirmeleri <strong>ve</strong> itirazları ile hareket etmediğinin açık<br />

bir kanıtı olduğu düşünülebilir.<br />

69 Rusya’nın, Türk Ocakları için hazırlanan marşlarda, “ulusal sınırları zorlayan<br />

<strong>ve</strong> dünyaya taşmak isteyen” duyguların izleri görüldüğü için, Ocakların<br />

Rusya’daki Türklerle fazla ilgilenmesini istemediği <strong>ve</strong> bu yüzden de Türk Dışişlerine<br />

duyduğu endişeyi dile getirdiği yazılmıştır. Örneğin İzmir Türk Ocağı<br />

için yazılan bir marşta şöyle denmiştir:<br />

“Gökte sancak, elde süngü, kalbte Tanrı biz,<br />

Dünyaya hâkim olmak isteriz.<br />

Mektebimiz Türk Ocağı, bayrağımız yüce parlak...”.<br />

Başka bir marşta ise,<br />

“Kalbte milli duygu, elde dehre hâkim al sancak<br />

Yürü yüksel göklere çık, bu yer sana pek küçük” (Baydar, a.g.e., s. 70-71).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!