01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

390<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

Ülkede XVIII. yüzyıldan itibaren daha fazla seyredilmeye başlanan<br />

operaya, müziğe <strong>ve</strong> sahne sanatlarına Sultan III. Selim <strong>ve</strong> II.<br />

Mahmud gibi dönemin padişahları da büyük ilgi duymuşlardır 875 .<br />

Hatta Tanzimat <strong>ve</strong> sonrasında İstanbul’da opera <strong>ve</strong> tiyatro temsilleri<br />

<strong>ve</strong>rmek üzere bazı binalar dahi inşa edilmeye başlanmıştır 876 . Sultan<br />

Abdülmecid döneminde Dolmabahçe Saray Tiyatrosu’nun açılması<br />

ile birlikte gelişimini sürdüren opera, Abdülaziz döneminde farklı<br />

bir süreç içine girmek zorunda kalmıştır. Çünkü, Naum Tiyatrosu’na<br />

zaman zaman giderek opera seyrettiği <strong>ve</strong> Avrupa seyahati sırasında<br />

operaya gittiği bilinen Sultan Abdülaziz’in saltanatının son yıllarında<br />

yaşanan mali sıkıntı yüzünden masraflarda bir kısıtlamaya gidilmiş,<br />

bunun üzerine orkestra <strong>ve</strong> bale heyetlerinin çalışmalarının yanı sıra<br />

opera çalışmalarına da ara <strong>ve</strong>rilmiştir. Abdülaziz’in bu dönemde batı<br />

sahne sanatları dışında geleneksel tiyatromuzun örneklerine itibar<br />

etmeye başladığı görülmüştür. Sultan II. Abdülhamid döneminde ise<br />

opera daha çok sarayın zevki çerçe<strong>ve</strong>sinde gelişme göstermiştir. Yani<br />

sanat tam anlamıyla sarayın tekeli altına girmiştir. Opera <strong>ve</strong> tiyatroya<br />

düşkün bir kişi olarak bilinen Sultan II. Abdülhamid, sarayında<br />

tiyatronun yanı sıra İtalyan sanatçılardan oluşan (Çampi Ailesi) bir<br />

opera heyeti de bulundurmuştur 877 .<br />

875 Osmanlı döneminde opera sanatı <strong>ve</strong> gelişimi hakkında ayrıntılı bilgi için bk.<br />

Refik Ahmet Se<strong>ve</strong>ngil, Opera Sanatı İle İlk Temaslarımız, MEB, İstanbul<br />

1969; Cevat Memduh Altar, Opera Tarihimiz, Kültür Bakanlığı Yay., İstanbul<br />

1982.<br />

876 İtalyan Gaetano Mele, M. Giustiniani, G. Bosco gibi kişiler açtıkları tiyatrolarda<br />

opera temsilleri <strong>ve</strong>rmişlerdir. Ancak Bosco 1842 yılında yanan tiyatrosunu<br />

Halepli bir Süryani olan Tütüncüoğlu Michail Naum Efendi’ye devrederek<br />

ülkeden ayrılmıştır. Naum Efendi bir süre daha İstanbul’da temsiller <strong>ve</strong>rmeye<br />

devam etmiştir (R. A. Se<strong>ve</strong>ngil, Türk Tiyatro Tarihi, MEB. Yay., İstanbul<br />

1962, s. 16; Faruk Yener, “Türkiye’de Opera Sanatı”, CDTA, C. IX, s. 2547-<br />

2548).<br />

877 Çampi Ailesi Yıldız Sarayı’nda 1892-1893’den itibaren yaklaşık onbeş sene<br />

muntazam oyun oynamış, hatta bunlar zamanla Türkçe isimlerle bile anılır<br />

olmuşlardır. La Traviata-Madam Kamelya, Troubadour-Demirci Operası,<br />

Barbier de Seville-Berber Operası, Bal Masque-Maskeli Opera, Fra diavolo-<br />

Haydut Operası, La Fille de Regiment-Asker Kız Operası, La Belle Helen-<br />

Çoban Operası, Rigoletto-Kral Kızı Operası, Mascotte-Maskot gibi. Bunların<br />

içerisinde Sultanın özellikle Rigoletto operasını çok sevdiği <strong>ve</strong> onu daima çaldırdığını<br />

da yine kızının anılarından öğreniyoruz (Osmanoğlu, a.g.e., s. 75;<br />

Oyunlar hakkında bk. Opera Kılavuzu, Çev. Emine Abaoğlu, MEB. Yay.,<br />

Ankara 1945).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!