01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 227<br />

yısıyla tüm dillerin de Türkçe kökenli olduğu gibi bir esasa dayandırılmıştır.<br />

İlk etapta Türk dilbilimcilerin kuşkuyla baktığı bu teoriyi<br />

<strong>Atatürk</strong> incelemiş, dilimize uygun olup olmadığını araştırmış <strong>ve</strong><br />

her zaman olduğu gibi çevresindekileri bir süre yoklamıştır. Ruşen<br />

Eşref, O’nun bu çabasını, “laboratuarda deneme yapan kimyacının<br />

kendi şişesi içine şu <strong>ve</strong> bu maddeleri koyup renk değişikliklerine <strong>ve</strong><br />

uygunluklarına bakması” 451na benzetmiştir. Falih Rıfkı da teorinin<br />

ortaya çıkışı ile ilgili olarak, Viyanalı Dr. Phil Herman F. K<strong>ve</strong>rgic’in<br />

yazdığı bir etüdün ilham kaynağı olduğunu belirtmiş <strong>ve</strong> “ilk tefekkür<br />

güneşle alâkalı idi. Dillerin doğuşu da güneşe bağlanmalı idi” 452<br />

ifadeleriyle teoriyi anlatmaya çalışmıştır. <strong>Atatürk</strong> bu teori ile aslında<br />

pek çok yabancı kelimenin kaynağının Türkçe olduğunu ispat etmeyi,<br />

dünyaya Türk dilinin zenginliğini göstermeyi <strong>ve</strong> çıkmaza giren<br />

özleştirme çalışmalarını bitirmeyi planlamıştır.<br />

<strong>Atatürk</strong>’ün teori üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda; İlk insanın<br />

güneş karşısıdaki tepkisi ile dilin oluşmaya başladığı, bu tepkiler<br />

sonucunda da bazı şeylere isimler konulduğu, ilk ad konulan<br />

şeyin güneş olduğu, insanların güneşe, en kolay çıkarılan ses olduğu<br />

için AA dedikleri, bu AA’nın sonra (Ağ) olduğu gibi bir teori geliştirilmiştir453<br />

. Bu ilginç yolla, Batıda kullanılan çok sayıdaki sözcüğün<br />

kaynağının Türkçe olduğu <strong>ve</strong> dolayısıyla da dilimize Batıdan giren<br />

sözcüklerin yine kendi dilimize ait olduğu ispatlanmaya çalışılmıştır.<br />

Yapılan bu çalışmaların, aynı günlerde yürütülen Türk Tarih Tezi<br />

ile de yakından ilişkisi olduğunu söylebiliriz. Çünkü bu tarihte Türk<br />

tarihinin geçmişi, eskiliği, Türklerin tarihteki rolü araştırılmaya çalışılmaktadır.<br />

Dolayısıyla bu enteresan çabanın, 1930’larda oluşturulmaya<br />

çalışılan resmi tarih görüşünün <strong>ve</strong> felsefesinin bir uzantısı<br />

olduğunu söylemek mümkündür.<br />

Üçüncü Dil Kurultayı, işte bu teori tartışmaları ile açılmış,<br />

Güneş-Dil Teorisi halka <strong>ve</strong> dünyaya tanıtılmaya başlanmıştır. Onun<br />

haricinde Macar dilci Prof. Gyula Nemeth, Yunan dilci Prof. George<br />

Anagnastopulos, Alman Türkolog Dr. Giesse, Fransız Sümerolog<br />

Prof. PéreHilaire de Barenton, İtalyanca Prof. Bartalini, Rus dilci<br />

451 Ünaydın, <strong>Atatürk</strong> Tarih <strong>ve</strong> Dil Kurumları, Hâtıralar, s. 64.<br />

452 Atay, a.g.e., s. 479.<br />

453 Güneş-Dil Teorisi hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Le<strong>ve</strong>nd, a.g.e., s. 433-437.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!