01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

414<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

Cumhuriyetin kuruluşuyla gerçekleşebilmiştir. Bu bağlamda 1947-<br />

48 yıllarını devlet balesinin oluşumu açısıdan dönüm noktası olarak<br />

kabul edebiliriz. Ancak bundan önce başka bir teşebbüs daha<br />

söz konusudur. Bale konusunda Ankara’da devlet desteği ile çabalar<br />

sürdürülürken, İstanbul’da da bir Rus göçmeninin çabasıyla bale<br />

eğitimi <strong>ve</strong>rilmeye çalışılmıştır. Şöyle ki, İstanbul’da Rus göçmeni<br />

olan Lydia Krassa Arzumanova 932 özel bir bale stüdyosu kurmuş<br />

<strong>ve</strong> bale eğitimi <strong>ve</strong>rmeye başlamıştır. Arzumanova’nın Türkiye’ye<br />

gelmesini sağlayan <strong>ve</strong> onun görüşlerini alan kişi ise <strong>Atatürk</strong>’tür. St.<br />

Petersburg Bale Okulu’nda eğitim gören, 1912-19 yılları arasında<br />

kurumda dans eden Arzumanova, <strong>Atatürk</strong>’ün çağrısı üzerine 1921<br />

yılında Türkiye’ye gelmiş <strong>ve</strong> bale eğitimi konusunda görüşleri alınmıştır.<br />

<strong>Atatürk</strong>’ün daha o tarihlerde <strong>ve</strong>rdiği destek ile çalışmalarını<br />

sürdüren Arzumanova’nın öğrencileri ilk gösterilerini 8 Kasım 1931<br />

günü Casa d’İtalia salonunda gerçekleştirmiştir. Bunu daha sonra<br />

çeşitli yardım cemiyetleri yararına yapılan gösteriler izlemiştir. Tüm<br />

bu gösteriler dönemin basınında çok olumlu yorumların, eleştirilerin<br />

yapılmasına neden olmuştur 933 . Arzumanova bu dönemde hem<br />

İstanbul Belediye Konservatuarı’nda hem de açılan Ankara Devlet<br />

Konservatuarı’nda eğitmenlik yapmış <strong>ve</strong> Türk balesinin gelişmesine<br />

önemli katkılarda bulunmuştur. <strong>Atatürk</strong>’ün daha yirmili yıllarda milli<br />

opera, milli tiyatro görüşleri kapsamında milli baleyi oluşturmanın<br />

yollarını araması <strong>ve</strong> ciddi teşebbüslerde bulunması gerçekten takdir-i<br />

şayandır. Bale sanatının ülkede yaygınlaştırılması <strong>ve</strong> eğitiminin <strong>ve</strong>rilmeye<br />

başlamasında <strong>Atatürk</strong> yine bir ilke imza atmıştır.<br />

Bundan sonraki gelişmeler ise 1936 yılında ADK’nın açılmasıyla<br />

birlikte hız kazanmıştır. Bilindiği gibi konservatuarın temsil bölümü<br />

üçe ayrılmış <strong>ve</strong> tiyatro, opera <strong>ve</strong> bale şubelerinin oluşturulmasına<br />

karar <strong>ve</strong>rilmiştir. Ancak bu şubelerden üçüncüsünü kurmak o an için<br />

mümkün olmamıştır. Bu dönemdeki en ciddi teşebbüs 1935 yılında<br />

932 Arzumanova, daha sonraki günlerde İslâm dinini tercih ederek adını da Leyla<br />

Arzuman olarak değiştirmiştir.<br />

933 Bu başarılar Arzumanova’nın 1941 yılında Tepebaşı Belediye Konservatuarı’nda<br />

klasik bale dersleri <strong>ve</strong>rmesi <strong>ve</strong> akabinde de Eminönü Halkevi’nde ilk “bedii<br />

raks” okulunu açmasına kadar gitmiştir. Bu okulun ilk bale gösterisi ise 59 kız<br />

<strong>ve</strong> 1 erkek öğrencinin katılımı ile 1942 yılında gerçekleştirilmiştir (J. Deleon,<br />

Cumhuriyet Dönemi Türk Balesi, İletişim Yay., İstanbul 1992, s. 42-45).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!