01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 193<br />

Şubat 1926’de toplanan Bakü Uluslararası Türkoloji Konferansı<br />

yazı meselesini tekrar alevlendirmiştir. Kongrenin ana konusu Türklerin<br />

Latin yazısını alıp almayacaklarıdır. Yapılan oylamada olumlu<br />

karar çıkmış, bunu Azerbaycan’da 1928 yılında Latin alfabesinin<br />

benimsenmesi takip etmiştir. Ondan sonra da Sovyet Türkleri yavaş<br />

yavaş yeni yazıya geçmişlerdir. Bu günlerde Türkiye de beklenen<br />

harf inkılâbını gerçekleştirerek dil inkılâbının ilk adımını atmıştır.<br />

İnkılâbın hızı ise sadece Türkleri değil tüm dünyayı şaşırtmıştır.<br />

1926-28 yılları arasında konuyla ilgili çok sayıda kitap çıkmış,<br />

basında sayısız makale neşredilmiştir. Dönemin Maarif Vekili Mustafa<br />

Necati Bey de bu tartışmalara katılanlardan birisidir359 . Hatta<br />

O’nun devletin siyasi bir meselesi olarak gördüğü bu konu hakkında<br />

yaptığı yorumlar <strong>ve</strong> konunun Hükümet tarafından ele alınacağı<br />

hususundaki açıklamaları, özellikle Latin alfabesini savunanları<br />

umutlandırmış <strong>ve</strong> tartışmaları hararetlendirmiştir. Kısacası bu yıllar<br />

tam anlamıyla bir kampanya havasında geçmiş, Türkiye’deki<br />

bu hareketlilik hem Sovyet Rusya hem de Avrupa’da dikkatle takip<br />

edilmiştir360 . Türkiye’nin yeni bir inkılâba daha hazırlandığı, bunun<br />

inkılâpların en büyüğü olacağı <strong>ve</strong> meseleyi bir uygarlık sorunu olarak<br />

gördüğü şeklinde yorumlar yapılmıştır. Hatta bu inkılâbı herkes<br />

1926 yılı içinde bekler hale gelmiştir. Gerçekten de 1926 yılı, yazı<br />

inkılâbının beklendiği bir yıl olmuştur. Ancak beklentilerin aksine<br />

inkılâp bundan tam iki sene sonra gerçekleştirilmiştir. Bu gecikmenin<br />

pek çok sebebi olabilir. Bunlardan birincisi Sovyet Rusya’daki<br />

gelişmeler olarak gösterilebilir. Çünkü bu dönemde özellikle Bakü<br />

Kongresi sonrasında Türkler Latin harflerini benimsemeye başlamışlardır.<br />

Türkiye buradaki gelişmeleri yakından takip etmiş, belki de<br />

Sovyet Türklerinin alacakları olumlu kararın Türkiye’deki Türkleri<br />

özellikle de Türkçüleri etkilemesini beklemiştir. Dolayısıyla yapılan<br />

inkılâbın tepkilerini daha da azaltmayı hedeflemiştir. Ancak bu fikri<br />

destekleyecek herhangi bir yayına <strong>ve</strong>ya açıklamaya rastlanmamıştır.<br />

B. Şimşir’in de vurguladığı361 gibi, bu gecikmeyi Sovyet Rusya’daki<br />

gelişmelere bağlama konusunda ihtiyatlı davranmakta fayda vardır.<br />

Gecikmenin nedenleri arasında Türkiye’de 1925 <strong>ve</strong> sonrası yaşanan<br />

359 Şimşir, a.g.e., s. 74-78.<br />

360 1926 yılında dünya basınının konu hakkında yaptığı yorumlar için bk. Şimşir,<br />

a.g.e., s. 78-81.<br />

361 Şimşir, a.g.e., s. 82.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!