01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 233<br />

na taraftar olduklarını ancak bunu birdenbire değil de yavaş yavaş<br />

yapılması gerektiğini <strong>ve</strong> gelişmeyi olağan seyrine bırakmanın daha<br />

doğru olacağını savunmuştur. İsmail Hakkı Baltacıoğlu bir eserinde<br />

bu tartışmalara <strong>ve</strong> ortaya atılan iddialara değinmiş <strong>ve</strong> bunları cevaplandırmaya<br />

çalışmıştır. Baltacıoğlu, bu inkılâbın yavaş yavaş yapılamayacağını,<br />

herşeyden önce bunun inkılâp gerçeğine aykırı olduğunu,<br />

fakat dil gerçeğinin tam olarak kavranabilmesi için çalışmalara<br />

devam edilmesi gerektiğini yazmıştır 470 . Falih Rıfkı dahi daha sonra,<br />

Güneş-Dil teorisi üzerinde durmak istemediğini, o teoriye zaten<br />

hiçbir zaman inanmadığını, <strong>Atatürk</strong>’ün gerçekte zengin <strong>ve</strong> milli bir<br />

Türkçe yaratmak niyetinde olduğunu fakat bunları tamamlamaya<br />

ömrünün yetmediğini, son dil çalışmalarının ise <strong>Atatürk</strong>’ün “eşsiz <strong>ve</strong><br />

hayret <strong>ve</strong>rici sağduyusunu hayli zedeleyen hastalık buhranlarına” 471<br />

rastladığını belirten oldukça ilginç <strong>ve</strong> o günlerin atmosferini açıklayan<br />

bir yorum yapmıştır. Lord Kinross da aynı konuya değinmiş,<br />

hakkında çok sayıda yayın yapılan teorinin ciddi bilginlerin güçlü<br />

eleştirileri ile karşılaştığını <strong>ve</strong> neticede de bırakıldığını söyleyerek<br />

bu tez ile “dilin arınma siyaseti(nin) bir yana bırakıldı”ğını belirtmiştir<br />

472 .<br />

<strong>Atatürk</strong>, kurduğu devleti bir ulusa dayandırmaya çalışmış, bunun<br />

için de bu ulusun tarih, dil, kültür <strong>ve</strong> antropolojik özelliklerini<br />

tespit etmek istemiştir. Yabancı bir dil bilimcinin ortaya attığı teoriyi<br />

<strong>Atatürk</strong> geliştirmiş <strong>ve</strong> yeni şekli ile kurultayda sunmuştur. Yani<br />

teoriyi yaratan kişi <strong>Atatürk</strong> değildir. O, bunun dilimize uygun olup<br />

olmadığını araştırmış, bir süre kamuoyunda bunun yoklamasını yapmış<br />

<strong>ve</strong> sonuçta da bundan vazgeçmiştir. Teorinin olumlu <strong>ve</strong> olumsuz<br />

sonuçları ortaya çıkmıştır. Olumsuz yanı, dünya dillerinin kökenini<br />

Türkçeye bağlamak, kullandığımız sözcüklerinin asıllarının Türkçe<br />

olduğu iddiasında bulunmak olmuştur. Bu iddia hem yurtta hem de<br />

yurt dışında ciddi eleştiriler almış <strong>ve</strong> kabul edilmemiştir. Hatta bu<br />

yaklaşım teorinin “itibarını sarsmıştır” 473 .<br />

470 İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Kültürce Kalkınmanın Sosyal Şartları, MEB, İstanbul<br />

1967, s. 30-31.<br />

471 Atay, a.g.e., s. 479.<br />

472 Lord Kinross, <strong>Atatürk</strong>, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Çev. Necdet Sander,<br />

Altın Kitaplar, İstanbul 1994, s. 537-538.<br />

473 Osman F. Sertkaya, “<strong>Atatürk</strong>’ün Dil Politikası”, Türk Kültürü, S. 61, Kasım<br />

1967, s. 31-35.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!