01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

240<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

hakkında son derece önyargılı idi. Onların gözünde dünya medeniyetinde<br />

Türklere yer yoktu <strong>ve</strong> bu düşüncelerini eserlerinde sürekli<br />

dile getiriyorlardı. İşte Cumhuriyet döneminde herşeyden önce Batılıların<br />

hafızalarındaki bu taassup silinmeye, Türklere kendi tarihleri<br />

öğretilmeye, belgelere <strong>ve</strong> ilmi metotlara dayalı bir tarih anlayışı<br />

geliştirilmeye çalışılmıştır. Kısacası <strong>Atatürk</strong>, hem bu sorulara cevap<br />

bulmak hem de dünyaya <strong>ve</strong> ülkeye hâkim olan zihniyeti değiştirmek<br />

amacıyla tarih alanında bir reform yapma gereği duymuştur.<br />

Mensup olduğu milletin özelliklerini, “Türk tarihinin haşmetini,<br />

Türk’ün hürriyet aşkını, İstiklâl azmini, hakka <strong>ve</strong> insana saygılı asil<br />

ruhunu, ileri hamlelere karşı tutkunluğunu” iyi bilen <strong>ve</strong> “bugünkü<br />

Türk’ün şuurunda vaktiyle dünyaya hükmetmiş cihangir bir milletin<br />

çocuğu hissini yaşadığının” 486 farkında olan <strong>Atatürk</strong>’ün, daha Milli<br />

Mücadele yıllarında başlattığı çalışmalarını Cumhuriyetin ilânı ile<br />

birlikte hızlandırdığı görülmüştür. Örneğin Kasım 1922’de Mecliste<br />

millet<strong>ve</strong>killerinin dikkatini Türk tarihinin eskiliği <strong>ve</strong> zenginliği<br />

üzerine çekmiş <strong>ve</strong> onlara şöyle seslenmiştir: “Efendiler, bu dünyayı<br />

beşeriyette asgari yüz milyonu mütecaviz nüfustan mürekkep bir<br />

Türk millet-i azimesi vardır. ...en bariz <strong>ve</strong> en kati <strong>ve</strong> en maddi delâil-i<br />

tarihiyeye istinaden beyan edebiliriz ki, Türkler on beş asır ev<strong>ve</strong>l<br />

Asya’nın göbeğinde muazzam devletler teşkil etmiş <strong>ve</strong> insanlığın her<br />

türlü kabiliyatına tecelligâh olmuş birer unsurdur. Sefirlerini Çin’e<br />

gönderen <strong>ve</strong> Bizans’ın sefirlerini kabul eden bir Türk devleti, ecdadımız<br />

olan Türk milletinin teşkil eylediği bir devlet” 487 .<br />

<strong>Atatürk</strong> bu konudaki fikirlerini her geçen gün büyük bir heyecanla<br />

<strong>ve</strong> daha çok geliştirerek dile getirmeye devam etmiştir. Onun fikirlerini<br />

dile getirdiği merkezlerin başında da Türk Ocakları gelmiştir.<br />

1923 <strong>ve</strong> sonrasında Türk Ocaklarında bu konuya defalarca değinmiş<br />

<strong>ve</strong> gençlere Türk tarihi <strong>ve</strong> kültürü hakkında heyecanlı konuşmalar<br />

yapmıştır. Öyle ki, daha Mart 1923 tarihinde Konya Türk Ocağı’nda<br />

yaptığı bir konuşmada gençlere şunları söylemiştir: “...Bir milletin<br />

namuskâr bir mevcudiyet, şayanı hürmet bir mevki sahibi olması<br />

486 İbrahim Kafesoğlu, “<strong>Atatürk</strong> <strong>ve</strong> Türk Devleti”, Türk Kültürü, C. VI, S. 61,<br />

Kasım 1967, s. 11.<br />

487 1 Kasım 1922’de “Saltanatın Yıkıldığına Dair Verilen Karar Münasebetiyle”<br />

yapılan konuşma, ASD, C. I, s. 288.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!