01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

394<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

da hareket edilmeye özen gösterilmiştir. Operanın kurulması için<br />

Viyana’dan Reinhardt Scoule’yi yöneten Max Reinhardt (1873-<br />

1943) da<strong>ve</strong>t edilmiştir. Türkiye’ye gelen Reinhardt ilk etapta yaptığı<br />

incelemeler sonucunda hemen bir rapor hazırlamış <strong>ve</strong> <strong>Atatürk</strong>’e<br />

sunmuştur. Reinhardt’ın raporu son derece ilginçtir. Reinhardt, Türk<br />

halkının dünyanın en eski milletlerinden biri olduğunu, her milletin<br />

özel bir müzik zevki bulunduğunu, asıl meselenin bu müziği dinleyecek<br />

olan halkı hazırlamak olduğunu anlatmış, dolayısıyla operadan<br />

ziyade öncelikle operayı dinleyecek, zevk alacak bir halk kitlesinin<br />

hazırlanmasının gerekeceğini bildirmiştir ki zaten onun da<br />

söylediği gibi aslında işin en zor safhası <strong>ve</strong> problem yaratan tarafı<br />

da bu olmuştur. Reinhardt raporunda herşeyden önce çok sesli müziği<br />

885 <strong>ve</strong> operayı Türk halkına sevdirmeye çalışmanın gerektiğini <strong>ve</strong><br />

Türk halkının müzik yapısına en yakın olan Macar halkının bir operasıyla<br />

da işe başlamanın uygun olacağını yazmıştır. Daha doğrusu<br />

Türk halkının ilgi göstermesi açısından halkın se<strong>ve</strong>ceği operetler ile<br />

işe başlama kararı alınmıştır. Viyanalı uzman, işe komik operalar ile<br />

başlayıp, yavaş yavaş daha ciddi operalara doğru gidilebileceğini de<br />

raporuna eklemiştir. Raporu inceleyen <strong>Atatürk</strong>, milli Türk operasının<br />

kurulması <strong>ve</strong> bir opera seyircisinin hazırlanması için yapılacaklara<br />

hemen onay <strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong> rapora “Bu raporu esas tutalım” şeklinde<br />

bir de kayıt düşmüştür 886 .<br />

O günlerde henüz çok sesli müzik fikrine bile alışmamış olan<br />

885 M. Reinhardt raporunda, bunların haricinde ülkede çok sesli müziğin yaygınlaştırılması<br />

için neler yapılıp yapılamayacağına da değinmiştir. O, Gazi’nin bir<br />

emirle radyolarda eski müziğin saatlerini azaltabileceğini ya da tamamen kaldırabileceğini<br />

<strong>ve</strong> hatta onun yerine de Batı müziğini koyabileceğini yazmıştır.<br />

Fakat ilginçtir, bunların kesinlikle kalıcı <strong>ve</strong> olumlu bir iş olmayacağını <strong>ve</strong> sonuç<br />

alınamayacağını da açıkça belirtmiştir. Bunun antipati ile karşılanabileceğini,<br />

hatta insanların başka alternatiflere bile yönelebileceğini ifade etmiştir.<br />

Gerçekten de yabancı uzmanın bu endişesi kısa bir süre sonra gerçekleşmiştir.<br />

Öyle ki, bir dönem Türk müziği radyolardan kaldırılmış <strong>ve</strong> Türk halkı da Arap<br />

ülkelerinin radyolarını dinleyerek müzik ihtiyacını gidermeye çalışmıştır. Sadi<br />

Ya<strong>ve</strong>r’in notlarından anladığımız kadarıyla, bu durum halk arasında zamanla<br />

espri konusu haline bile gelmiştir. Örneğin, radyolarda oda orkestralarının sıkça<br />

çalındığı dönemlerde, radyo almaya giden halkın, içinde falanca orkestra<br />

<strong>ve</strong> şefinin olmadığı radyolardan istemesi, esprilerin ana konusu olmuştur (Ataman,<br />

a.g.e., s. 75).<br />

886 Ataman, a.g.e., s. 74-76.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!