01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

278<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

dan Remzi Oğuz Arık ile Hamit Zübeyir Koşay, 1935-36 döneminde<br />

Alacahöyük <strong>ve</strong> Ahlatlıbel kazılarını başlatmışlar <strong>ve</strong> Doğu kültürüne<br />

ait çok önemli eserler bulmuşlardır. Yine Trakya’da çalışmalarına<br />

devam eden Arif Müfit de 1936-38 yılları arasında eşsiz eserler ortaya<br />

çıkarmıştır. Hatta 1937 yılında Trakya’daki askeri manevralardan<br />

dönen <strong>Atatürk</strong>, Lüleburgaz’da devam eden bu kazıyı ziyaret<br />

etmek istemiş, ancak önemli bir iş yüzünden kazıya uğrayamadan<br />

İstanbul’a dönmek zorunda kalmıştır. Fakat iki gün sonra başta Afet<br />

İnan, Genel Müfettiş Kâzım Dirik, Cevat Abbas olmak üzere askeri<br />

<strong>ve</strong> sivil kişilerden oluşan bir grup bölgeye giderek kazıyı ziyaret<br />

etmişler <strong>ve</strong> notlar almışlardır 583 . Görüldüğü gibi <strong>Atatürk</strong> bu kazıyı<br />

sadece yaptırmakla kalmamış, elde edilen sonucu görebilmek için<br />

yapılan işleri takip etmeye de özen göstermiştir.<br />

Kazı bittikten sonra bulunan eserler İstanbul’a nakledilerek Dolmabahçe<br />

Sarayı’nda teşhir edilmiştir. Bunun üzerine <strong>Atatürk</strong> yapılan<br />

çalışmalardan duyduğu memnuniyeti 1937 yılında Meclisin açılış<br />

toplantısında dile getirmiş <strong>ve</strong> şunları söylemiştir: “Tarih Kurumu;<br />

yaptığı kongre, kurduğu sergi, yurt içindeki hafirler, ortaya çıkardığı<br />

eserlerle, şimdiden bütün ilim dünyasına <strong>kültürel</strong> vazifesini ifaya<br />

başlamış bulunuyor” 584 . Trakya’dan getirilen bu eserlerin bir başka<br />

özelliği de <strong>Atatürk</strong>’ün gördüğü son arkeolojik eserler olmasıdır.<br />

Şöyle ki, <strong>Atatürk</strong> hasta yatağında iken bu eserleri görmek istediğini<br />

söylemiş, bunun üzerine eserlerin arasından seçilen yüzüklü miğfer,<br />

gümüş kupalar <strong>ve</strong> altın yüzükler acele olarak Müze laboratuvarında<br />

temizlenerek saraya gönderilmiştir. Bundan sonrasını Afet İnan<br />

şöyle anlatmaktadır: “Hafriyat işleri Onun teşvik <strong>ve</strong> himayesiyle başarılıyordu.<br />

Hasta yatağında dahi, Türk Tarih Kurumunun işleriyle<br />

alâkadar olmaktan zevk duyardı. Birgün Trakya höyüklerinde son<br />

çıkan eserlerden bahsetmiştim, o kadar alâkadar oldu ki, ‘o çıkan<br />

eserlerden bana getir göreyim’ diye arzu gösterdi. Birkaç parça eşyayı<br />

müzeden alarak Saraya getirdim. Bay Fethi Okyarla görüşüyordu.<br />

Eşyaları istedi, hepsini birer birer gördü. ‘Devam ediniz, memleke-<br />

583 Mansel, a.g.m., s. 11-12.<br />

584 1 Kasım 1937 tarihli Beşinci Dönem Üçüncü Toplanma Yılını Açış Konuşması,<br />

ASD, C. I, s. 420.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!