01.05.2013 Views

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

atatürk'ün sosyal ve kültürel politikaları - Atatürk Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK’ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL POLİTİKALARI 9<br />

üretmeye başlamasının şüphesiz iktisadi, siyasi <strong>ve</strong> <strong>sosyal</strong> bazı gerekçeleri<br />

vardır. Şöyle ki; 1923-1930 sürecindeki gelişmelere baktığımız<br />

zaman, Şubat 1923 tarihli Türk İktisat Kongresi’nin aslında<br />

önemli bir dönüm noktası olduğu görülebilir. Daha Cumhuriyetin<br />

ilân edilmediği, devletin kurulmadığı bir sırada yapılan iktisat kongresinde<br />

ekonomik sorunlar ilk kez masaya yatırılmış, ama en mühimi<br />

de kongreden liberal ekonominin takip edilmesi yönünde bir karar<br />

çıkmıştır. Bu <strong>Atatürk</strong>’ün yeni kurulması düşünülen devletin rotasını<br />

Batıya çevirmeyi çoktan düşündüğünü <strong>ve</strong> getireceği Cumhuriyet rejimi<br />

ile de Avrupa’daki gibi demokratik bir ortam yaratmayı amaçladığını<br />

göstermiştir. Nitekim bundan sonra hemen Cumhuriyet ilân<br />

edilmiş <strong>ve</strong> 1930’a kadar da <strong>Atatürk</strong>’ün inkılâp olarak nitelendirdiği<br />

uygulamalar Türk toplumu ile buluşmaya başlamıştır. Sözünü ettiğimiz<br />

dönemde 1929 yılı bu sürecin âdeta kırılma noktasıdır. Çünkü<br />

1929 yılında dünya çapında bir ekonomik kriz patlak <strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong><br />

buhran tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Türk İktisat Kongresi’nde<br />

alınan liberal ekonomi kararı da bu noktada iflas etmiş, yeni kurulan<br />

devletin krizden daha az etkilenmek <strong>ve</strong> ayakta kalabilmek için ekonomi<br />

politikasını değiştirme mecburiyeti ortaya çıkmıştır. Nitekim<br />

1930’dan itibaren Türkiye Cumhuriyeti hem ekonomi politikasını<br />

hem de kültür politikasını yeniden düzenleyerek ekonomide devletçiliği,<br />

kültür <strong>politikaları</strong>nda da milliliği temel almıştır.<br />

Meselenin siyasi <strong>ve</strong> <strong>sosyal</strong> boyutu da son derece önemlidir. Bilindiği<br />

gibi, 1923’te devlet kurulduğunda sadece CHP vardı. Devlet<br />

kuran parti sıfatına sahip olan Halk Partisi, daha ilk günden itibaren<br />

tek seslilikten yanaydı. 1924 yılında kurulan Terakkiper<strong>ve</strong>r Cumhuriyet<br />

Fırkası, şüphesiz CHP’nin arzu ettiği bu sessizliği bozdu.<br />

Nitekim Şeyh Sait İsyanı başta olmak üzere yaşanan bazı şanssız<br />

olaylar, partinin kapatılması <strong>ve</strong> muhalefetin o gün için susturulmasıyla<br />

sonuçlandı. Zaten ondan sonra da 1930 yılına kadar kimse<br />

CHP’nin karşısına muhalif olarak çıkmaya cesaret edemedi. Ta ki<br />

demokrasinin gereği olan çok partili hayata geçişin gerçekleşmesini<br />

isteyen <strong>Atatürk</strong>’ün Fethi Okyar’ı bu konuda ikna etmesine kadar.<br />

İşte bu şartlar altında Türkiye’de ikinci çok partili hayat denemesi<br />

Serbest Cumhuriyet Fırkası ile gerçekleşmiş oldu. Parti tıpkı 1924’de<br />

olduğu gibi büyük hayallerle kuruldu. Ancak muhalefetin düşünülenden<br />

daha hızlı güçlenmesi <strong>ve</strong> sempati toplaması neticesinde, o

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!