01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

222<br />

SEDA BAYINDIR ULUSKAN<br />

rağmen Türkçe büyük bir hızla kendini aramaya devam etmiştir. En<br />

önemlisi de <strong>Atatürk</strong>, dilde Türkçeciliği devlete maletmiştir. Üni<strong>ve</strong>rsitelere,<br />

okullara, herkese. Dolayısıyla 1930’ların ortalarında artık<br />

geri dönüşü olmayan bir yola girilmiştir. F. Rıfkı’nın o günlerdeki<br />

değişimi anlattığı şu küçük anekdot gelinen noktayı göstermesi<br />

açısından önemlidir: “Biz gençken çocuğu olanın ilk aradığı şey,<br />

bir edebiyatçıya giderek hiç duyulmamış bir Farsça <strong>ve</strong>ya Arapça<br />

bir isim soruşturmaktı. Bugün herkes duyulmamış bir Türkçe isim<br />

aramakta <strong>ve</strong> bu isimler, yeniden yapılmaktadır. Bu, şunu gösterir ki,<br />

artık “bir şeye inanılmamakta” <strong>ve</strong> “bir şeye de inanılmakta” dır.<br />

İnanılmayan tek şey Osmanlıca, inanılan tek şey Türkçedir” 439 .<br />

Yabancı kelimelere Türkçe karşılık bulma <strong>ve</strong> öz Türkçe kelime<br />

türetme gibi çalışmaların hız kazandığı günlerde, 18-25 Ağustos<br />

1934 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı’nda II. Türk Dil Kurultayı<br />

toplanmıştır. Bu kurultayda da yine Türkçenin dünya dilleri<br />

arasındaki yeri ile son iki yılda yapılan çalışmalar üzerinde durulmuştur.<br />

Kurultaya Sovyet Rusya, Lehistan, Almanya gibi ülkelerden<br />

Prof. Marr, Prof. Samoiloviç gibi dil profesörleri katılmıştır. Kurultay<br />

süresince konularla ilgili tezler okunmuştur. İkinci Kurultaya<br />

200 kadar müracaat olmuş, 50 kadar tez gelmiştir. Örneğin Ahmet<br />

Cevat Bey, “Türkçenin Hint-Avrupa Diline Mukayesesi” konulu bir<br />

tez sunmuştur. Sovyet dilciler gelişmeler hakkında “ilim tarihinde<br />

bu iş görülmemiş bir harekettir. Bir milletin kendi öz dilini milletin<br />

ağzından toplayarak ortaya koymasının şimdiye kadar emsali görülmemiştir”<br />

şeklinde açıklamalar yapmışlardır 440 . Her zaman olduğu<br />

gibi basın yine kurultaya büyük ilgi göstermiş, okunan tezler hakkında<br />

fotoğraflarla birlikte günlerce haber yapılmıştır.<br />

Kurultay esnasında öncelikle Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin adı<br />

Türk Dilini <strong>Araştırma</strong> Kurumu olarak değiştirilmiş, sonra da yine<br />

yabancı kelimelere önerilen değişiklikler üzerinde durulmuştur.<br />

İkinci kurultayın bir özelliği de, derleme çalışmalarının kapsamının<br />

genişlemesi <strong>ve</strong> folklor çalışmalarının başlamasıdır. Bu kapsamda<br />

âdetler, masallar, ninniler, ata sözleri, hatta Türkçe argo tabirleri 441<br />

439 Atay, a.g.e., s. 477, 479-480.<br />

440 Son Posta, 20 Temmuz 1934, s. 1 <strong>ve</strong> 11; 19 Ağustos 1934, s. 1 <strong>ve</strong> 8.<br />

441 Bu derleme çalışmalarının daha 1932’lerde başladığının en büyük kanıtı Hazi-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!