01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

32<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

bizdeki milliyetçilik anlayışına da değinerek, Türk Ocaklarının daha<br />

gerçekçi bir milliyetçilik fikri benimsemeleri için harekete geçmiştir.<br />

Çünkü <strong>Atatürk</strong> Türk Ocaklarını “geçmişin ırkçı <strong>ve</strong> Turancı düşlerinden<br />

çekerek gerçekçi bir ulusalcılıkla cumhuriyetin halka yönelen<br />

kaleleri biçimine dönüştürmek” istemiştir. O yüzden de sonuna<br />

kadar tüm inanç <strong>ve</strong> iyi niyetiyle Türk Ocaklarına karşı herhangi bir<br />

olumsuz tavır sergilememiştir62 . Ta ki, halka yönelik başlatılan yeni<br />

örgütlenme planında artık Türk Ocaklarının yerinin olmadığı anlaşılıncaya<br />

dek.<br />

Yine bundan sonraki günlerde de “Milli kültürün her çığırda<br />

açılarak yükselmesini” 63 sağlamak için <strong>Atatürk</strong>, yaptığı incelemeler<br />

sonunda Batıda halkın yetiştirilmesini <strong>ve</strong> demokrasi düşüncesinin<br />

güçlenmesi açısından büyük rol oynayan sivil toplum örgütlerinin<br />

varlığını <strong>ve</strong> işleyişini fark ederek çalışmalarını bu yöne kaydırmıştır.<br />

Aslında <strong>Atatürk</strong> bunu daha 1925 yılında Türk Ocakları üyeleri ile<br />

yaptığı bir toplantıda dile getirmiştir. Konuşmasında bu tarz sivil toplum<br />

örgütlerinin “hep Garp memleketlerinde yoğunlaştığını”, şarkın<br />

da bu boşluğun cezasını çekmekte olduğunu söylemiştir64 . <strong>Atatürk</strong><br />

konuşmasında inkılâbın ocaklara dayandığını ifade etmiş, ilerleyen<br />

günlerde de Türk Ocaklarından istifade etmek için çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.<br />

<strong>Atatürk</strong> Türk milletini çağdaşlaştırma <strong>ve</strong> o çok arzu<br />

edilen muasır medeniyet seviyesine yükseltmek konusundaki inancını<br />

<strong>ve</strong> ısrarını ise hiçbir zaman kaybetmemiştir. Nitekim 1931 yılına<br />

kadar Türk Ocakları, bu tarihten sonra da Halkevleri ülkede birer sivil<br />

toplum örgütü vazifesi görmüşler, Türk halkının yetiştirilmesinde<br />

büyük bir misyon üstlenmişlerdir.<br />

1925 yılı <strong>ve</strong> sonrasında yaşananlar ise bundan sonra Türk Ocakları<br />

ile ilgili alınacak kararların bir işaretidir. İlk etapta, 1925 tarihli<br />

II. Kongrede <strong>Atatürk</strong>’ün eşi Latife Hanım ocağın fahri başkanlığına,<br />

Hamdullah Suphi de genel başkanlığa getirilmiştir. Bu kongre, devletin<br />

yavaş yavaş Türk Ocaklarına yaklaştığı, hatta ona nüfuz etmeye<br />

başladığı şeklinde yorumlara neden olmuştur. Ayrıca 1925 yılından<br />

62 Anıl Çeçen, <strong>Atatürk</strong>’ün Kültür Kurumu Halkevleri, Cumhuriyet Kitapları,<br />

İstanbul 2000, s. 84.<br />

63 1 Kasım 1932 tarihli Dördüncü Dönem İkinci Toplantı Yılını açış konuşması,<br />

ASD, C. I, s. 390.<br />

64 27 Nisan 1925, “Türk Ocaklarına Dair”, ASD, C. II, s. 215.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!