01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 253<br />

Tartışmalara katılanlar arasında inkılâp heyecanı ile tezi gönülden<br />

inanıp savunanlar olduğu gibi, görüşleri çürütmeye çalışıp Asya’daki<br />

kültürün kesinlikle Türkler tarafından oluşturulmadığını ispatlamaya<br />

çalışanlar da olmuştur. Örneğin daha o günlerde Fuat Köprülü<br />

<strong>ve</strong> asistanı Abdülkadir İnan ile birlikte Hüseyin Namık Orkun, Zeki<br />

Velidî Togan, İsmali Hakkı Baltacıoğlu 518 gibi kişiler teoriye karşı<br />

çıkmışlar, yapılan toplantılarda büyük bir cesaretle teze uzun eleştiriler<br />

getirmişlerdir. Öyle ki, 1927-1930 arası Yusuf Ziya Özer’in<br />

Yunan <strong>ve</strong> Mısır uygarlıklarının Türk kökenli olduklarına dair yaptığı<br />

çalışmayı, Fuat Köprülü <strong>ve</strong> asistanı İnan sert <strong>ve</strong> kimi zaman da alaya<br />

varan ifadelerle eleştirmiş, Hüseyin Namık Orkun ise daha da ileri<br />

giderek itirazlarına <strong>Atatürk</strong>’ün sofrasında bile devam etmiştir 519 . Bu<br />

dönemde İstanbul Darülfünunu’nun ortaya atılan teze karşı sergilediği<br />

cüretkâr tavır son derece önemlidir. Büyük bir serbestiyet içinde<br />

yapılan bu itirazlara rağmen <strong>Atatürk</strong>, etrafında bu çizginin dışındaki<br />

tarihçileri bulundurmaktan çekinmemiştir. Ancak Darülfünun’un<br />

olaylar karışında gösterdiği bu tepkiselliğin, 1933 yılında kurumun<br />

bir reform sürecine sokularak her anlamda modernize edilmesine neden<br />

olduğu gerçeği de unutulmamalıdır. Yalnız bu arada, tarih görüşüne<br />

karşı olduğu bilinen Köprülü her zaman için özel bir yere sahip<br />

olmuş, Türk Tarih Encümeni, Belleten, Ülkü, liseler için tarih kitaplarının<br />

hazırlanması gibi çalışmaların başında bulunmuştur. Halil<br />

Berktay’ın belirttiği 520 gibi, bu durumu Köprülü’nün içinde bulun-<br />

re gidildiğini, ancak yöntemsizlik <strong>ve</strong> acemilikten ötürü bunun olumlu sonuçlar<br />

doğurmadığını yazmıştır. Bizdeki tarih anlayışını darbeci olarak nitelendiren<br />

yazar, tarih tezinin evrensel bir anlam taşımadığını, bunun sadece “...varlığını<br />

sürdürmek isteyen bir halkın acil bir kimliğe sahip olmasını hedefleyen siyasal<br />

bir yatırım”dan ibaret olduğunu ileri sürmüştür (İktidar <strong>ve</strong> Tarih, Afa Yay.,<br />

İstanbul 1992, s. 195-196, 203-207).<br />

518 Tarih tezini eleştirenlerden birisi de İsmail Hakkı Baltacıoğlu’dur. 1913 yılından<br />

itibaren Darülfünun’da ders <strong>ve</strong>ren, Edebiyat Fakültesi dekanlığı <strong>ve</strong> rektörlük<br />

yapan, politikayla da ilgilenen Baltacıoğlu, özellikle tarih tezini eleştirmiş<br />

hatta hem tezi hem de ülkedeki aşırı batılılaşma taraftarlarını eleştiren Tarih<br />

<strong>ve</strong> Terbiye (İstanbul 1935) isimli bir de kitap yazmıştır. Baltacıoğlu’nun bundan<br />

sonra böyle çıkışları olmamış, 1939 sonrasında da Dil <strong>ve</strong> Tarih-Coğrafya<br />

Fakültesi’ne girmiştir (Behar, a.g.e., s. 168-169).<br />

519 Halil Berktay, Cumhuriyet İdeolojisi <strong>ve</strong> Fuat Köprülü, Kaynak Yay., İstanbul<br />

1983, s. 58-59.<br />

520 Berktay, a.g.e., s. 62-63.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!