01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 401<br />

yet Dönemi’nin ilk lirik sahne eseri olma özelliğine sahiptir. Eser<br />

3 perde-12 tablodan oluşmaktadır. Ancak son iki perde pek beğenilmediği<br />

için elenmiştir. Konusu bizzat <strong>Atatürk</strong> tarafından tespit<br />

edilmiş olan Özsoy Operası’nda Türklerle İranlıların aynı soydan<br />

geldiği teması işlenmiştir 896 . Operanın bestecisi Münir Hayri Egeli,<br />

Özsoy’un bestelendiği günlerde <strong>Atatürk</strong>’ün Türk-İran dostluğuna<br />

büyük önem <strong>ve</strong>rdiğini, İran Şahı’nın Türkiye’ye gelip konuk olacağı<br />

haberinin kesinleşmesi üzerine bütün hazırlıklarla bizzat kendisinin<br />

ilgilendiğini, Ankara Halkevi binasının bir kısmının değiştirilerek<br />

hemen özel bir konukevi haline getirildiğini, bahçeye büyük ağaçlar<br />

dikildiğini <strong>ve</strong> her eşyanın yerini yine bizzat <strong>Atatürk</strong>’ün kendisinin<br />

seçtiğini ifade etmiştir. Operanın besteleniş hikâyesi ise şöyledir:<br />

<strong>Atatürk</strong>, o günlerde Münir Hayri’yi çağırmış <strong>ve</strong> “Türklerle İranlılar<br />

soy <strong>ve</strong> kültür olarak kardeştir. Sırf mezhep mücadelesi yüzünden<br />

birbirinden ayrılmış olan bu iki kardeş ulusun aslında bir olduğunu<br />

anlatan bir piyes yaz <strong>ve</strong> bunu opera halinde oynatalım” demiştir.<br />

Ancak Şahın ziyaretine bir aydan az bir zaman vardır. Böyle bir operanın<br />

bir ayda yazılıp bestelenmesi gerçekten insanı tereddüte düşürecek<br />

kadar zor bir karardır. Nitekim Münir Hayri’nin bu konudaki<br />

tereddütünü anlayan <strong>Atatürk</strong>, ona dönerek “Bu işte en yakın amirin<br />

benim. Her emri ben <strong>ve</strong>receğim <strong>ve</strong> izin almadan gece yarısı bile olsa<br />

yanıma gelmeye, hatta beni uykudan uyandırmaya yetkin vardır.<br />

Ancak Şah geldikten iki gün sonra opera oynanmalıdır” demiş <strong>ve</strong> bir<br />

nevi onu cesaretlendirmiştir. Egeli’ye göre, zaten o gün için bu işin<br />

olacağına <strong>Atatürk</strong>’ten <strong>ve</strong> kendisinden başka inanan da çıkmamıştır.<br />

Ancak gerek <strong>Atatürk</strong>’ün inanılmaz cesareti <strong>ve</strong> kararlığı gerekse Münir<br />

Hayri’nin yoğun çabası neticesinde tam yirmi günlük bir zaman<br />

zarfında Özsoy operası tamamlanmış <strong>ve</strong> oyun başarıyla sahnelenmiştir.<br />

Münir Hayri <strong>Atatürk</strong>’ün bu kararlılığı <strong>ve</strong> kısa zamanda çok iş<br />

yapma alışkanlığını başka bir anekdot ile de izah etmeye çalışmıştır.<br />

Örneğin, Özsoy’un sahnelenmesinden epey bir süre sonra, <strong>Atatürk</strong><br />

bir bakandan yine kısa bir zaman içinde o işin yapılmasını istemiştir.<br />

896 Özsoy operası, <strong>Atatürk</strong>’ün İran’ın ünlü şairi Firdevsi’nin Şehname adlı eserindeki<br />

bir öyküyü, bir Turan mitolojisi ile birleştirmesiyle ortaya çıkmıştır.<br />

Operada İranlılar ile Türkler kardeşçe, sevgi <strong>ve</strong> saygı ile birbirlerine bağlanmışlardır.<br />

Operanın öyküsü için bk. C. M. Altar, “<strong>Atatürk</strong>’ün Müzik İnkılâbına<br />

Toplu Bir Bakış”, Milli Kültür Dergisi, S. 63, Aralık 1988, s. 115.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!