01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 33<br />

itibaren ocakların misyonunu tamamladığı <strong>ve</strong> kapatılacağı yolundaki<br />

söylentiler de Türk Ocakları yetkililerini son derece rahatsız etmiştir.<br />

İşte bu tarz şüphe <strong>ve</strong> endişelerden olsa gerek, Türk Ocakları<br />

da Hükümet ile iyi geçinebilmek için ellerinden geleni yapmışlardır.<br />

Bu günlerde toplam şube sayısı 135’e çıkmıştır.<br />

Gerçekten de 1925 yılı, Türk Ocakları gerçeğinin tartışılmaya<br />

başlandığı, hatta artık misyonunu tamamladığı gerekçesiyle yerini<br />

halk ocaklarına bırakması gerektiği şeklindeki fikirlerin ortaya çıktığı<br />

bir dönemdir. Nitekim daha kongrenin hemen ardından Necmeddin<br />

Sadak, Mayıs 1925 tarihli Akşam gazetesindeki bir yazısında<br />

bu fikrini açıkça dile getirmiştir. Sadak yazısında Türk Ocaklarının<br />

çok nazik bir dönem geçirdiğini belirterek Türk Ocakları “yaşamak<br />

<strong>ve</strong> faydalı olmak için halk ocakları şeklinde inkılâp etmeli <strong>ve</strong> bulundukları<br />

yerlerde muntazam dersler <strong>ve</strong> konferanslar <strong>ve</strong>rmek suretiyle,<br />

sadece halkın tenvir, cumhuriyeti takviye vazifesini deruhte<br />

etmelidir...” 65 demiştir. İşte kongrenin akabinde N. Sadak ile başlayan<br />

bu süreç, örgütün Halkevi’ne dönüştürülmesi gerektiği fikirlerinin<br />

daha alenî <strong>ve</strong> ısrarla savunulmasına neden olmuştur.<br />

1925 tarihli bu yazının ardından 1927 yılında toplanan CHP<br />

Kongresinde konu tekrar gündeme gelmiş, burada alınan karar Türk<br />

Ocakları hakkındaki tartışmaları da sona erdirmiştir. Çünkü bu<br />

kongrede Türk Ocaklarının bağımsızlığı sona ermiş, ocak ilk etapta<br />

CHP’nin denetimi altına alınmıştır. 1912 <strong>ve</strong> 1913 yıllarında İttihat<br />

<strong>ve</strong> Terakki Partisi’nin denetiminden kurtulan <strong>ve</strong> ilişkilerini belli bir<br />

mesafede tutmayı başaran Türk Ocakları, bu kez başarılı olamamış,<br />

Hamdullah Suphi’nin tüm itirazlarına66 rağmen CHP’nin yeni tüzü-<br />

65 Necmeddin Sadak, “Türk Ocakları”, Akşam, 3 Mayıs 1925, s. 1.<br />

66 Türk Ocaklarının kapatılma kararı alındığı Çankaya’daki toplantıda, Hamdullah<br />

Suphi de dahil olmak üzere çok sayıda kişi bulunur. Söz alan kişiler Türk<br />

Ocaklarının artık yapacak bir işi kalmadığı <strong>ve</strong> tüm vazifelerini Hükümetin üstlenmesi<br />

gerektiği konusunu dile getirirler. Toplantıda bu karara tek karşı çıkan<br />

kişi ise şüphesiz Hamdullah Suphi Bey olur. Sonuçta Ocakların artık yapacak<br />

bir işi olmadığı kararı alınarak bir rapor hazırlanır. Fakat imza sırası gelince<br />

Hamdullah Suphi raporu imzalamaz. <strong>Atatürk</strong> raporda onun imzasının olmadığını<br />

öğrenince, raporu yırtıp atar <strong>ve</strong> ondan sonra da rapor yeniden yazılarak<br />

tekrar imzaya gönderilir. Nihayet baskıya daha fazla dayanamayan Hamdullah<br />

Suphi de imzasını atarak bu olaya son noktayı koyar (Mustafa Baydar, Hamdullah<br />

Suphi Tanrıö<strong>ve</strong>r <strong>ve</strong> Anıları, Menteş Kitabevi, İstanbul 1968, s. 76-<br />

77).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!