01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

14<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

elemanlarını yok ederek yerine yenisini koymaya çalışmıştır. Onun<br />

inkılâpçılık ilkesi de zaten bunun bir neticesi olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />

Bu ilkenin temelinde de kültür <strong>ve</strong> kültür değişmesi yatmaktadır.<br />

O, ülkede medenileşme adına başlattığı kültür seferberliği<br />

ile toplumun her kesimini bu çabasına ortak etmeye çalışmıştır.<br />

Çünkü <strong>Atatürk</strong> hayatı boyunca, “Medeni olmayan insanların medeni<br />

olanların ayakları altında kalmaya maruz” 17 olduklarına inanmıştır.<br />

<strong>Atatürk</strong> 1925 yılının Ekim ayında Akhisar Türk Ocağı’nda yaptığı<br />

bir konuşma esnasında, medeni cihanın çok ileride olduğudan bahisle<br />

konuya girmiş, sonra da <strong>ve</strong>rdiği örneklerle halkını başlattığı<br />

bu mücadelenin içine çekmeye çalışmıştır. Onun bu mevzuyu daha<br />

1925 yılında dile getirmesi gerçekten dikkat çekicidir.<br />

<strong>Atatürk</strong>’ün kültür politikasının temelinde yer alan inkılâpçılık,<br />

halkçılık <strong>ve</strong> Laiklik ilkeleri ise onun bu mücadelesinin en etkili<br />

silâhlarıdır. Zaten bir toplumun modern bir toplum kimliğine dönüşmesinde<br />

ilmi yapıda bu üç prensibin olması kaçınılmazdır 18 . Yalnız<br />

bunların içinden değişimin önünü açıcı ya da özündeki direnci aşıcı<br />

olarak karşımıza çıkan Laiklik ilkesinin ayrı bir önem taşıdığı ortadadır.<br />

Osmanlı’dan itibaren geçerliliğini koruyan en etkili yaklaşım<br />

ise pozitivizmdir. Osmanlı modernleşmesine önemli katkıları olan <strong>ve</strong><br />

sezginin yerine aklın egemenliğini esas alan pozitivizm, bu anlamda<br />

hem laik yapıyı kabul etmenin felsefi dayanağı hem de <strong>kültürel</strong> sürecin<br />

laikleşmesini sağlayan temel prensiptir. Kısacası toplumsal kimlik<br />

sorunu <strong>ve</strong> arayışı, <strong>Atatürk</strong>’ü temel aldığı bu ilkeler yardımıyla<br />

yeni bir <strong>kültürel</strong> model aramaya itmiş <strong>ve</strong> O da yeni Türk devletinin<br />

kimlik kartına milliliği <strong>ve</strong> çağdaşlığı iki temel unsur olarak eklemiştir.<br />

. Böylelikle milliyetçilik <strong>ve</strong> batılılaşma ekseninden hareketle,<br />

uluslaşma sürecinin gerekleri yerine getirilmeye çalışılmıştır.<br />

Medeni Bilgiler kitabına, 1923’te söylediği “büyük şeyleri yalnız<br />

büyük miletler yapar” cümlesi ile başlayan <strong>Atatürk</strong>, kitabın ilk bölümünde<br />

millet tanımını “dil, kültür <strong>ve</strong> ülkü birliği ile birbirine bağlı<br />

vatandaşların oluşturduğu siyasal <strong>ve</strong> <strong>sosyal</strong> bir birliktir” 19 şeklinde<br />

17 10 Ekim 1925 günü “Akhisar’da Bir Konuşma”, ASD, C. II, s. 234.<br />

18 Nermin Erdentuğ, Türkiye’de Çağdaşlaşma Eğitim <strong>ve</strong> Kültür Münasebetleri,<br />

Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 1981, s. 55.<br />

19 A. İnan, Medeni Bilgiler <strong>ve</strong> M. Kemal <strong>Atatürk</strong>’ün El Yazıları, <strong>Atatürk</strong><br />

<strong>Araştırma</strong> <strong>Merkezi</strong> Yay., Ankara 2000, s. 28.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!