01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

BİRİNCİ BÖLÜM<br />

HALKI EĞİTMEYE YÖNELİK FAALİYETLER<br />

Halkın içinden gelen <strong>ve</strong> ondan hiçbir zaman kopmayan bir lider<br />

olan <strong>Atatürk</strong>, 1923 <strong>ve</strong> sonrasında yaptığı konuşmalarda halk <strong>ve</strong> halkçılık<br />

düşüncelerine sürekli yer <strong>ve</strong>rmiş, bu prensibin ana hatlarını çizmeye<br />

<strong>ve</strong> onları yerine getirmeye çalışmıştır. Bilindiği gibi O, gerek<br />

savaşın ilk günlerinde gerekse 1930 <strong>ve</strong> sonrasında halka gitmeyi <strong>ve</strong><br />

halkını aydınlatmayı görev bilmiş, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin bir<br />

halk devleti, halkın devleti 52 olduğunu söyleyerek, bunun temellerini<br />

güçlendirmenin yollarını aramıştır. Türkiye’nin çağdaş bir halk devleti<br />

olarak varlığını sürdürebilmesi için özellikle 1923 <strong>ve</strong> sonrasında<br />

<strong>sosyal</strong> <strong>ve</strong> <strong>kültürel</strong> inkılâpların gerçekleştirilmesine yönelik ülkede<br />

âdeta bir seferberlik başlatılmıştır. Bu bağlamda pek çok alanda yeni<br />

düzenlemelere gidilmiştir. Ancak şu da bir gerçektir ki, yapılan<br />

inkılâpların halka ulaşmasında <strong>ve</strong> halkın bunların tamamından haberdar<br />

olmasında ciddi problemler yaşanmıştır. İşte bu durumu fark<br />

eden <strong>Atatürk</strong>, çıktığı yurt gezilerinde bir yandan sürekli konuşmaya<br />

çalıştığı halkın nabzını tutmaya çalışırken diğer yandan da özellikle<br />

Cumhuriyetin ilkeleri konusundaki hassasiyetini ortaya koymak<br />

için uğraşmıştır. Yapılan konuşmalar <strong>ve</strong> geziler zamanla Gazi’ye<br />

inkılâpların halka aynı hızla ulaşamadığını, bazı kopuklukların olduğunu<br />

<strong>ve</strong> en önemlisi de Osmanlı’dan beri gelen aydın-halk arasındaki<br />

kopukluğun devam ettiğini göstermiştir. 1930 <strong>ve</strong> sonrasında ortaya<br />

çıkan bu tablo, <strong>Atatürk</strong>’ün ülke çapında yeni bir örgütlenmeye gitmesine<br />

yol açmıştır. İnkılâbı yapan kadronun halka karışması, aydınhalk<br />

arasındaki kopukluğun giderilmesi, inkılâpların hızına halkın<br />

yetiştirilmesi <strong>ve</strong> bunun için de halkın inkılâp ilkeleri doğrultusunda<br />

eğitilmesi için hemen harekete geçilmiştir. Zaten 1930’lardaki bu<br />

yaklaşım, Türkiye’nin kültür <strong>politikaları</strong>nın şekillenmesinin hareket<br />

52 13 Ağustos 1923 tarihli İkinci Dönem Açış Konuşması, ASD, C. I, s. 338.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!