01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 237<br />

var olan tarih anlayışının değiştirilmesine hem de Türklerin kim olduklarının<br />

araştırılmasına yani milli bir tarih görüşünün belirlenmesine<br />

itmiştir. Bir milletin özgürlüğünü kazanmasının <strong>ve</strong> ilerlemesinin<br />

eğitim <strong>ve</strong> kültür ile olacağına gönülden inanan <strong>Atatürk</strong>, böylelikle<br />

Cumhuriyet’in ilânı sonrasında Türkiye’de büyük bir eğitim seferberliği<br />

başlatmış, bu eğitim reformu içinde de kültür <strong>politikaları</strong>nın<br />

en büyük hamlelerinden biri olan Türk tarihi <strong>ve</strong> araştırmaları ön plana<br />

çıkmıştır.<br />

Tarih okumak, tarih bilmek, tarih yazmak <strong>ve</strong> bir tarih şuuruna<br />

sahip olmak. Bu meziyetlerin hepsine sahip olduğunu gördüğümüz<br />

<strong>Atatürk</strong>, daha öğrencilik yıllarından itibaren tarih derslerini çok sevmiş,<br />

tarihle daima meşgul olmuş <strong>ve</strong> bilgisini artırmak için de büyük<br />

bir merakla okumuştur. Milletçe girdiği mücadelede <strong>ve</strong> cumhuriyete<br />

attığı ilk adımda da bu kuv<strong>ve</strong>tli tarih bilinciyle hareket etmiştir.<br />

Kütüphanesindeki kitaplardan, onlara düştüğü notlardan dünya tarihi,<br />

İslâm tarihi, özellikle de Türk tarihi ile yakından ilgilendiğini<br />

öğreniyoruz. Bu tutum aynı zamanda O’nun tarihi bir bütün olarak<br />

ele aldığının kanıtıdır. Daha da önemlisi Mosk’nun “Bir saatlik bir<br />

okumanın gideremeyeceği üzüntü yoktur” sözünü sık sık tekrarladığı<br />

söylenen <strong>Atatürk</strong>’e, tarih ilmine olan ilgisi <strong>ve</strong> katkısından ötürü<br />

olsa gerek 19 Eylül 1923 günü İstanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi tarafından<br />

fahri Tarih Profesörlüğü <strong>ve</strong>rilmiştir 479 . <strong>Atatürk</strong> bu unvanının kendisine<br />

edebiyattan ziyade tarihten <strong>ve</strong>rilmesine duyduğu memnuniyeti,<br />

Ankara’ya giderek beratı kendisine takdim eden heyete karşı da dile<br />

getirmiş <strong>ve</strong> onlara “tarihçilerle çok konuşacağız” diyerek sanki<br />

sonradan yapılacakların sinyalini <strong>ve</strong>rmiştir. Nitekim söylediği gibi<br />

gerçekten de yıllar sonra tarihçilerle çok konuşmuştur.<br />

479 19 Eylül 1923 günü toplanan İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi müderrisler<br />

meclisinde, müderrislerden Yahya Kemal Bey, Mustafa Kemal’e fahri<br />

müderrislik <strong>ve</strong>rilmesini teklif etmiş, nitekim yapılan teklif meclisde kabul edilerek,<br />

durum hemen Paşa’ya bildirilmiştir. Mustafa Kemal de bu iltifat üzerine,<br />

“…milli İstiklâlimizi ilim sahasına fakülteniz ikmal edecektir. Bu şerefli<br />

tekamülün husulünü deruhte eden heyetiniz arasında bulunmak bence baisi<br />

iftihardır” diyerek teşekkür etmiştir. Daha sonra da fahri müderrislik beratının<br />

<strong>ve</strong>rilmesi için, Necip Asım, İzmirli İsmail Hakkı <strong>ve</strong> Şemsettin Günaltay’dan<br />

oluşan bir heyet Ankara’ya gitmiş, kendilerini Ankara’da istasyonda kabul<br />

eden Mustafa Kemal ile görüşürek beratı takdim etmişlerdir (Şemsettin Günaltay,<br />

“<strong>Atatürk</strong>’ün Tarihçiliği <strong>ve</strong> Fahri Profesörlüğü Hakkında Bir Hatıra”,<br />

Belleten, C. III, S. 10, Nisan 1939, s. 272-274).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!