01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

26<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

öne çıkması, güzel sanatlara <strong>ve</strong>rilen önem neticesinde, toplumdaki<br />

tabuların yıkılması, sanatın her dalına gereken önemin <strong>ve</strong>rilmesi <strong>ve</strong><br />

bu sayede çok sesli müziğin yaygınlaştırılması, opera, bale gibi sanatlarla<br />

halka sanat <strong>ve</strong> estetik ruhunun aşılanmaya çalışılması, heykel,<br />

mimari, resim gibi sanatlarla millete Batı kültürünün tanıtılması,<br />

hatta daha öncede ifade ettiğimiz üzere 1933 yılında Darülfünun’un<br />

kapatılarak yerine İstanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi’nin kurulması <strong>ve</strong> onu<br />

Ankara’daki üni<strong>ve</strong>rsite <strong>ve</strong> yüksekokulların takip etmesi, sonra da<br />

bunu devlet konservatuarı, İstanbul Şehir Tiyatrosu, sanat enstitüleri,<br />

teknik eğitim okullarının izlemesi vb 50 .<br />

İşte kısaca bakıldığında saymaya çalıştığımız tüm bu gelişmeler,<br />

<strong>Atatürk</strong>’ün 1931-1938 yılları içersinde başlatıp uygulamaya çalıştığı<br />

kültür politikasının temel basamaklarıdır. Bütün hareketin ortak<br />

amacı ise çağdaşlaşmak, ilerlemek <strong>ve</strong> yükselmek olarak belirlenmiştir.<br />

Temel ilke “İstiklâl-i tam” yani tam bağımsızlık, hedef ise çağdaşlaşmaktır.<br />

Bağımsızlık aslında her alanı kapsamaktadır. Kültürel<br />

bağımsızlık ise bunların içersinde en önemlisidir. Bu bağlamda Türk<br />

inkılâbının başlı başına bir <strong>kültürel</strong> değişim <strong>ve</strong> inkılâp modeli olarak<br />

tarihe geçtiğini söyleyebiliriz.<br />

Bu tespitten hareketle, Türkiye’de milli kültürün oluşturulmasında<br />

tarihsel bir geçiş dönemi olan 1930’lu yıllar gerçekte Türkiye’de<br />

tam bir kültür devri olmuş, başkent Ankara da bu dönemin üssü haline<br />

gelmiştir. Böyle bir ortamda <strong>kültürel</strong> bir savaş başlatan <strong>ve</strong> âdeta<br />

Türk milletinin kültür önderliğini üstlenen <strong>Atatürk</strong>, bir taraftan Türk<br />

kültürünü canlandırmaya çalışırken diğer taraftan da onun içinden<br />

kendi ihtiyaçlarımızı <strong>ve</strong> ruhumuzu bulup çıkarmaya gayret göstermiştir.<br />

O, milleti arzu edilen bu kültür seviyesine çıkarmak için ömür<br />

boyu süren bir mücadele <strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong> herşeyden önemlisi de bunun<br />

zorunluluğuna olan inancını hiç yitirmemiştir. Nitekim daha 1925<br />

yılında İnebolu’da “Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine<br />

kavuşturmaya, mesut <strong>ve</strong> müreffeh kılmaya çalışacağız <strong>ve</strong> bunu<br />

yapmaya mecburuz” 51 diyen <strong>Atatürk</strong>, ölene kadar da bu fikrini sürekli<br />

yinelemiştir.<br />

50 Cahit Kavcar, “<strong>Atatürk</strong> <strong>ve</strong> Kültür Reformu”, Erdem, C. IV, S. 12, Eylül 1988,<br />

s. 916-918.<br />

51 26 Ağustos 1925’de “İnebolu’da Bir Konuşma”, ASD, C. II, s. 217.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!